Advertisement

2008 Global Finansal Krizi, Amerikan mortgage sisteminin dünyaya yaydığı bir virüstür. Aradan geçen 10 yılı aşkın zaman göstermiştir ki, 2008 krizi tarihte kaydedilmiş önceki büyük krizlerden daha farklıdır ve daha uzun sürecektir.

1871-79 arasında hüküm süren ve aralarında Osmanlı İmparatorluğu da dahil, onlarca ülkenin "moratoryum" ilan etmek zorunda kaldığı "Long Depression (Uzun Kriz)"; 1929'da Amerikan Borsa sistemini altüst eden "Great Depression(Büyük Kriz)" ve 1971'de başlayan "Oil Depression (Petrol Krizi)", bugün hala içinde yuvarlandığımız 2008 Finansal Krizi'nin yanında küçük kalıyor.

Küçük; çünkü, daha önce kaydedilen global krizlerin tümünde zaten dünya ekonomisi küçüktü. Bugün global ekonomi, önceki 2 yüzyılla kıyaslanamayacak kadar büyük ve ülkelerarası iktisadi-ticari ilişkiler de içiçe geçmiş ve birbirinden ayrılmaz bağlarla raptedilmiş durumdadır.

Bir rakam vererek duruma açıklık getirebiliriz:

2008 krizinden önce Amerikan Merkez Bankası (FED) 825 milyar dolarlık bir bilançoya sahipti. Krizden sonra herkesin ezberlediği üzere FED'in bilanço büyüklüğü 4.5 trilyon dolara çıktı. Türkçesi, FED "karşılığı olmayan bir paradan(USD) yeni yüksek miktarlı karşılıksız para" yarattı. FED'e, diğer büyük merkez bankaları da ayak uydurmak zorunda kalınca, dünyada tarihte daha önce hiç olmadığı kadar para bollaştı. Diğer büyük merkez bankaları "ayak uydurmak zorunda kaldı" dedik, çünkü bu bir mecburiyetti; FED büyürken diğerleri buna seyirci kalmış olsalardı, 2008 ABD mortgage kriziyle kendilerine çıkarılan ilk faturanın geri kalanını da ödemek zorunda kalacaklardı. Parasal genişlemenin başladığı tarihten, çıkış stratejisinin ilanına kadar geçen sürede; ABD, AB, Çin, Japonya ve İngiltere(5 büyükler) merkez bankalarının toplam bilanço büyüklüğü 14.5 trilyon dolara çıktı.

Bu, global dünya için "çok para" demekti. Bu çok parayı dağıtım işi de ustaca yapıldı. Büyük ekonomiler düzelebilmek için, çoğalttıkları parayı, ihtiyacı olanlara "ucuz" sayılabilecek fiyatlarla dağıttı.

Şimdi aşağıdaki  tabloya dikkatle bakmanızı öneriyoruz. Global borç/Global GSYH ilişkisi, anormal bir durum olduğunu söylüyor.

Belirli bir noktadan itibaren Global Borç, Global GSYH'nın üzerine çıkıyor ve giderek iki gösterge arasındaki fark açılıyor. Ne demek bu? Şu demek: Dünya ülkeleri parasal genişlemenin başladığı dönemden itibaren, ürettiklerinin fazlasını tüketmeye başlamışlar. 

Mekanizma da şöyle işliyor(halen): Güçlü ekonomiler, kendilerinden daha az güçlü olanların; onlar  daha az güçlülerin; daha az güçlüler yoksulların; yoksullar da "en yoksullar"ın refahını "tüketerek" tuhaf bir denge oyunu oluşturdular.

Zincirin en altında Uganda, Kongo, Haiti, Kamboçya, Mozambik gibi ülkeler var, onların bir üzerinde orta az gelişmişlik seviyesindeki ülkeler, onların üzerinde gelişmekte olan ülkeler, onların da bir üzerinde Çin, Japonya, AB var, hepsinin üzerinde ve son "refah tüketici(sömürgen de diyebiliriz)" ABD var.

Son 10 yıldır daha güçlü olanlar daha zayıf olanların refahını tüketerek kendilerine sahip olmadıkları bir "refah" yarattılar. 

Şimdi, oyun planı biraz değişiyor. Herkes, fazladan yediklerini geri vermek durumunda. Fazladan, üretmeden, haketmeden, emek harcamadan, alınteri dökmeden, kolay yoldan yapılan harcamalar için herkesin(her ülkenin) önüne bir fatura konulacak. Çok yiyenden çok, az yiyenden az fatura tahsil edilecek.

Tahsilat en aşağıdan yukarı doğru cereyan edecek. En yoksulların önüne bir fatura konulmayacak, çünkü onlar zaten bol para döneminde daha fazla yoksullaşarak bu bedeli ödediler. Ama onların bir üstündeki grup ilk faturayı ödemeye başladı. Sonra bir üst katmandakiler, bir sonrakiler, sonrakiler ve sonrakiler...

O yüzden en aşağıdan en yukarıya son 10 yıldır elde edilen refah düzeyine uzunca bir dönem ulaşılamayacak.

Ne zamana kadar? Global Borç/Global GSYH oranları normal sınırlara gelinceye kadar.