Advertisement

Herkesin gözü kulağı Merkez Bankası'nda. Başkan değişti, çekirdek olmasa da manşet enflasyon düşüyor, küresel likidite şartları pozitif... Sebepler muhtelif. Kısaca saha ve zemin şartları "futbol oynamaya" müsait. O zaman merkez hızla faizi düşürsen ve herkes rahatlasın.

Genel söylem buna benzer. Belki biraz eksik, biraz fazla...

Ben bu tartışmanın destekleyicisi ya da karşında olmak yerine , her zaman yapmaya çalıştığım gibi "küresel piyasalarda neler oluyor? Orada hangi faiz? Ne kadar düştü? Hesabı yapıp, biz de faizlerin daha fazla düşecek yer var mı? sorusuna cevap aramak taraftarıyım.

O zaman başlayalım..

Önce biraz ön bilgi. Aşağıda grafikte bazı endeksler görüyorsunuz. Hikayeye girmeden önce sizlere, biraz bu endeksler hakkında bilgi vereyim.

ABD Tahvil endeksi : 1 yıldan 30 yıla kadar bütün ABD tahvillerinin hesaba katılarak ortaya çıkan endeks. Ortalam vadesi 6 yıl. Ortalama faizi yüzde 1.4

ABD Doları ( Non Investment Grade) Şirket Faiz Endeksi: Bloomberg'in yatırım yapılabilir notu olmayan, dolar cinsinden dünyanın dört bir yanında, minimum 250 milyon dolarlık şirket tahvil ihraçlarından oluşan endeks. Ortalam vadesi 4.5 yıl ve ortalama  faiz oranı yüzde 7.75

Gelişen ülke eurobond tahvil endeksi : Bloomberg'in yatırım yapılablir ya da (major olmak kaydıyla) yatırım yapılablir olmayan ülkelerin, dolar cinsinden tahvil ihraçlarından oluşturduğu endeks. Ortalama vadesi 7.5 yıl. Faiz oranı yüzde 4.9

Gelişen ülke şirket tahvil endeksi : Bloomberg'in yatırım yapılablir ya da major yatırım yapılabilir notu taşımayan ülkelerin şirketlerinin dolar cinsinden çıkartıkları tahvillerinden oluşturdukları endeks. Vadesi 5.5 yıl, faizi yüzde 5.9

Şimdi grafiğe birlikte bakalım.

Geçen yıl Nisan ayı, FED'in faiz artırımları konusunda ciddi olduğu ve bunun özellikle gelişen ülkelerden ciddi sıkıntılar yaratacağı beklentisinin sert fiyatlanmaya  başladığı dönem. Bu sebeple grafik oradan başlıyor. Görüleceği üzere o gündünden itibaren , yukarıda bahsi geçen 4 endeksin faizi artmaya başlamış.  Faiz artışları 4 endeks için de Aralık 2015'e kadar devam etmiş. Bu noktadan sonra ABD tahvil faizleri geri gelmeye başlarken, diğer 3 endeksin faizi  Şubat 2016'ya kadar artmış. Şubat 2016'dan itibaren ise bütün endekslerin faizleri gerilemeye başlamış.

Şimdi...

Son 1 yılı gösteren bu grafik, ABD tahvil endeksinin faizinin 1 yıl öncesine göre daha düşük seviyeye geldiğini söylüyor. Kulağa yanlış geliyor ama doğru! Fed'in faiz artırdığı ve daha fazla artıracağını ilan ettiği dönemde nette ABD tahvil endeksinin faizi gerilemiş.

Gelelim Gelişen ülkelerin endekslerine. Gelişen ülkelerin, ülke tahvilleri de ( eurobond) süper iş çıkarmış. Onlar da, bir sene de verdikleri bütün kayıpları geri almışlar. Gelişen ülkelerin şirketlerinden oluşan endeks ise hala "yediği golü" çıkaramamış. Şirket tahvil endeksi  1 yıl öncesine göre yaklaşık 0.5 puan yukarıda işlem görüyor.

Yatırım yapılabilir notu olmayan şirketlerin endeksinde ise  durum daha vahim. Orada endeks 1 yıl öncesine göre yaklaşık 150 baz puan daha yukarıda işlem görüyor.

Sonuç..

Son1 yılda yaşanan algı kayışı bu grafikte çok net belli. Söz konusu ülke tahvili ( dolayısı ile ülke borcu) olunca herkes rahat. FED'in faiz artışı bile yatırımcıları ülkelere boç vermek konusunda rahatsız etmiyor.

Ancak..

Şirketler cephesinde durum farklı. Yatırımcı şirket tahvillerine eskisi kadar rağbet göstermiyor.  Gelişen ülkelerin çok borçlu şirketleri yatırımcıları korkutmuş durumda. Oraya pek kimse elini sürmüyor.

Bu sebeple ; "ABD tahvil faizleri yeride sayıyor" ya da " Ülke eurobond faizleri eski yerine geri geldi" diyerek şirket borçlanmalarının önünün açılmasını beklemek, faizlerin burada da (daha fazla) düşmesini beklemek sanırım yanıltıcı olur.

Küresel yatırımcı şirket borçları konusunda oldukça karamsar! Bu sebeple, ülkemizde beklenen faiz indirimlerinin şirketlerin maliyetlerine yansıması oldukça muhafazakar olacaktır.