Advertisement

Cevap; oluyor, hem de Türkiye’de. Bugün gelen enflasyon rakamı ile yıllık TÜFE %4'ün altına geriledi.

Diğer yandan ÜFE'de ise geçen ay yıllık % 10,87 olan rakam % 10'a geriledi. Yani tüketici enflasyonunun 2 misli bir üretici enflasyonundan bahsediyoruz. Grafikte de görüleceği üzere bu iki enflasyon arasında bu kadar farkı uzun süredir gözlemlememiştik. Bu ne demek? Çok kısaca, üreticilerin girdi maliyetlerini çıktı fiyatlarına yansıtamadığı ve kar marjlarını düşürdüğü anlamına geliyor. Orta ve uzun vadede bunun sürdürülemeyeceği ve bu enflasyonun bir şekilde tüketici enflasyonu olarak biz nihai kullanıcıların önünen geleceği aşikar. Ancak bugünkü konumuz bu değil.

Bugün değinmek istediğim konu; işlerin iyi gittiği kabul edilen, büyüme hızı ve düşük borçlanma oranları ile örnek ülke olarak gösterilen Türk piyasasında yıllık faiz oranlarının iki misli faiz olur mu?

'Reel faiz' olarak adlandırılan ve en sade ifadeyle enflasyon ile faiz farkları arasındaki farkın fiyatlanması denilebilecek oran, ülke ekonomilerinde işlerin ne kadar yolunda gittiğinin önemli bir göstergesidir. Türkiye'de işler iyi giderken farkın 0'a indiği olduğu gibi genel ortalamanın 200-300 baz puan arasında olduğu bilinmektedir. Cari enflasyon ile 2 yıllık tahvil faizi arasında şu anki fark ise yaklaşık 500 baz puan seviyesindedir. Yıllık enflasyon % 3,99 seviyesindeyken 2 yıllık tahvilde oranlar % 8,95 seviyesinde. Beklenen enflasyon olarak baktığımızdaysa 2 yıllık enflasyon beklentilerinin % 6,0 seviyelerinde olduğu düşünüldüğünde bu farkın yine 300 baz puan olduğunu görüyoruz.
 
Peki fiyatlama yapanlar neden faiz oranlarını enflasyonun 2 misli seviyesinde fiyatlıyor? Bu soruya birçok cevap verebiliriz. Ancak en öne çıkabilecek cevap, yatırımcıların şu anki enflasyon rakamlarını ve bugünden yapılan 2 yıllık enflasyon beklentilerini inandırıcı bulmadığı şeklinde özetlenebilir. Bunun dışında yerli bankaların artan zorunlu karşılık oranları karşısında tahvil satıyor olmaları da mutlaka bu süreci hızlandırmaktadır. Ancak şu anki yüksek reel faiz farkı yine Türkiye’de işlerin en gergin olduğu durumlarda dahi pek görmediğimiz bir durum.

Bundan sonrası ne olacak?

Uzun vadede reel faizin bu kadar yüksek kalabileceğini düşünmüyorum. Üstelik H ve I enflasyonları diye bilinen çekirdek enflasyon oranlarında yükselişin devam ediyor olması da enflasyonun yılın ikinci yarısında yönünün yukarı olacağının bir başka göstergesi. Kısaca 41 yılın en düşük enflasyonunun faiz cephesine etkisi sınırlı kalacak gibi gözüküyor.