Advertisement



AMB'nin 6 Haziran'da açıkladığı kararlardan en ilginci bankacılık sektörüne nakit takviyesi yapmak için yürürlüğe soktuğu "hedeflenmiş" uzun vadeli yeniden fonlama operasyonu (TLTRO)" teşviği oldu. Avrupa'da deflasyon riskini önlemek  için son iki programda yeterli ölçüde başarı sağlayamadıkları “gerçek ekonomiye” nakit takviyesi hedefleniyor. Bu yeni teşvik, bankaların AMB fonlama oranının (refinancing rate) 10 baz puan üzerinde, 400 milyar Euroluk ucuz kredi kullanabilmesine olanak taniyor. Politika faizi %0.15'e indirildiğinden bu oran şu anda %0.25.

Bu teşviğin "hedefli" olarak adnlandırılmasının sebebi yükümlü bankaların bu ucuz kredileri sadece özel sektöre borç verirken kullanabilecek olması. AMB bu şekilde nakit paranın küçük ve orta ölçekli şirketlere ve hanehalklarına da ulaşabilmesini hedefliyor.

Peki bu politika hedefine ulaşabilecek mi?

AMB'nin teşviğinin ayrıntılarına baktığımızda politikanın hedefine ulaşıp ulaşamayacağı konuşunda kuşkuya düşebiliriz. Medya açıklamasında söylenen "TLTRO programı kapsamında borçlanan ve euro bolgesinde finansal olmayan sektörlere (hanehalklarina ev kredisi amacı hariç) 1 Mayis 2014'ten 30 Nisan 2016'ya kadar kullandırdığı kredi miktarı kriterin altında olan taraflar borçlarını Eylul 2016'ya (2018 yerine) kadar ödemelidir."

İlk bakışta zararsız teknik bir ifade gibi görülse de bu aynı zamanda "bankalar AMB'ye özel sektöre borç verme sözüyle kredi aldı. Eğer bu kriterleri karşılayamazlarsa bankalar aldıkları borcu dört yerine iki sene içinde ödemelidirler" anlamı da taşıyor ve iki sene erken ödediklerin de herhangi bir ceza yaptırımıyla karşılaşmıyorlar. Yani bankalar ucuz kredilerle özel sektöre yeteri kadar borç ver(e)meden de iki yıl içinde para kazanıp, borçlarını ödeyip yaptıkları karla ceza ödemeden program yükümlülüklerini yerine getirebilirler.

Yani o zaman, "hedeflenmiş" LTRO teşviği AMB'nin geçen hafta kamuoyuna açıkladığı amaçlarına tam olarak hizmet edemeyebilir. Özel sektöre riskli krediler kullandırmak yerine bankalar bu fonları Çevre Avrupa ülkelerinin iki yıl vadeli tahvillerinde değerlendirip risksiz para yapabilirler. Risksiz diyorum çünkü Draghi'nin "euro'yu korumak için ne gerekiyorsa yaparız" açıklaması bu tahvillerin etkin olarak AMB tarafından korunduğunun ilanı. Örneğin, %0.25’den borç alan bir banka iki yıl vadeli İtalya tahvillerinden %0.6 getiri sağlayabilir. Hatta, 6 ay vadeli Yunan kağıtlarından %2.1’in üzerinde getiri bile sağlayabilir. Iki oran arasındaki farkı kar olarak hanesine yazıp, TLTRO borcunu AMB'ye 2016’da ödeyip hesabı kapatabilir.

Bu durumda AMB'nin "hedeflenmiş" ucuz kredilerinin son duraği hükümetler ve bankalar mı, yoksa özel sektör mü olacak göreceğiz. Şüphesiz ki teşvik özel sektöre nakit aktarmak yerine hükümet ve bankalara yönelirse de farklı getirileri olur. Çevre Avrupa borç krizinde rahatlar, bankalar ellerine geçen nakitle AMB'nin stres testlerinden daha guçlu çıkarlar. Ancak bu teşviğin asıl amacının -Draghi'nin beyanlarını esas alarak- düşük enflasyonu ve deflasyon riskini bertaraf etmek adına özel sektörü canlandırmak olduğunu düşünürsek teşviğin gerçek ekonomiye ne kadar katkı yapacaği konusunda biraz şüpheci olmakta fayda var diye duşünüyorum.

Bloomberg HT Londra Temsilcisi
Eren Sağır
erensagir@bloomberg.net