Piyasalar ve endeks
Bu hafta piyasada pek de sık örneğini görmediğimiz satış dalgasına şahit oluyoruz. Haftaya başlarken $/TL’de 4.52’lerdeyken, hafta içi 4.97’ye kadar değdikten sonra, 4.85’lerdeyiz. Keza endeks TL bazında haftalık %10 değer yitirirken, belli kağıtlarda değer kaybı 20’lere yakın.
Öncelikle piyasada yapılan değerlemeler konusunda eksikler olduğunu daha önceki yazılarımda da dilim döndüğünce ifade etmeye çalışmıştım. 10y tahvil faizi o dönem %16 iken, piyasanın kabul edip değerlemelere koyduğu rakamlar %12 civarında idi. Yine bugün 10y faiz %18’leri aşmış iken kabul gören değerlemelerde kullanılan 10y faiz %14. Oysa ki endeksin geldiği nokta aynen %18 küsur 10y faizin işaret ettiği seviyeler. Elbette, belli dönemler, faizdeki fiyatlamaya inanmayıp 10y faizi çok daha aşağıda kabul edip, değerlemelere yansıtmak makuldür. Bunun temelinde doğru iktisadi analiz yatar, faizin o denli yüksek olmaması gerektiğini gösteren makro göstergeler vardır, daha düşük faiz kullanırsınız. Oysa bu dönem farklı. Makro rakamlar, faizin bu denli yüksek olmasını doğrular nitelikte. Ekonomik göstergelerde yapısal değişimler olduğu dönemlerde, geçmiş çarpanlarınıza göre kıyas yaparak ucuz demek de yanıltıcı olabilir. Fiyatlamalarda geldiğimiz noktaya yalnızca algı bozulmasıyla açıklamak da iyimserlik. Etkisi vardır ama temelinde makro rakamlardaki kalıcı bozulma yatmakta.
Endeksi azımsamamak lazım. Her daim öncelikle büyüme ve karlılıkla ilgili fiyatlamanın yapıldığı yerdir. Bu S&P’de böyle DAX’da da böyle Bovespa’da da. Nasıl ki geçen yıl, aslında hiç beklemediğimiz ama KGF ve maliye politikasından gelen %7.5’luk büyümemiz borsada fiyatlandı, şimdi de büyümede yaşamamız muhtemel yavaşlama fiyatlanıyor. Bu denli kısa vadede %10’luk düşüş ise endekslerde sık rastlanan bir durum değil. Geleceği tahmin etmek için, yani bunun bir alım fırsatı olup olmadığını anlamak için de, doğru analiz etmek lazım. Bu tarz olumsuz fiyat hareketleri aslında oldukça iyi fırsatlar sunar. Fakat bunun için öncelikle makro tarafta bir kaç tane data, ufak da olsa düzelme emareleri göstermeli.
Yine de endekste geldiğimiz noktaya daha uzun vadede bakmalıyız. Bu ne bu haftanın sonucu, ne bu yılın. Aşağıdaki grafikte usd bazında 2013 Mayısından bu yana hem gelişmekte olan ülke endeks perfomansını (MSCI EM), hem de Türkiye performansını (MSCI TR) görebiliriz. Neden 2013 Mayıs? Çünkü o dönemki FED Başkanı Bernake’nin konuşması ile yeni FED politikası dönemi başlamış ve tüm gelişmekte olan ülkelere uzun yıllar satışlar gelmişti. Grafik 2013 Mayıs’ı 100 kabul edelim. 5 yıllık vadede, gelişmekte olan ülkeler, yalnızca 101 seviyesine yaklaşmış, usd bazında %1 prim var. Türkiye’ye bakacak olursak; 2013 Mayıs yine 100 kabul edelim, şu an 36 seviyesindeyiz. Yani %64 aşağıdayız usd bazında. Elbette yılbaşından bu yana perfomansımız da etkili. Grafik bize aslında 2013’den bu yana endeks tarafında, emsallerimizden negatif ayrıştığımızı net şekilde gösteriyor. O yüzden de konuya daha geniş pencereden bakmakta fayda var.
Hal böyleyken, fiyatlamaları, yalnızca algı bozulması şeklinde açıklamak bir miktar zorlama olur. Makro göstergelerinizde kalıcı zayıflama var.
Dün Hazine ve Maliye Bakanımızın açıklamaları genel itibari ile, sorunların farkındayız ve gerekenler yapılacaktır sinyali vermekte idi. Bu açıdan ilk gelen açıklamanın, ki piyasa bir açıklama duymak istiyordu, olumlu olduğu ortada. Devamı da gelmeli. Hem TCMB tarafına yapılan vurgular hem maliye politikasının eş güdümlü hareket edilmesinin altının çizilmesi de oldukça iyi. Elbette ki piyasa artık temennilerden ziyade aksiyon görmek istiyor. Bunun için de yeni yönetimin şansı var fakat zaman kaybetmemiz gerekiyor. Muhtemelen ilk aşamadaki test de, piyasa açısından 24 Temmuz’daki TCMB faiz kararı olacaktır.
Her ne kadar enflasyonda tek hane vurgusu yapılsa da çok daha yüksek seviyeler görme ihtimalimiz yüksek bono tarafı da bunu fiyatlıyor. Keza maliye politikasından bir destek gelmesi şu aşamada zor, daha Ağustos’ta bir tur daha emekli ikramiyeleri ödenecek. Ve Hazinemizin bu hafta yaptığı yüklü ihallerde iç borç çevirme %133 oldu. Paraya ihtiyaç var. Çünkü harcamışsınız ve harcamaya da devam edeceksiniz. Ekonomi yavaşlayınca da vergi geliri performansınız da zorlanacak. Bunlar hep faiz üzerinde baskı ve haliyle endekste de baskı demek.
Dün Bakanımızın ekonomiye dair açıklamaları pozitif fakat piyasanın asıl sorusu şu sanırım. Bu ekonomiyi nasıl sağlıklı ve sakin bir şekilde yavaşlatacağız. Bu hiç de kolay iş değil. Hızla aksiyon almamız gerekli. Piyasa, bu yönde elle tutulur bir aksiyon gördüğü anda da, hızla olumlu fiyatlama yapar..