Advertisement

2007'den bu yana ilk kez bu yıl, gelişen ülkelerin küresel ekonominin büyümesine katkısı gelişmiş ülkelerden daha az olacak. Çin'den Türkiye'ye pek çok gelişen ülkede büyüme düşüş eğiliminde. Bloomberg'in verilerine göre, 2011'de yüzde 8,90 olan Çin'in büyümesi, 2014 ilk çeyrek sonu itibarıyla 7,40'a gerilemiş durumda. 2011 sonunda yüzde 6,50 düzeyinde büyüyen Hindistan, 2013'te sadece 4,70 düzeyinde büyüme gösterdi. Yine aynı dönemde Rusya'nın büyümesi 5,12'den 2,02'ye geriledi. 2011'de büyümesi 5,26 düzeyinde olan Türkiye 2013'te 4,4 büyüdü. Bu yıl beklenen resmi büyüme yüzde 4 düzeyinde. Piyasada yüzde 2-2,5 aralığına bile işaret edenler var.

Düşük büyüme ortamının gelecek yıl ve sonrasında da devam etmesi bekleniyor. Böyle bir ortamda şirketler de kendi büyüme hesaplarını çok dikkatli yapmak zorunda.
Bu hafta Piyasa Hattı'nda konuğum olan AT Kearney Yönetici Ortağı Per Hong, düşük büyüme ortamında şirketler için etkinlik ve verimliliğin kritik bir önem kazandığına işaret ediyor. Gelecek 5 yılın kazananı olacak şirketlerin, bu iki olgu üzerinde kafa yoranlar olacağını söylüyor.

Büyümenin formülü değişti

Per Hong, geçmişte şirketler için büyümenin formülü doğru ürünle doğru konumlama yapmak yönündeydi. Piyasanın talebi bunu destekliyor, büyüme peşi sıra geliyordu" diyor ve şöyle devam ediyor:
"Artık bu formül değişti. Yeni dönemde şirketlerin daha ciddi bir şekilde verimlilik ve etkinliğe odaklanması gerekiyor. Sürdürebilirliği yakalayabilmek için esneklik ve maliyet yönetimi öne çıkıyor."

Düşük büyüme ortamında rekabetçilik de artıyor. Bu nedenle farklılaşma da büyük önem taşıyor.
Hong, "Şirketler bugün artık farklılık yaratabilmek için üretimden tedariğe organizasyonun her aşamasında verimlilik ve etkinlik süreçlerini yeniden gözden geçirmeli, maliyet etkinliğini yakalamalı" diyor. Hong'a göre bunu başarmanın yolu da esneklikten geçiyor. Hong, "Her aşamada yeniden yapılanırken esnek bir yaklaşımla hareket etmeli. Üretimde esnek, tedarikçilerle iletişimde esnek, yönetimde esnek olabilmek yeni dönemde büyük önem taşıyor" diye konuşuyor.

Per Hong gelecek 5 yılda düşük büyüme kadar belirsizliğin de artarak devam edeceğini öngörüyor.
"Gelecek 5 yılda yüksek büyükme görmeyeceğiz. Gelişen piyasalardaki büyüme düşük ya da orta ölçekte olacak. Belirsizlik artacak. Bunu yönetebilmek için şirketlerin yeni becerilere ihtiyacı olacak. Örneğin yeni piyasalara yönelenler, sofistike ürün ve hizmet sunanlar kazananlar arasında yer alacak" diyor.

İyi hikayeler, öne çıkan şirketler

Düşük büyümeyi piyasa fiyatlamalarında da görmek mümkün. Gelişen piyasalarda düşük faiz ortamında hisse senetlerine odaklanan yatırımcılar, son dönemde hikayesi olan şirketlere yatırım yapıyor. Yatırımcının tercih şirketler, yeni döneme uygun becerileriyle öne çıkıyor. Hikayelerinin ortak noktasında güçlü bilançolar ve yüksek kredi notları var. Örneğin Avrupa'da İtalyan teknoloji şirketi Lottomatica, Fransız gıda devi Danone, İngiliz derindeniz petrol arama şirketi Ensco verim ve etkinliklerini artırarak kazananlardan. MasterCard ve Visa gibi şirketler, düşük büyüme ortamında daha düşük kart harcamalarına rağmen potansiyele odaklanıp hedefe ulaştılar. Whirlpool, Ford Motor, Honeywell...dünyada düşük büyüme ortamına rağmen iyi hikayesini yazabilen onlarca şirket var.

Per Hong, "Büyüme daralsa da fırsatlar yerli yerinde duruyor. Güney Afrika gelecek 10 yılın en dikkat çeken hikayesi olacak. Türkiye gelecek 10 yılda hizmette yarattığı hikayeyle ayrışacak. Fırsatı yakalayanlar kazanmaya devam edecek" diyor.