Advertisement

Jeopolitik risk yeniden fiyatlamalara girdi. Irak'taki gelişmeler, ABD'nin makro verilerini, Avrupa'nın negatif faizini geride bıraktı. Bu hafta başında yasadışı aşırı dinci IŞİD ( Irak Şam İslam Devleti) örgütünün Musul'u işgaliyle patlak veren olaylar sürüyor. Petrol fiyatlarını tırmandıran, global piyasalarda satış dalgasına sebep olan, Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren ve henüz rotasının ne yöne olduğunu bilemediğimiz süreci gelin 5 soruda anlamaya çalışalım:

1- Neler oluyor?

10 Haziran Salı günü Irak'tan gelen haber, Musul'un Irak Şam İslam Devleti isimli yasa dışı silahli örgütün kontrolüne geçtiği yönündeydi. Onbinlerce Musul'lu Kürt bölgelerine sığınırken, 30'dan fazla Türk tır şöförü ve Türkiye'nin Musul konsolosluğunda çalışan diplomatlar IŞİD militanlarınca rehin alındı. Merkezi Irak Yönetimi Başbakanı Nuri El Maliki, olağanüstü hal ilan edilmesi çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Arap Birliği'nden yardım istedi. Türk hükümeti rehinelerin kurtarılması için görüşmeler başlattı.

Tır şöförleri serbest bırakıldı ancak Türkiye'ye henüz teslim edilmediler. Diplomatlar hala tutsak. Ankara'da görüşmeler sürüyor. Siyasiler, "kısa zamanda iyi haberi alacağız" telkininde bulunuyor. Henüz Türkiye ya da Batı'dan Irak'a askeri bir müdehale yok.

2- Irak neden önemli?

Global piyasalar için Irak, petrol yüzünden önemli. Dünyada petrol üretiminin yüzde 60 gibi önemli bir oranı Irak'ta gerçekleşiyor. Son rakamlar günde ortalama 3.6 milyon varillik bir üretime işaret ediyor. Bu üretimin kaynağı olan petrol yatakları da başta güneyi olmak üzere Irak'ın Kürt bölgesi, kuzey ve merkezinde yoğunlaşmış durumda.

Yasadışı IŞİD örgütü hali hazırda başta Musul olmak üzere bu petrol yataklarının olduğu bölgelerin bazılarını ele geçirmiş durumda.
Yani aslında petrol tehdit altında.

3- IŞİD kimdir?

Akıllı Para'da konuğum olan Kerkük'ün Sesi Gazetesi Yazıişleri Müdürü, bölgeyi yakından takip eden gazeteci Güngör Yavuzaslan, IŞİD'in engel olunmazsa ciddi tehlike yaratabileceği görüşünde. Yavuzarslan şöyle anlatıyor:

"IŞİD, 2004 yılında Irak El-Kaidesi olarak kuruldu. Başında Ömer Bağdadi isimli bir Iraklı olduğu biliniyor. Aralarında Amerikan işgalindeki direnişçilerin de olduğu çeşitli grupları çatısı altında topladı. Suriye olaylarından sonra El-Kaide ile birlikte Nusra Cephesini kurdular. Sunni ağırlıklı bir örgüt. Bağdat yönetiminin Şii ekseninde bir siyaset izlemesiyle ötelenmiş Sunnilerden ve aşiretlerden destek buluyor. İslami söylemi var. Gittiği yerlerde kendine göre şeriat ilan ediyor. Kendi kurallarını uyguluyor. Uygularken de acımasız metodlar kullanıyor. Uluslararası bir yapısı da var. Bünyesinde Çeçenler, Ortadoğu Arplar hatta Türkiye'den IŞİD düşüncesine yakın kimseler var. Sürekli savaşıyorlar. Hedefleri Samara üzerinden ilerleyip Bağdat'ı almak. Suriye'de petrol bölgesi olan Rakka da IŞİD'in hedefinde. Nihai hedefleri buradan Akdeniz'e ulaşmak."

IŞİD'in Musul'u ele geçirmesinden sonra buradaki Irak Merkez Bankası şubesini de ele geçirdi. Yani artık bir bütçesi de var. Arap kaynaklarına göre 420 milyon dolarlık bir rakamdan söz ediliyor. Yavuzarslan, "IŞİD durdurulmazsa, Taliban'ın Afganistan'daki çıkışı gibi önce terorist dediğimiz sonra muhattab almak zorunda kaldığımız bir örgüt karşımıza çıkacak" diyor.

4- Türkiye'ye etkisi ne olur?

Irak Türkiye için önemli bir iş ortağı. İrili ufaklı 2 bin kadar Türk şirketinin Irak'ta iş yaptığı biliniyor. Bunlar içerisinde Enka, Arçelik, Ülker gibi dev şirketler var. İnşaattan gıdaya Türk şirketlerinin etkinliği oldukça fazla. Ayrıca Irak, ihracatta ikinci büyük pazar konumunda. Irak'taki kaosun bu ticareti sekteye uğratmasından endişe ediliyor.

Diğer yandan Irak ile önemli enerji işbirliklerimiz var. Örneğin bölgesel yönetimle yapılan anlaşma ile 2.5 milyon varillik petrolün sevkiyatını yapıyoruz. Bir kısmını satıyor, bir kısmını kullanıyoruz.

Daha da ötesi Irak ile tarihi, kültürel, insani bağlarımız var. Güngör Yavuzaslan, "Irak Suriye'ye benzemez. Bizi Suriye'den çok daha fazla etkiler" diyor.

5- Finansal piyasalar nasıl fiyatlıyor?

Irak'taki olayların petrol arzını olumsuz etkileyeceği endişeleri ile bu hafta yükselen petrol, emtiada dokuz ayın zirvesine tırmanılmasına öncülük etti. Brent türü petrolün varil fiyatı 113,27 dolarla Eylül 2013 tarihinden bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Amerikan ham petrolün varil fiyatı da Eylül 2013'ten beri en yüksek seviye olan 106,71 dolara ulaştı.

Avrupa Borsaları haftayı satıcılı kapattı. Wall Street uzun zamandır sürdüğü ralliye ara verdi. Borsa İstanbul hafta içinde yüzde 3'ün üzerinde kayıplı günler yaşadı.Haftayı yüzde 1'in üzerinde kayıpla 79.011 puandan kapattı. Gelişen ülke para birimleri içinde hafta boyunca negatif ayrışan Türk Lirası dolar karşısında haftalık kaybını yüzde 2'lere taşıdı. Kurda 2.13'ün üzeri görüldü. Faizler yükseldi.

Piyasa yorumcuları, Irak gerginliğinin fiyatlamalarda kısa süreli etkili olacağı görüşünde. Örneğin Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol, Irak'taki olaylar güneye, petrol yataklarının yoğunlukta olduğu bölgeye sıçramazsa, brent petrolün fiyatının 110 dolarda yeniden dengeleneceğini söylüyor.

Ancak Irak'taki durumun kötüye gitme ihtimali de var. Bu durumda başta yuriçi piyasalar olmak üzere global piyasalarda temkinli duruş devam edecek. İşler kötüye giderse kurda 2.15'li seviyelerin test edilmesi, borsada aşağı yönlü baskının artarak sürmesi bekleniyor. Haftasonu da dahil olmak üzere Irak'taki gelişmeler işte bu nedenle çok yakından izlenmeye devam edecek.

Hande Demirel
hdemirel@bloomberght.com