X
HABERLER

Bali: Biri yurtiçi, biri yurtdışı kaynaklı olmak üzere 2 strateji öngörüyoruz

İş Bankası GM Bali, daha dinamik, daha interaktif ve yaptıklarının daha fazla fark edildiği bir İş Bankası için çalışmayı sürdüreceklerini belirtti

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, tüm ekip olarak bundan önceki dönemde olduğu gibi daha dinamik, daha interaktif ve yaptıklarının daha fazla fark edildiği bir İş Bankası için çalışmayı sürdüreceklerini belirterek, ''Devraldığımız varlığı İş Bankası'nın yerleşmiş kurumsal kültürünün çizgisini takip ederek kısıtlı bir rodeo vizyonu yerine, geniş ufuklara yöneltecek bir süvari vizyonuyla yöneteceğiz'' dedi.

Göreve geldikten sonra ilk röportajını Anadolu Ajansı'na veren Bali, İş Bankası Genel Müdürlüğü görevinin profesyonel yaşamda ve iş hayatında gelinebilecek belki de en anlamlı görevlerin başında olduğunu vurguladı. Bali, bu konudaki düşüncelerini, ''Çok büyük bir heyecan duyuyorum, ama bundan daha önemli, daha ağırlıklı olan sorumluluk duygusu... Ben bunun fazlasıyla bilincindeyim. Burası çok geniş bir aile. Çalışanlar, sadakatle bağlı müşteriler, hissedar yapımız, yaygın ve kurumsal nitelik taşıyan hissedarlarımız, iştiraklerimiz, kurucumuz Atatürk'ün çizdiği misyon, kuruluş yıllarından bu yana prensipler... Bunları düşündüğümüz zaman hakikaten ağır bir sorumluluk'' şeklinde dile getirdi.

İş Bankası'nın kendi gelenekleri bulunduğunu ve dışarıdan yönetici transfer etmediğini hatırlatan Bali, ''Kendi kaynaklarımızla yürüyoruz. Kendi kaynaklarımızla ölçek itibariyle yeterli, verimli, etkin çözümler üretmek bize bugüne kadar yetti, şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da yeteceğine inanıyorum. Dolayısıyla bu süreçlerin sonunda bankamızın yetkili kurulları tarafından bir seçim yapılmış durumda. Ben bütün ekip arkadaşlarımla beraber fedakarca çalışarak, devraldığımız bu mirasın hakkını vererek, buna layık olarak bu mirası daha yüksek noktalara çıkartmamız gerektiğini düşünüyorum. Esas duygum, konsantrasyonum şu anda tamamen budur'' diye konuştu.

Hayatında hiçbir etabı sonraki etap için koşmadığını vurgulayan Bali, şöyle devam etti:

''Her etabı kendi içinde doğru yönetme ve en önemlisi de mahcup olmama anlayışındaydım. Aslında İş Bankası'nın çalışanlarının asıl nüvesi de bu.... Öyle olunca her etabı, kendi içinde hakkını vererek koşmanız gerekiyor. Sonrası her zaman sizin belirleyebileceğiniz bir şey değil. Hayat her zaman hedefleyip kurgulamanız gereken bir şey de değil. Öğretide hep 'hedefli olmak gerekir' denir. İş hayatının değişik noktalarında hedefli olmak gerekir, ama önceliğim her etabı kendi tutarlılığı içinde koşmaktır. Sonrası da geliyorsa hayatın bir artısı olarak gelmelidir. Gelmiyorsa da onda hayır aramak lazım.''

Devraldıkları mirasa uygun, paralel, ancak fazlasıyla değer katma iddiası taşıyan bir misyon ve vizyonları bulunduğunu ifade eden Bali, bankanın ölçekleri dikkate alındığında dışında kalacakları bir finansal alan düşünülemeyeceğini, ülkenin her kesimine mutlaka hitap etmek durumunda bir kuruluş olduklarını, bu yönüyle bakıldığında bireysel bankacılığın yanı sıra, bankaya iş dünyasının da atfettiği önemli bir ticari hüviyetin söz konusu olduğunu söyledi.



-''KENDİ EKİBİM YOK, İŞ BANKASI'NIN EKİBİ VAR''-



Atanmasıyla birlikte bankanın üst yönetiminde gerçekleştirilen değişikliklere dair de Bali, şu değerlendirmeyi yaptı:

''Kendi ekibim yok, İş Bankası'nın ekibi var. Hep böyle ola gelmiştir. Yeni atanan 7 genel müdür yardımcımız... Bu kişiler, bankada en kıdemsizi 20 yıldır çalışan en kıdemlisi de 25 yıldır çalışan, bu ülkenin seçkin okullarından mezun olmuş, ticari, bireysel bankacılığın her alanında farklı görevler yapmış, şube deneyimlerinden geçmiş, bugün bu bankada, başka finansal kuruluşta, bürokrasi ya da endüstriyel işletmelerde her zaman çalışabilecek altyapıya sahiptirler... O bakımdan düşünüldüğünde yeni ekibimiz, birikim ve yetenekleriyle İş Bankası'nın ölçeğine, tarihiyle ve birikimiyle ülkenin en büyük özel bankasının kendi içinden doğal olarak yönetici yetiştirme geleneğine uygun tarzda örneklerdir. Bunlarla da sınırlı mı? Asla değil. Biz, belli bir dönemin belli ihtiyaçlarına göre yaptığımız önceliklendirmelerle böyle bir çalışma grubu oluşturuyoruz. Bu, farklı bir çalışma biçimini ifade etmiyor. 7 sayısı, samimi söylemek gerekirse böyle değerlendirilebilir. Şunu da söylemeliyim; emekli olan ve bu kuruma kattıkları değerlere çok müteşekkir olduğumuz büyüklerimiz açısından bakıldığında, normal, olağan bir görev devir teslimi, bayrak yarışı gibi düşünülecek bir olgudur. En azından görev süreleri itibariyle baktığınızda bunun bir kesinti veya kopuş gibi algılanması mümkün değil. Nitekim ilişkiler, her İş Bankalı'nın sahip olduğu karşılıklı anlayış ve fedakarlık düsturu içinde olmuştur. Arzu etmediğimiz gelişme de oldu. Benim o konuda söyleyebileceğim tek şey; yine bu kuruma çok ciddi değerler katmış büyüklerimiz bakımından biz o noktaya gelinmesini tabii ki arzu etmezdik. Ama kişisel kararlara da saygı duymaktan daha öte söyleyebileceğim bir şey yok.''



-''HARMONİ OLMAYAN ORKESTRADA KAYBOLURSUNUZ''-



Başarının ekip ve ekol işi olduğunu, buna göre bir çalışma biçimini benimseyeceklerini dile getiren Bali, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''İnanıyorum ki kendi alanınızda ne kadar virtüoz olursanız olun, harmoni içinde olmayan bir orkestrada kaybolup gidebilirsiniz. Yani kalıcı başarıların sihrinin bireysel kahramanlıklara dayanmamasında olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla disiplinli, özverili ve ekip halinde bir çalışma biçimi benimseyeceğiz. Görevlerimizi de yaratıcı bir tarzda, yeni açılımlarda bulunarak, rutin sorumluluklardan ibaret saymayarak yerine getireceğiz. Benim kendi anlayışımda iyi iş, kötü iş diye bir şey yok. İyi yapılan iş, farklı yapılan iş var. Dolayısıyla bir işi iyi, farklı yapabilmek her görev için mümkündür. Sonuçta da tüm ekip olarak daha dinamik, daha interaktif ve yaptıklarının daha fazla fark edildiği bir İş Bankası için çalışacağız. Devraldığımız varlığı kısıtlı bir rodeo vizyonu yerine, geniş ufuklara yöneltecek bir süvari vizyonuyla yöneteceğiz. Zaten İş Bankalı olmak bunları gerektirir.''



-''İŞ BANKASI, ARKADAŞLAR ARASINDA DA ÖNEMLİ HEDEFTİ''-



İş Bankası Genel Müdürü olduktan sonra çok yüreklendirici ve içten mesajlar aldığını ifade eden Bali, ''Samimi söylemek gerekirse böyle süreçlerde bir miktar da aldığınız geri bildirimlerin bir kısmını iskonto etmelisiniz. Ama iskonto sonrasında da çok kıymetli bir noktada olduğumuzu görüyorum. Bu son derece değerli. Onun için başta ailem, yetişmemizde emeği olan bütün insanlara müteşekkirim. Ayrıca Anadolu'dan, özellikle yaygın müşteri tabanından da yüreklendirici mesajlar aldık. Çok mutluluk verici bir şey'' dedi.

Özel hayatıyla iş hayatı arasındaki dengeyi iyi kurabildiğini belirten Bali, ''Dolayısıyla bu dengeyi bozacak majör bir probleme yol açacak bir hata yapmamaya çalışırım. İkisi arasındaki ilişki hassastır. Yapılabilecek hatalar bir süre sonra süreci probleme dönüştürebilir. Onun için iyi yönetmek lazım. Görevimin bütün sorumluluklarını sonuna kadar yerine getiririm. Gerekiyorsa tavizi kendi kişisel zamanlarımdan, örneğin dinlenmemden verebilirim. Ama diğer taraflardan almaya hakkım yok'' şeklinde konuştu.

Çocukken bankacı olmayı hayal etmediğini, çocuk yaşlarından itibaren okumaya çok hevesli olduğunu anlatan Bali, ''ODTÜ'de 1980'lerde tam laboratuvar gibi bir ortamda ekonomi okuduk. O yıllar serbest rekabetin en hızlı uygulamalarının hayata geçirildiği dönemdi. Okuduğumuz teorik akademik yapıyla pratikteki uygulamalar arasında müthiş paralellikler görüyorduk. O bizim için büyük şans oldu. O sırada bankacılığa da ilgi duymaya başladım. Ankara'da okuduğum için İş Bankası, bizim için biraz daha fazla akla gelen bir alternatifti. Oraya girmek, okuldaki arkadaşlar arasında da önemli hedefti. Çalıştık, hazırlandık. Sonuç, buraya kadar geldi. Zaten İş Bankası;na girdikten sonraki yolculuk adeta bağımlılık gibidir. Ama bu göreve gelmeyi en baştan kurguladığımı söylersem yanlış olur'' diye konuştu.

Adnan Bali, iş stresini ise kitap okuyarak ve doğa ile atmaya çalıştığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Ben kitap okumayı ve okuduğum kitapları paylaşmayı, o kitaplarla ilgili sohbet etmeyi, okuyan ya da okumayan kişilerle değerlendirmeyi çok severim. Sinema, ilgilerim arasında. Çok güncel bir izleyici olmaktan ziyade, seçimlik filmleri tekrar tekrar izlerim. Onun dışında doğa, bağ bahçe, Sayın Ersin Özince gibi benim de ilgi alanlarım içindedir. Özellikle 2001 krizinin ağır koşullarında Hazine Bölümünün başındayken kendimi, bizden sonra da hep var olacak olan, tabii olanla, yani doğayla ilgilenmeye vermiştim. O yıllardan bu yana aynı ilgim devam eder. Dolayısıyla hafta sonlarımı büyük ölçüde açık mekanlarda ve bu tür işlerle uğraşarak geçirmeyi isterim. Ancak bundan sonra yapamayacağız gibi görünüyor. Şimdi önemli sorumluluklarımız var. Onların gereğini yerine getireceğiz, dengelerini de bir şekilde sağlayacağız.''

HABERİN DEVAMI

İlginizi Çekebilir

Resmi Gazete'de bugün (30.12.2023) 30 Aralık 2023 Cumartesi, 01:41:50 Turkcell bazı iştiraklerinin satışı için hisse devir sözleşmesi imzaladı 30 Aralık 2023 Cumartesi, 01:11:47 Arjantin Devlet Başkanı Milei’den BRICS kararı 30 Aralık 2023 Cumartesi, 01:08:14 SPK yeniden değerlemeye tabi tutarları güncelledi 30 Aralık 2023 Cumartesi, 00:53:47 Tütün mamulleri ve alkollü içki satış belgelerinde yeni tarife 29 Aralık 2023 Cuma, 21:41:42 Avrupa borsalarında 2021’den beri en iyi yıllık performans 29 Aralık 2023 Cuma, 20:55:36