X
HABERLER

MB: Bankacılık sektörü sağlıklı yapısını koruyor

Merkez bankası, bankacılık sektörünün sağlıklı yapısını koruduğu açıklamasında bulundu

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Finansal İstikrar Raporu'nda, "Önümüzdeki dönemde, finansal istikrarı desteklemek amacıyla, çekirdek dışı yükümlülüklerde vadenin uzamasını teşvik edici yönde zorunlu karşılık oranlarının yeniden düzenlenmesi ve rezerv opsiyonu katsayılarında istikrarı destekleyici yönde teknik ayarlamalar yapılması söz konusu olabilecektir" denildi.

TCMB tarafından yılda iki kez hazırlanan ''Finansal İstikrar Raporu'nun'' ikincisi yayımlandı. Raporun "Genel Değerlendirme" bölümünde, son Finansal İstikrar Raporu'nun yayınlandığı 2014 yılı mayıs ayından bu yana küresel iktisadi faaliyette ivme kaybı yaşandığı ve petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki hızlı düşüşün de katkısıyla enflasyon oranlarının düşük seviyelerini koruduğu, ancak, ABD ve diğer ülkeler arasındaki büyüme eğiliminin artan oranda farklılaştığının gözlendiği belirtildi.

Çin dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde büyüme ivme kaybederken, Avro Bölgesi ve Japonya'da ekonomik büyümenin oldukça kırılgan ve zayıf bir görünüme sahip olduğu aktarılan raporda, diğer taraftan ABD ekonomisinin güçlü bir toparlanma eğilimi sergilediği vurgulandı.

Raporda, değinilen farklılaşmanın ülkelerin uyguladıkları para politikalarına da yansıdığı dile getirilerek, varlık alım programını ekim ayında sonlandıran ABD Merkez Bankası'nın (Fed) 2015 yılında faiz artırımlarına başlamasının beklendiği kaydedildi.

Buna karşın, aynı dönemde çeşitli araçlar kullanarak para politikalarını gevşeten Avrupa Merkez Bankası (ECB), Japonya Merkez Bankası (BoJ) ve Çin Merkez Bankası'nın (PBoC) büyümeyi desteklemeye dönük yeni adımlar atmasının muhtemel olduğu belirtilen raporda, küresel ekonomik aktivitenin güç kaybetmeye devam etmesi halinde, Fed'in de para politikasındaki normalleşmeyi geciktirebileceği ifade edildi.

Genişletici para politikaları nedeniyle oluşan düşük faiz ortamı küresel ölçekte bazı finansal risklere yol açtığı ve risklerin özellikle banka dışı finansal kesimde yoğunlaştığının dikkati çektiğinin altı çizilen raporda, gelecek dönemde, küresel büyüme dinamiklerindeki kırılganlığın sürmesi durumunda düşük faiz ortamından kaynaklanabilecek risklerle mücadelede para politikasından ziyade makro ihtiyati politikaların ön plana çıkmasının beklendiği aktarıldı.

Raporda, şöyle denildi:

"Küresel para politikalarının normalleşme sürecine dair süregelen belirsizlikler küresel risk iştahının ve sermaye akımlarının verilere duyarlılığını artırmaktadır. Önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının ülkelere özgü unsurlara olan duyarlılığının devam etmesi beklenmektedir. Bu çerçevede, gelişmekte olan ülkelerin büyüme görünümleri, enflasyon oranları ve dış dengeleri ön plana çıkacaktır.

Öte yandan, son dönemde iktisadi faaliyetin zayıf seyri küresel para politikalarındaki normalleşme sürecinin ötelenme olasılığını güçlendirmektedir. Gelişmiş ülke para politikalarındaki normalleşmenin gecikmesi halinde aşırı borçlanma riski söz konusu olabilecektir. Bu durumda, finansal sistemin şoklara karşı dayanıklılığını artırma ve basiretli borçlanmayı teşvik amaçlı tedbirler önem arz edecektir."

"Cari işlemler açığındaki iyileşmenin yavaşlamakla birlikte devam edeceği tahmin edilmektedir"

Öncü göstergelerin, 2014 yılı ikinci çeyreğinde yavaşlayan Türkiye ekonomisinin yılın ikinci yarısında daha iyi bir performans sergilemekte olduğuna işaret ettiği belirtilen raporda, yılın üçüncü çeyreğinde özel tüketim ve yatırım talebinde ılımlı bir toparlanmanın başladığı ve iç talebin büyümeye daha fazla katkı verdiğinin görüldüğü dile getirildi.

Öte yandan, küresel ekonomideki yavaşlamanın da etkisiyle ihracatın yıllık büyümeye katkısının göreli olarak azaldığı aktarılan raporda, büyüme kompozisyonundaki bu değişime rağmen, tüketici kredilerinin ılımlı seyrinin ve dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler cari dengedeki iyileşmeyi destekleyebileceği ifade edildi. 

Bu doğrultuda, cari işlemler açığındaki iyileşmenin yavaşlamakla birlikte devam edeceğinin tahmin edildiği bilgisi verilen raporda, bununla birlikte, küresel para politikalarına ilişkin belirsizliklerin, jeopolitik gelişmeler ve dış talepteki kırılgan seyrin toparlanma süreci üzerinde riskler oluşturduğu vurgulandı.

Hanehalkı finansal varlık/yükümlülük dengesindeki kademeli iyileşmenin devam ettiği belirtilen raporda, şunlar kaydedildi:

"Hanehalkı varlıkları tasarruf oranındaki yükseliş ve özellikle yatırım fonlarındaki artış ile büyümesini sürdürmektedir. Yükümlülük tarafında ise konut kredilerinin bireysel krediler içindeki ağırlığı kademeli olarak artmaya devam ederken, ihtiyaç kredileri hanehalkının temel finansman aracı olarak öne çıkmaktadır. Makro ihtiyati tedbirlerin de katkısıyla bireysel kredi kartı ve taşıt kredilerinin yıllık büyümesi kontrol altına alınmıştır. Bu durum hanehalkı borçluluğunun aşırı hızda artışını sınırlamaktadır.

Reel sektörün finansal yükümlülüklerinin GSYH'ye oranı, yurt içi kaynaklı olarak artmaya devam etmektedir. Yurt içi yükümlülüklerdeki artış, (Türk parası) TP kredilerden kaynaklanmakta, (Yabancı para) YP kredi kullanımları ise görece zayıf seyrini sürdürmektedir. Firmalarının yurt içi bankalardan kullandıkları kredilerin koşullarının ve faiz oranlarının gelişimi, bankaların ticari kredi kullandırımlarında istekli bir duruş sergilediğine işaret etmektedir. Reel sektörün yurt dışı yükümlülükleri ise GSYH'ye oranla istikrarlı bir seyir izlerken, yurt dışından sağlanan finansal kaynaklar içerisinde kısa vadeli finansal yükümlülüklerinin payı son Rapor döneminden bu yana bir miktar azalmıştır."

"Bankacılık sistemi sağlıklı ve güçlü yapısını korumaktadır"

Bankacılık sisteminin sağlıklı ve güçlü yapısını koruduğu aktarılan raporda, yapılan faiz şoku senaryo analizlerinin, sistemin faiz riskine olan duyarlılığının sınırlı olduğunu ortaya koyduğu kaydedildi.

Ek olarak, küresel finansal piyasalardaki dalgalanmalara rağmen bankaların yurt dışı borçlarını yenilemekte herhangi bir sorun yaşamadığı ve yurt dışı kaynaklı olası yabancı para likidite şoklarına karşı yeterli tamponlara sahip olduğunun görüldüğü vurgulanan raporda, diğer taraftan, bankacılık sisteminin son yıllarda artan oranda mevduat dışı fonlama kaynaklarına yöneldiğine işaret edildi.

Raporda, bu durumun finansal istikrara etkileri dikkate alınarak TCMB tarafından zorunlu karşılıkların Türk Lirası olarak tutulan kısmına faiz ödenmesi uygulamasının çekirdek yükümlülükleri destekleyecek şekilde yürürlüğe konulduğu hatırlatılarak, "Önümüzdeki dönemde, finansal istikrarı desteklemek amacıyla, çekirdek dışı yükümlülüklerde vadenin uzamasını teşvik edici yönde zorunlu karşılık oranlarının yeniden düzenlenmesi ve rezerv opsiyonu katsayılarında istikrarı destekleyici yönde teknik ayarlamalar yapılması söz konusu olabilecektir. Böylelikle döviz rezervlerinin kısa vadeli dış borçları karşılama oranında 2015 yılında kayda değer bir artış sağlanabilecektir" denildi.

HABERİN DEVAMI

İlginizi Çekebilir

ABD’den motor üreticisi Cummins’e 1,7 milyar dolar ceza 22 Aralık 2023 Cuma, 22:18:26 Tesla, ABD’de 120 bin 423 aracını geri çağırdı 22 Aralık 2023 Cuma, 20:01:43 ABD’de yeni konut satışları 1 yılın en düşüğünde 22 Aralık 2023 Cuma, 18:54:10 ABD'de dayanıklı mal siparişleri Kasım'da beklentileri aştı 22 Aralık 2023 Cuma, 17:55:01 TSKB yeşil dönüşüme yönelik kredi sağladı 22 Aralık 2023 Cuma, 17:37:52 Fed'in izlediği enflasyon göstergesi faiz indirimi eğilimini güçlendirdi 22 Aralık 2023 Cuma, 17:56:58