X
HABERLER

Yıldırım:Kamu maliyesinde sıkı duruşu sürdüreceğiz

Başbakan Binali Yıldırım, Bloomberg HT'nin düzenlediği 'Türkiye İyi Gelecek' Konferansı'nda açıklamalar yaptı

Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz'daki darbe girişimine karşın ekonomide olağan dalgalanmalar dışında bir hareket yaşanmadığını belirterek, "Brüksel'de bir havaalanı bombalandı 10 gün havaalanını açamadılar. Biz hemen ilk pazartesi bankalar açık, her şey tıkır tıkır çalışmaya başladı. Milletimiz darbecilere ayar vermekle kalmadı, ekonomiye de ayar verdi. 11 milyar dolar, tık diye parayı, dövizi bozdurup bankalara yatırdı." dedi.

Yıldırım, "Türkiye İyi Gelecek" konferansında, isabetli bir başlık seçildiğini ve buna dikkati çekmek istediğini belirterek, "Türkiye İyi Gelecek" başlığının bir çok şeyi kapsadığını anlattı.

"Bunun yanı sıra panellerde de 'Türkiye Kazandırır' teması işlenmek suretiyle, Türkiye'nin yakın ve orta vadede, küresel yatırımcılar ve ekonomik faaliyetler için ne kadar önemli bir yer olduğunu kendi başına ifade ediyor." diyen Yıldırım, "Türkiye İyi Gelecek" başlığının, bütün küresel yatırımcılara açık bir davet olduğunu dile getirdi.

Binali Yıldırım, "Türkiye diyor ki; 'Biz sadece bölgenin değil, küresel anlamda da büyümenin merkezindeyiz.' Dünya ekonomisi küçülüyor. Bir kaç yıldan beri bu daralma devam ediyor. Bu sene de dünya küçülmeye devam ediyor. Ancak bu küçülmenin yanı sıra büyümesini sürdüren bir kaç ekonomi var. Onlardan birisi de Türkiye'dir. İlk 5 büyüyen ekonomi arasında Türkiye yine yerini almış vaziyette." diye konuştu.

"Türkiye özel sektörle büyüdü"

Bazılarının, Türkiye'nin bir yandan terörle mücadele ettiğini, güney sınırlarında Suriye'de iç savaş, Irak'ta ve kuzeyde karışıklık olduğunu söylediğini, bunların üstüne de darbe teşebbüsü yaşandığını ve bütün bunlara karşın nasıl büyümeye devam ettiğini sorduğunu anlatan Yıldırım, "Haklı bir soru ancak Türkiye ekonomisinin geçmişten bu yana kazandığı tecrübeleri bilmeyenler bunu anlayamazlar." dedi.

Başbakan Yıldırım, "Türkiye özel sektörle büyüdü. Türkiye'nin yılık 150 milyar dolar yatırımı var. Bunun yüzde 80'i özel sektör marifetiyle yapılıyor. Eskiden kapalı ekonomi vardı, her şey kamu eliyle yapılıyordu." dedi.

Yatırımların gecikmesinin ekonomiye çok anlamlı bir katkısı olmadığı gibi bazen de verimsiz bir yatırıma dönüşebildiğini vurgulayan Yıldırım, bunun için yatırımı bizatihi devletin bütçesinden kamu eliyle yapmak yerine, kamunun bunun organizasyonunu yapması gerektiğini söyledi.

Yıldırım, bakanlığı döneminde havacılıkta model geliştirerek havalimanlarının alt yapısını yenilediklerini, bütçeden para ayırarak yapılması halinde bitirilmemiş olacağını çünkü o kadar ayıracak paranın olmadığını aktardı.

Maliye Bakanının önceliklere göre bütçeyi sıraladığını dile getiren Yıldırım, "Önce maaş ödemelerini yapıyor. Her şey durur, maaş durmaz. Aybaşı gelince memur maaşını bankada görmezse kimyası bozuluyor. Sonra sağlık harcamaları, daha sonra sosyal güvenlik harcamaları. Faiz ödemeleri, şunlar, bunlar hepsini alt alta yazıyor, bakıyor ki masraflar irattan fazla. Ne oldu? Açık. 'Açık var kusura bakmayın yatırımlara para kalmadı'. Yatırımı da vatandaş bekliyor. Çünkü, siyaset yolla, suyla oluyor, yatırımla oluyor." diye konuştu.

"Vatandaş bize güvendi"

Verilen sözlerin tutulmaması durumunda bir daha ki seçimde vatandaşın desteklemeyeceğini dile getiren Yıldırım, 15 yıl sözlerinin geride kalmadığını, verdikleri sözü yapa yapa bugünlere geldiklerini, vatandaşın da kendilerine güvendiğini dile getirdi.

Yıldırım, şöyle konuştu:

"8 tane seçim yapacaksın, her seferinde üzerine biraz daha koyacak vatandaş. 34 ile başladık, 50 ile iktidarımıza devam ediyoruz. 65. hükümet 100 günü geride bıraktı. Geçmiş 100 güne bakıyoruz. Vallahi başımıza gelmeyen kalmadı. Başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmez. Ne biçim iş, hepsi bugünü mü beklemiş? Darbeciler de bizi beklemiş. İçeriden dışarıdan şer odakları onlar da var gücüyle yüklendi ama öyle bir millet var ki hepsinin canına okudu. 15 Temmuz, dünya tarihine altın harflerle geçti. Dünyanın hiçbir ülkesinde silaha karşı, uçağa karşı, tanka karşı, topa karşı bedeniyle, göğsüyle siper olarak darbeyi çökerten, darbecilere darbe yapan bir başka millet yok. Bu milletin adı Türk milleti ve bu milletle ne kadar övünsek o kadar az. Bir kez daha milletimiz asaletini göstermiştir. Cümle alem Türk milletinin bağımsızlık, istiklal aşkının ne demek olduğunu 15 Temmuz gecesi bütün dünyaya göstermiştir."

Yıldırım, "dost bilinen bir çok ülkenin şaşkınlık geçirdiğini, bir anlamda suç üstü yakalandıklarını" vurgulayarak, sonrasında durum yavaş yavaş anlaşılınca onların da "demokrasi, insan hakları gibi bir takım bilinen lafları tekrar etmeye başladıklarını", Türkiye'ye gelerek gözleriyle gördüklerini ifade etti.

"Millet ekonomiye de ayar verdi"

Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:

"İşin şakası yok. Adam Meclisi bombalıyor. İnsanların üzerine ateş ediyor. Gözünü kırpmadan masum insanları şehit ediyor. Böylesine bir olayı yaşamış olmamıza rağmen, siz de içindesiniz gördünüz, Türkiye'de ekonomide, normal dalgalanmalar dışında hiçbir değişiklik olmadı. Brüksel'de bir havaalanı bombalandı 10 gün havaalanını açamadılar. Biz hemen ilk pazartesi bankalar açık, her şey tıkır tıkır çalışmaya başladı. Milletimiz darbecilere ayar vermekle kalmadı, ekonomiye de ayar verdi. 11 milyar dolar, tık diye parayı, dövizi bozdurup bankalara yatırdı. Yeter ki vatandaş sıkıntı çekmesin. Öyle bir asil millet arkamızda olduğu müddetçe biz hiç bahanenin arkasına sığınamayız. Daha güzel yapacağız."

Yıldırım, 100 günde darbe ve terör mücadelesini yaparken bir yandan da ekonominin ve yatırımcıların geleceğine yatırım yapıldığını, düzenlemelerin sayısının 150'yi bulduğunu, Meclis'in darbeden sonra ilk salı toplanarak çalışmaya devam ettiğini anlattı.

Meclis'in gündemindeki bütün konuları görüştüğünü ve karara bağladığını dile getiren Yıldırım, yapılan düzenlemelere de değindi.

Yıldırım, ekonomiyle ilgili iş adamları, esnaf, tüccar ve yatırımcıların aralarındaki devletle kavgayı ortadan kaldırdıklarını belirterek, vergi borcu, ödenmemiş sigorta primi ve cezalarda anlaşma sağlandığını kaydederek, şöyle devam etti:

"Yetmedi, stok affı getirdik. Böylece kayıtdışı olmaktan milleti kurtardık. Kasa fazlası, para çekmiş işlememiş, ne yapmış. 'Bunları da beyan et bitsin' dedik. Bırak artık sıkıntılı yaşamayı. Yetmedi, 'İçeride ve dışarıda param var. Vaktiyle biriktirdim.' Maliyeye falan hiç uğrama, götür bankaya yatır. Yeni yatırım mı yapacaksın, inşaat mı yapacaksın, alışveriş mi yapacaksın. Ne yapacaksan yap. Maliye Bakanı, 'Bu kadar para yatıyor, biz de üzerinden sebeplensek' dedi. Dedim, 'Kusura bakma. Ter dökmeden milletin parasına gözünü dikme kardeşim.' Öyle, 'yüzde 1-2 alsak falan' yok kardeşim. Milletin parası millete ait. Yatırıma dönecek. Bir kuruş almadan paranızı dışarıdan içeriden getirin bankaya yatırın. Vergi dairesine falan da hiç haber vermenize gerek yok. Öyle bir meramları da yok. Çünkü bir şey alamayacaklarını bildikleri için ilgilenmezler. Hiçbir vergi soruşturması falan da olmayacak. Garanti ediyorum. Olursa sorumlusu benim."

Yıldırım, kişi başı gelirin artması durumunda terör ve diğer sorunların da azalacağını, böylece kimsenin kimsenin malında gözü olmayacağını belirterek, "Herkese yetecek kadar ekonomimiz büyürse, somun büyürse, rahat paylaşırız. Kavga da olmaz." dedi.

Bunun için çalıştıklarını, bir ülkede güven ve istikrar olmazsa hiçbir şeyin başarılamayacağını dile getiren Yıldırım, Türkiye'nin darbe girişiminden başarıyla çıktığını ve Türkiye için kafalarındaki projeyi uygulamak isteyenlerin "ters köşe" olduğunu söyledi.

Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bir kez daha açığa düştüler. Türkiye bütün şartlar altında terörle verdiği amansız mücadeleye, Suriye'de yaşananlar, bölgedeki istikrarsızlıklara rağmen, istikrar ve güven içerisinde büyümeye devam etti. Nereden anlıyoruz? İşte sermaye girişi, ihracat... Son 28 ayın en fazla ihracat artışı olan ayını yaşadık. Hem de yüzde 7 yaklaşık olarak. Hani, 'Avrupa ile ilişkilerimiz limonileşti' falan diyorlar ya. Avrupa ile ihracat artışı normalin üzerinde, yüzde 10'dan fazla. Yüzde 10,5 artış sağlamışız. Demek ki söylenenler başka, olanlar başka. Bizim problemimiz de bu zaten. Olanları keşke olduğu gibi anlatabilsek bir sıkıntı kalmayacak. İletişim konusunda ve Türkiye'deki yaşananları, olayları doğru şeklide anlatmada bir özrümüz olduğu açık. Bunu inkar etmiyoruz. İş yapmaktan propaganda yapmaya vaktimiz kalmıyor. İşin özü bu."

Başbakan Binali Yıldırım, bankacıların piyasanın gerisinde geldiğini belirterek, tersine piyasanın önüne geçmeleri gerektiğini ifade ederek, "Arkadan takip etmek meziyet değil" dedi.

Cepheye geçmek gerektiğini, cephedekilerin zaten onları koruduğunu aktaran Yıldırım, "Vatandaş hepinizi korudu. 15 Temmuz'u vatandaş savuşturmasaydı siz ne yapacaktınız? Paranız da fiyakanız da işe yaramazdı. Onun için vatandaş sizin işinizi gördü. Siz de şimdi vatandaşın işini görün. Nasıl göreceksiniz? Öyle kredileri kısmakla, teminatları 2 yerine 5'e çıkarmakla olmaz. Vatandaşa, millete güvenin. Bu millet sözünün eri bir millet. Ne kadar verdiniz paranız battı?" diye konuştu.

"İflas ertelemeyi sulandırdılar"

Bunları yaparken iş dünyası ve bankalarla konuştuklarını anlatan Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Geçmiş tecrübeleri dikkate aldık. İflas erteleme çıkardık, bunu da hemen sulandırdılar. Şimdi buna da tedbir aldık. Böyle hileli iflas erteleme yok. Bunların belirli usulleri var. Onlar yerine gelmeden, 'Ya piyasa ne olur, ne olmaz. İlerisi pek belli değil. Biz hemen iflas erteleme alalım da ödemelerimiz durduralım. Keyfimize bakalım.' Yok böyle bir şey. İş hayatında bu olur mu? Tezgah sürekli çalışacak. Üreteceğiz. Ticaret yapacağız. Bir saniye bile durmak yok."

Hükümetin icraatlarını özetleyen Yıldırım, devletin yavaş yavaş iş hayatından çekildiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Eskiden 4 şey diyorduk; Emniyet, adalet, eğitim, sağlık. Şimdi emniyet, adalet tamam. İkisinde özel sektör devreye girmeye başladı. Eğitimde özel okulların oranı yüzde 14'e ulaştı. Sağlık aynı şekilde. Hem devlet hem özel vermeye başladı. Bir süre sonra artık bu iki alan da tamamen serbestleşmiş olacak. Ama emniyet ve adalet devletin asli görevleri arasında olmaya devam edecek. Nasıl demokrasimizi daha çok geliştiririz? Nasıl darbe teşebbüslerini bertaraf ederiz? Bunun yolu devletin elindeki zenginlikleri işin sahibine vermesidir. Millete vereceğiz. İşin sahibi millettir, vatandaştır. Biz ne yapacağız? 'İşler doğru dürüst oluyor mu, bir haksızlık oluyor mu? Vatandaşların arasında kavga var mı yok mu?' buna bakacağız. Diğer işlere karışmamıza lüzum yok. O kendi usulünde, piyasa şartlarında yürüyecek."

FETÖ darbe girişiminden sonra bu örgütün mensuplarını bütün alanlardan temizlemek için bir seferberlik başlattıklarını hatırlatan Yıldırım, "Ağırlıklı olarak devlette, devletin her kademesinde, ordusunda, polisinde, yargısında memurlar arasında her yerde var. Belirli standartları, kriterleri dikkate alarak bu temizliği yapıyoruz. Bir de iş hayatı var. İş hayatı hassas. Bakın iş hayatıyla ilgili ölçü şu; Bankacılar iyi dinlesin. 'Acaba çek verdiğim FETÖ'cüyse bana hesap sorarlar mı? Böyle sorular geliyor. Böyle şey olur mu? Ticaret, ekonomi kendi kurallarında gidecek. Oradaki ölçümüz şu; Biz kurumları, şirketleri cezalandıramayız. Onlar insan çalıştırıyor, üretiyor, ekonomiye katkı sağlıyor. Bir adama iş bulmak için 40 takla atıyoruz. Bir de mevcutları mı kaybedeceğiz? Ölçümüz çok net. Hatası olan varsa onu sistemin içinde alıp, gereğini yapacağız ama kurum çalışmaya, üretmeye devam edecek. Siz de kredilendirirken, onlarla çalışırken bunu lütfen göz önünde bulundurun." ifadelerini kullandı.

HABERİN DEVAMI

İlginizi Çekebilir

Ekonomi ve siyaset gündemi - 22 Ocak 2024 22 Ocak 2024 Pazartesi, 07:10:46 Resmi Gazete'de bugün (22.01.2024) 22 Ocak 2024 Pazartesi, 00:07:21 Resmi Gazete'de bugün (21.01.2024) 21 Ocak 2024 Pazar, 13:06:21 KPMG “Üretken yapay zeka, iş dünyasını şekillendirecek” 21 Ocak 2024 Pazar, 12:30:15 Spot piyasada elektrik fiyatları (20.01.2024) 20 Ocak 2024 Cumartesi, 17:35:44 TL faizlerle iş yapabilmek ve döndürebilmek zor 20 Ocak 2024 Cumartesi, 15:26:51