Merkez bankacılığında yeni eğilimler yönünü bulamıyor
Küresel kriz sonrası dünya merkez bankacılığı yeni bir döneme girdi.
Gerek merkez bankacılar gerekse akademisyenler bu kuruluşlara yeni görevler ve yönler vermeye başladılar.
Tingbergen'in "bir amaç, bir araç" prensibi bir kenara bırakıldı. Dünyayı ve ülkeleri yeni bir krizden koruma ve bu amaca yönelik olarak makroekonomik politikaları çizme görevinin merkez bankalarına verilmesi gibi çabalar giderek yoğunlaştı.
Özellikle tanımı bile tam olarak yapılmayan "finansal istikrarın korunması ve kollanması, kısa vadeli ve oynaklığı fazla dış sermaye akımlarının önlenmesi, ihracatın artırılması, spekülatif balonların oluşumunun kısıtlanması ve bunlardan arta kalacak zaman olursa enflasyonla ilgilenmesi" şeklinde politika izlemesi, merkez bankalarına biçilen yeni görevler olarak ortaya atıldı.
Ayrıca ekonominin parasal nitelikleri arasında yer alan kredi düzeyindeki gelişmeler ile konjonktürel dalgalanmalar arasındaki ilişkileri de mercek altına alındı.