X

Gerçekler yavaş yavaş anlaşılıyor

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'in, "Cari açığı ne Merkez Bankası ne de kur çözer" saptamasının ekonomi çevrelerinde biraz geç algılandığı kanısındayım.
Döviz kurunun önemli bir politika aracı olduğu kuşkusuz. Gerek döviz kuru rejimi gerekse uygulamaları ekonominin reel sektörünün yapısını etkiler. Bu etkilerin mevcut yapıyı değiştirmesi için ise kur düzeyinin süreklilik göstermesi şarttır.
80'li ve 90'lı yıllarda bu konudaki strateji, reel efektif döviz kurunu mümkün olduğu kadar sabit tutmaktı. Yüksek enflasyonla yaşayan Türkiye'nin uluslararası düzeyde rekabetçiliğini kaybetmemesi için, ticaret yaptığı ülkelerle enflasyon farkından kaynaklanacak olumsuzluklar önlenmeye çalışılıyordu.
Dalgalı kura geçince IMF kuralları yürürlüğe girdi. "Ne kadar döviz, o kadar denge" yaklaşımı benimsendi. Dünyada giderek artan likidite, ekonomik dengeleri sağladığımızı görünce bize de yöneldi.
Savunmasız kalan TL, 2002 yılı sonu ile 2006 yılı başlarına kadar yüzde 50 oranında değer kazandı. Bu dönemde reel sektörün dışa bağımlılığı giderek arttı. Yapısı değişti. Yüksek büyüme hızları da bu süreci hızlandırdı.
IMF'den kurtulunca gerçeği anlamaya başladık. Ama iş işten geçmişti.
Cari açık başını alıp gitmiş, dış ticaret dengesi ise enerji fiyatlarının olumsuz katkısıyla başa çıkılamaz bir sürece girmişti.

HABERİN DEVAMI

Yazarın Diğer Yazıları

Kriz, Güney Kıbrıs'ın bankacılık sistemini sarsıyor 22 Mayıs 2012 Salı, 09:45:50 S&P, IMF ile örtüşüyor 04 Mayıs 2012 Cuma, 09:36:22 Avrupa'ya yeni büyüme modeli 03 Mayıs 2012 Perşembe, 09:51:25 Dış ticaret açığı yumuşak inişe işaret ediyor 01 Mayıs 2012 Salı, 10:56:14 Kemer sıkma ve büyüme 30 Nisan 2012 Pazartesi, 10:34:08