X
HABERLER

Şimşek: 2012 büyümesi % 3'ün biraz altında kalır

Bakan Şimşek, bugün açıklanan verilerin 2012 yılı büyümesinin yüzde 3'ün bir miktar altında kalacağını gösterdiğini de bildirdi

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu yıl ''yumuşak iniş'' sürecini başarıyla yönettiklerini belirtirken, ''Küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen önümüzdeki dönemde büyümeyi hızlandırarak 2014 yılında potansiyel büyüme hızına ulaşmayı hedefliyoruz'' dedi.

Bakan Şimşek, bugün açıklanan verilerin 2012 yılı büyümesinin yüzde 3'ün bir miktar altında kalacağını gösterdiğini de bildirdi.

Şimşek, TBMM Genel Kurulu'nda, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın sunumunu yapıyor. Şimşek, 17 Ekim 2012 tarihinde TBMM'ye sunulan 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2011 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki görüşmelerinin tamamlandığını hatırlattı.

Sunumuna, dünya ve Türkiye ekonomisinin görünümüyle ilgili değerlendirmelerle başlayan Şimşek, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin, son dönemde azalsa da hala önemini koruduğunu, gelişmiş ekonomilerde büyümenin zayıf, işsizliğin ise yüksek seyrettiğini kaydetti.

Kamu borçlarının sürdürülebilirliğine ilişkin kaygıların devam ettiğini anlatan Şimşek, Avro Bölgesi'nde alınan önlemlere rağmen güven ortamının hala tam olarak sağlamadığını, gelişmekte olan ekonomilerde ise büyümenin son yıllardaki trendin oldukça altında seyrettiğini söyledi.

Bu sebeple birçok ülke ve uluslararası kuruluşun büyüme tahminlerini aşağı yönlü olarak güncellediğini ifade eden Bakan Şimşek, IMF'nin Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nda yayımladığı küresel büyümeye ilişkin tahminlerini 2012 yılı için 0,7, 2013 yılı için de 0,9 puan aşağı yönlü revize ettiğini hatırlattı. Şimşek, bu yıl gelişmiş ekonomilerin yüzde 1,3, 2013 yılında ise yüzde 1,5 ile potansiyelinin altında büyümenin beklendiğini bildirdi.

Dünya ekonomisinin yüzde 21'ini oluşturan ABD'de işgücü piyasası ve iç talepteki zayıf gidişatın, büyümenin bir süre daha ılımlı seyredeceğini gösterdiğini, dünya ekonomisinin yüzde 19'unu oluşturan Avro Bölgesi'nde ise birçok ülkenin teknik olarak resesyona girdiğini belirten Şimşek, 2011 yılında yüzde 1,4 oranında büyüyen Avro Bölgesi'nin bu yıl yüzde 0,4 daralmasının beklendiğini anımsattı.

-Enflasyonist baskılar azaldı-

2012 yılında küresel ekonomik faaliyetlerdeki durgunluğun etkisiyle enflasyonist baskıların azaldığını, çekirdek enflasyon oranlarının durağan veya aşağı yönlü seyrettiğini dile getiren Şimşek, 2013 yılında enflasyonun gelişmiş ekonomilerde yüzde 1,7 ile durağan seyredeceği, gelişmekte olan ekonomilerde ise yüzde 5,7 ile azalmaya devam edeceğinin tahmin edildiğini söyledi.

Cari denge konusunda da değerlendirmelerde bulunan Şimşek, son dönemde, cari açık veren ekonomilerde mali sıkılaştırmanın etkisinin, fazla veren ekonomilerde ise iç talebin artmasının küresel makro dengesizlikleri bir miktar azalttığını, ancak bu düzelmenin yeterli olmadığını kaydetti.

Küresel ekonominin önünde aşağı yönlü üç temel risk bulunduğunu anlatan Şimşek, bu riskleri ''Avro Bölgesi'ndeki ekonomik krizin daha da derinleşmesi, ABD'deki mali belirsizlikler ve jeopolitik gerginlikler'' olarak sıraladı.

Küresel büyümeyi önümüzdeki yıl yukarı çekecek senaryoların da bulunduğunu kaydeden Şimşek, ''Örneğin, ABD ve Avro Bölgesi'nin kısa zamanda piyasaları rahatlatacak çözümler üretmesi ve dolayısıyla güven ortamının sağlanması toparlanma sürecini hızlandıracaktır'' dedi.

-Türkiye ekonomisi-

Küresel belirsizliklere rağmen Türkiye ekonomisinin istikrarını ve güçlü makro dengelerini koruduğunu belirten Mehmet Şimşek, ''Türkiye, 2011'in son çeyreğinden itibaren girdiği yumuşak iniş sürecini başarıyla yönetmiştir'' dedi.

Kriz sonrası dönemde Türkiye ekonomisinin çok güçlü bir büyüme süreci yaşadığını ifade eden Şimşek, 2010-2011 yıllarında ortalama yüzde 8,8 büyüyen Türkiye ekonomisinin global büyüme liginde en üst sıralarda yer aldığını ifade etti.

Türkiye'nin en büyük ticari ortağı olan AB'nin krizde olmasının cari açığı olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Şimşek, ancak dış ticaretteki pazar ve ürün çeşitliliğinin, AB borç krizinin Türkiye üzerindeki etkisini sınırladığını dile getirdi. Şimşek, ''Zira AB'ye yaptığımız ihracat bu yılın 9 ayında yüzde 7,9 azalmasına rağmen toplam ihracatımız yüzde 13,7 artmıştır. Özellikle Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerine yapılan ihracattaki artış, AB'deki pazar kaybını fazlasıyla telafi etmiştir'' diye konuştu.

Cari açıktaki iyileşmenin yanı sıra uyguladıkları sağlıklı politikalar sayesinde döviz rezervlerinin de güçlendirildiğini belirten Şimşek, 2002 sonunda 28,1 milyar dolar olan altın dahil döviz rezervinin 30 Kasım 2012 itibarıyla 4 katına çıkarak 118,4 milyar dolara yükseldiğini bildirdi.

Şimşek, ''Yılın son çeyreğinde, iç talepteki toparlanmayla birlikte cari açıktaki iyileşmenin doğal olarak yavaşlamasını bekliyoruz. Cari açığın GSYH'ye oran olarak yıl sonunda OVP'de öngördüğümüz üzere yüzde 7 civarında gerçekleşeceğini, 2015 yılında ise yüzde 6,5'e gerileyeceğini tahmin ediyoruz'' diye konuştu.

Bu yıl yumuşak iniş sürecini başarıyla yönettiklerini belirten Şimşek, ''Küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen önümüzdeki dönemde büyümeyi hızlandırarak 2014 yılında potansiyel büyüme hızına ulaşmayı hedefliyoruz'' dedi.

-Büyüme verileri-

Bakan Şimşek, son açıklanan verilerin 2012 yılı büyümesinin yüzde 3'ün biraz daha altında kalacağını gösterdiğini bildirdi.

Büyümenin aşağı yönlü revizyonunun sadece Türkiye'ye özgü bir durum olmadığına dikkati çeken Şimşek, ''Örneğin, IMF gelişmekte olan ülkeler için 2012 yılı büyüme tahminlerini ortalama 0,8 puan aşağı çekmiştir. Ayrıca, en büyük ticaret ortağımız olan Avro Bölgesi'ndeki daralma, küresel ekonomideki yavaşlama ve yüksek uluslararası enerji fiyatları dikkate alındığında ülkemiz için bu farkın büyük bir sapma olmadığı görülmektedir'' diye konuştu.

Yumuşak iniş sürecine paralel olarak enflasyonist baskıların da azaldığını kaydeden Maliye Bakanı, orta-uzun vadede enflasyonu düşük tek haneli rakamlara indirmeyi hedeflediklerini bildirdi. Şimşek, ''Böylelikle büyümenin önündeki en büyük kısıtı ortadan kaldırmış olacağız'' dedi.

Önümüzdeki dönemde büyümeyi destekleyecek önemli unsurlardan birinin de son yıllarda yakalanan güçlü istihdam artışı olduğunu kaydeden Şimşek, birçok ülkede kriz sonrası istihdam kayıpları telafi edilemezken Türkiye'de 2009 yılından bu yana yaklaşık 4 milyon net istihdam sağlandığını bildirdi.

İktidara geldikleri 2002 yılında genel devlet açığının GSYH'ye oranı yüzde 11 düzeyinde olduğunu anımsatan Şimşek, hükümetleri döneminde kararlılıkla uyguladıkları ihtiyatlı maliye politikaları çerçevesinde bu oranı ciddi oranda arttırdıklarını, 2012 gibi nispeten sıkıntılı bir yılda dahi genel devlet açığının 1,6 olarak gerçekleşmesini beklediklerini ifade etti. Şimşek, ''Genel devlet açığının GSYH'ye oranını 2015 yılında yüzde 0,9'a indirmeyi hedefliyoruz'' dedi.

Mehmet Şimşek, kamu borç stokunun GSYH'ye oranını önümüzdeki dönem yüzde 31'e indirmeyi hedeflediklerini, 2002 yılında yüzde 61,5 olan kamu net borç stokunun GSYH'ye oranının ise bu yıl sonunda yüzde 20'nin altına düşeceğini öngördüklerini söyledi.

Bütün bunların bir yansıması olarak Hazine borçlanma oranlarının tarihin en düşük seviyelerine indiğini belirten Şimşek, ''Çok değil 19 sene önce Hazine ihalelerinde yüzde 400'lerin üzerine çıkan yıllık bileşik faiz oranı, Kasım ayında yüzde 5,9'a inmiştir'' diye konuştu.

Türkiye'nin güçlü çıkışını destekleyen önemli unsurlardan birinin de bankacılık sektörü olduğunu ifade eden Şimşek, küresel kriz döneminde bankacılık sektöründeki hızlı büyümeye rağmen sektörün güçlü yapısını ve aktif kalitesini koruduğunu vurguladı. Şimşek, ''Bu dönemde krediler yıllık ortalama yüzde 30 civarında artmış, ancak kredilerin takibe dönüşüm oranı Ekim itibarıyla yüzde 3 ile düşük bir seviyede kalmıştır. Oysa bu oran 2011 sonu itibariyle AB'de yüzde 6,1, ABD'de yüzde 4,7 olarak gerçekleşmiştir'' şeklinde konuştu.

-Küresel ticaretteki pay artıyor

Türkiye'nin küresel ticaretten aldığı payın da önemli oranda arttığını bildiren Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye'nin küresel ticaretteki payı 2002 yılında yüzde 0,66 iken, bu oranın 2011'de yüzde 1,02'ye yükseldiğini söyledi.

Şimşek, Türkiye'nin kredi notunun da yaklaşık 20 yıl aradan sonra tekrar yatırım yapılabilir seviyeye yükselmesinin de büyüme üzerinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

HABERİN DEVAMI

İlginizi Çekebilir

Spot piyasada elektrik fiyatları (16.12.2023) 16 Aralık 2023 Cumartesi, 16:02:43 İlaç fiyatlarına yüzde 25 zam 16 Aralık 2023 Cumartesi, 12:53:26 Hangi yatırım aracı ne kazandırdı? 16 Aralık 2023 Cumartesi, 11:29:34 Küresel piyasalarda gözler BoJ ve ABD büyüme verisine çevrildi 16 Aralık 2023 Cumartesi, 11:25:58 AMB/Nagel: Faiz indirimini konuşmak için çok erken 16 Aralık 2023 Cumartesi, 11:10:44 7 başlıkla geçen hafta 16 Aralık 2023 Cumartesi, 10:36:11