Advertisement
HABERLER ABONE OL

2023 yılı Türkiye’de para politikası açısından hareketli bir yıl oldu. Yılın ilk yarısında seçimlere kadar olan dönemde bir süredir uygulanmakta olan gevşek para politikası devam etti. Bu dönemde gevşek para politikasının etkisiyle enflasyonda yüksek seyir sürdü. 2022’de yüzde 85’i gören yıllık enflasyon 2023 yılının ilk yarısında baz etkisiyle gerileme kaydetse de manşetlerdeki yerini korudu.

Seçimlerin ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine Mehmet Şimşek’in; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığı görevine de Hafize Gaye Erkan’ın atanmasının ardından para politikasında 180 derecelik bir dönüş yaşandı ve Türkiye sıkılaşma sürecine girdi. Bu dönemde politika faizinde 34 puanlık artış yaşandı. Yılın son toplantısında alınan kararla birlikte politika faizi yüzde 42,50 seviyesine yükseltildi.

Politika faizindeki yükseliş kredi ve mevduat faizlerine de yansıdı. Mevduatta ortalama faiz yüzde 50’yi aşarak son yılların zirve seviyesine yükseldi. TCMB sadece parasal sıkılaştırma değil, miktarsal sıkılaştırma adımlarını da bu dönemde kullandı. Piyasada farklı nedenlerle likidite fazlası görülürken, TCMB bazı yöntemlerle bu fazlayı piyasadan çekme hamlesi yaptı. 17 yıl sonra yeniden başvurulan TL depo alım ihalesi bu hamlelerden biri olarak öne çıktı.

2023 para politikası açısından böyle bir ortama sahne olurken, dikkatler 2024’teki patikaya çevrildi. 2024 yılına ilişkin verilen ilk sinyaller sıkı para politikasının devam edeceği yönünde. TCMB’nin son faiz kararlarında yaptığı yönlendirme de bunu işaret ediyor. TCMB sıkılaşma adımlarının yakın zamanda sonuçlanacağını belirtirken, 2024’te politikadaki sıkılığın devam edeceğini ifade etti. Enflasyon beklentilerinde ılımlı bir düzelme söz konusuyken, 2024’ün ilk yarısında enflasyondaki yüksek seyrin süreceği de genel bir beklenti olarak öne çıkıyor. Bu doğrultuda TCMB de Mayıs 2024’te enflasyonda yüzde 70’ler seviyesinde bir zirve kaydedileceği görüşünde. Tüm bunlar 2024’ün önemli bir bölümünde para politikasındaki sıkı duruşun devam edeceği görüşlerini destekliyor.

Bununla birlikte parasal sıkılıkla birlikte miktarsal sıkılaşmanın da devamı bekleniyor. TCMB’nin açtığı ilk TL depo alım ihalelerine belli bir düzeyde ilgi olduğu görülüyor.

2024’ün para politikası seyrine bakıldığında en önemli soru işareti olarak ise TCMB’nin ilk faiz indirimini ne zaman gerçekleştireceği sorusu öne çıkıyor. Bu konuda piyasadaki aktörlerin farklı görüşleri bulunuyor.

Morgan Stanley ve Deutsche Bank AG, TCMB’nin Ocak ayında sıkılaştırma döngüsünü 250 baz puanlık faiz artışıyla sonlandırmasını beklerken Goldman Sachs analistleri döngünün tamamlandığını düşünüyor.

Aralarında Yiğit Onay’ın da bulunduğu Deutsche Bank ekonomistleri yayımladıkları notta “Ocak ayındaki son faiz artışı sonrası faizlerin uzun süre değişmemesini, 2024 dördüncü çeyrek itibarıyla başlayabilecek kademeli ancak sürekli faiz indirimleri yapılmasını bekliyoruz” dedi.

Deutsche Bank analistleri enflasyonun aşağı yönlü sürpriz yapması durumunda üçüncü çeyrekte erken faiz indirimi ihtimalinin olduğunu belirtti.

Aralarında Hande Küçük’ün de olduğu Morgan Stanley ekonomistleri ise yılın son PPK metinlerinde gelen açıklamara atıfta bulunarak 250 baz puanlık son bir artışla yüzde 45 nihai faiz seviyesini öngördüklerini belirtti.

Goldman Sachs ise enflasyonda ve ücret verisinde yukarı yönlü sürpriz görülmemesi durumunda TCMB’nin faiz artış döngüsünü yüzde 42,5’te sonlandırdığını düşünüyor.

Banka ekonomistleri Başak Edizgil ve Clemens Grafe yayımladıkları notta “Faizlerin 2024 üçüncü çeyreğe kadar mevcut seviyelerinde kalacağını bekliyoruz. Bu noktadan itibaren yıl sonuna kadar faizlerin yüzde 25’e indirilmesini bekliyoruz” diye yazdı.

Söz konusu bankalar beklenen asgari ücret zammına da dikkat çekti.

Morgan Stanley ücret artışı ve mevcut maliye politikası patikasını göz önüne alarak enflasyonun 2024 yıl sonunda yüzde 42,3’e düşmesini bekliyor. Deutsche gelecek yılki ücret artışlarıyla birlikte iç talebin gücünü korumasını bekliyor.