Advertisement
HABERLER ABONE OL

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, küresel ekonominin 2023'ü, son 40 yılın en yüksek seviyelerine ulaşan enflasyonla mücadele ederek geçirdiğini, bunun arkasında Kovid-19 salgını, sonrasında gelen arz şokları, Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle yükselen enerji fiyatları gibi birçok etkenin olduğunu anlattı.

DenizBank Genel Müdürü Ateş, finansal kırılganlıkların azaltılmasına yönelik politikaların cari açık üzerinde de pozitif etki yarattığını göreceklerini, cari açığın, güçlü iç talep koşulları ve artan altın ithalatı sebebiyle Mayıs 2023'te 60 milyar dolara yükseldiğini, yılın ikinci yarısında ise enerji ithalatındaki gerilemenin öncülüğünde ekim ayı itibarıyla 50 milyar dolara kadar gerilediğini, önümüzdeki dönemde de iç talepteki dengelenmenin etkisiyle cari açığın azalması yönünde eğilimin sürmesini beklediklerini söyledi.

Seçimlerin tamamlanması ve siyasi belirsizliğin geçmesinin risklerin azalmasına yardımcı olduğunu ifade eden Ateş, "Yeni ekonomi yönetiminin makroekonomik istikrara yönelik attığı adımların olumlu sonuçlarının görülmesinin, risklerin daha da azalmasına yardımcı olacağı kanaatindeyiz. 2023 yılının ikinci yarısında göreve başlayan yeni ekonomi yönetiminin attığı parasal ve miktarsal sıkılaşma adımlarının sektör üzerindeki etkileri, yılın üçüncü çeyreği itibarıyla hissedilmeye başlandı. Bankacılık sektörü de ekonomide Ortodoks politikalara geri dönüşe, dinamik yapısı sayesinde kolaylıkla uyum sağladı" diye konuştu.

Rakamlarla 2023'e bakıldığında, bankacılık sektöründe büyümenin yavaşladığı bir yılı geride bıraktıklarını aktaran Ateş, ilk 11 ayda toplam kredilerdeki kur etkisinden arındırılmış yıllık artışın yüzde 32 seviyesinde olduğunu, enflasyonun oldukça altında kaldığını söyledi.

Ateş, "Faiz artışları ve seçici kredi politikaları ile birlikte kredi büyümesi yavaşladı. Bununla birlikte kredi büyümesi düşük olmasına rağmen NPL'yi çok etkilemedi. NPL oranı aynı dönem itibarıyla yüzde 1,5. Önümüzdeki dönemde yüksek faizler ve kredi imkanlarındaki daralma sebebiyle NPL oranında bir miktar artış görülebilir. Bankalarımız da güçlü sermayeleri ve gelişmiş risk sistemleri ile bu süreci iyi yönetecektir" değerlendirmesinde bulundu.

"Mevduatta artışın devam ettiğini görüyoruz"

Hakan Ateş, mevduat tarafında da rekabetin devam ettiğini, ilk 11 ayda kur etkisinden arındırılmış mevduat hacminin yüzde 41 arttığını, KKM dönüşüm hedefleri ve TL mevduatı teşvik edici uygulamalar ile mevduatta artışın devam ettiğini gördüklerini ifade ederek, "Özellikle KKM dönüşümünde TL mevduatın yükselen faizleri önemli bir etken. Enflasyonun yüksek seyretmesi ve buna bağlı olarak politika faizinin yüksek kalacak olması, mevduat faizlerinin önümüzdeki dönemde yüksek kalacağını gösteriyor" dedi.

Kredi hacmindeki azalma ve süregelen makroihtiyati tedbirlerin sektörün karlılığını da etkileyeceğini vurgulayan Ateş, şöyle devam etti:

"Faizlerdeki normalleşmeye paralel kredi faizlerinin mevduat faizlerinin üzerine gelmesini olumlu karşılıyoruz. 2022 yılında bankacılık sektörünün sermaye karlılığı yüzde 40'ın üzerinde gerçekleşmişti, 2023'ün eylül ayı itibarıyla yüzde 38. Dolayısıyla bu yıl da faiz dışı gelirlerin de desteğiyle sektörün önceki yıla benzer bir performans sergilemesini bekliyoruz.

2024 yılında makroihtiyati önlemler devam ettikçe büyümenin sınırlı olmasını öngörüyoruz. Regülasyonlarla gelen miktar kısıtlamaları, hem ticari hem tüketici kredileri tarafında büyüme alanını kısıtlıyor. Yıl genelinde kredi büyümesinin enflasyonun altında kalmasını bekliyoruz. Buna rağmen firmalar, işletme sermayesi ihtiyacı sebebiyle yüksek faizli de olsa kısa vadeli kredileri talep edecekler. Tüketici tarafında ise kredi kartı ve ihtiyaç kredisi tarafında artış bekliyoruz. Önümüzdeki dönemde finansal istikrar ile parasal aktarım mekanizmasını güçlendirecek, seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma adımlarıyla birlikte kredi büyümesini dengeleyen ve mevduat tarafında TL'ye geçişi teşvik edecek adımların devam edeceğini düşünüyoruz."

"YP mevduata yönelimin olmaması memnuniyet verici"

DenizBank Genel Müdürü Ateş, KKM'nin 2021 yılının aralık ayında dolarizasyonu azaltmak ve kur üzerindeki baskıları hafifletmek amacıyla devreye alındığını, ekonomi yönetiminin bu yılın haziran ayında atmaya başladığı parasal sıkılaşma ve makroihtiyati çerçevedeki sadeleşme adımları ile TL mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemelerin etkisiyle mevduat faizlerinin yükselişe geçtiğini hatırlattı.

KKM'ye getirilen kısıtlamalar, bankaların KKM'den TL'ye dönüşüme teşvik edilmesi ve en önemlisi TL mevduat faizlerindeki yükselişin KKM'ye olan ilgiyi azalttığını vurgulayan Ateş, Ağustos 2023'te toplam mevduatın yüzde 30'unu aşan ve 3,4 trilyon TL ile zirveye ulaşan KKM'nin, 24 Kasım haftası itibarıyla yaklaşık 3 aylık süreçte 2,7 trilyon TL seviyesine kadar gerilediğini bildirdi.

Ateş, "Bahsedilen dönemde KKM hesaplarında 670 milyar TL (32 milyar dolar) azalış gerçekleşti. KKM bakiyesindeki azalışın TL mevduattaki artış ile ikame edilmiş olması ve YP mevduata yönelimin olmaması memnuniyet verici. Bildiğiniz gibi ekonomi yönetimi, KKM'den kademeli çıkış stratejisi uygulanacağına işaret ediyor. Son aylarda KKM'de yaşanan gerileme hızına da baktığınızda, 2024 yılı genelinde KKM'den çıkışın devam etmesini bekliyoruz. TL mevduatın cazip olduğu ve finansal istikrarın tesisi sürecinde KKM'nin sona ereceğini öngörüyoruz" diye konuştu.