Advertisement
HABERLER ABONE OL

Doğrudan 7 milyon dolaylı olarak tüm ücretli çalışanların merakla beklediği asgari ücret belli oldu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın açıklamasına göre 2024'te uygulanacak net asgari ücret 17 bin 2 TL oldu. Böylelikle net asgari ücrete yüzde 49 artış yapılmış oldu.

İşveren desteği 700 TL olarak açıklandı.

Bakan Işıkhan'ın ardından Türk-İş Başkanı Ergün Atalay konuştu. Atalay, kendi taleplerinin 18 bin TL ve yılda iki kez güncelleme yapılması olduğunu söyledi. Atalay, enflasyon durmadığı sürece yılda bir kez çalışanların talebinin yerine getirilemeyeceğini söyledi.

Atalay, karara muhalefet şerhi koyduklarını da belirtti.

Açıklamanın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da X hesabından yaptığı açıklamada "2024 yılında asgari ücret, yüzde 49 artışla net 17.002 TL olarak uygulanacaktır. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun" ifadelerini kullandı.

2024 için brüt asgari ücret 20 bin 2 TL oldu. İşverene maliyet ise 23 bin 502 TL olarak kaydedildi. SGK primi işçi payı 2 bin 800 TL olurken, işveren payı ise 3 bin 100 TL olarak gerçekleşti.

Son gün yoğun bir maraton yaşandı

Taraflar Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmeden sonra bakanlıkta bir araya gelmişti.

Toplantı öncesi Türk-İş Başkanı Atalay, rakam üzerinde uzlaşı olmadığını söylemişti.

Atalay "Bakanlık teklifini açıklayacak, biz de teklifimizi açıklayacağız" diye konuşmuştu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, geçerli olacak asgari ücret rakamını belirleme çalışmaları kapsamında Türk-İş’i ziyaret etmişti.

Bakan Işıkhan’a ziyarette, Çalışma Genel Müdürü Mehmet Baş da eşlik etti.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını 11 Aralık, ikinci toplantısını ise 18 Aralık'ta gerçekleştirmişti. Toplantılar sonrası yapılan açıklamalarda herhangi bir zam oranı telaffuz edilmemişti.

Tespit için Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun normal koşullarda dört toplantı yapıyor. Ancak uzlaşmaya varılması halinde asgari ücret daha az toplantı ile de belirlenebiliyor.

Tek zam sinyalleri gelmişti

Daha önce yaptığı açıklamalarda asgari ücrete tek zam yapılacağı mesajını veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yılbaşında çalışanlarımızın ücretlerinde hem genel ekonomik dengeyi sarsmayacak hem de onların kayıplarını telafi edecek bir artış yapılacak" demişti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da bu yıl asgari ücrete tek zam yapılacağını belirterek, "Geçen Temmuz ekstraydı. Ama ihtiyaç hasıl olursa bir araya gelinebilir. Gelecek yıl inşallah enflasyonda gerileme olacak. Temmuz'da ikinci bir toplantı yapmayacağız, ikinci zamma gerek olmayacak diye düşünüyoruz. Tüm parametreler iyi gidiyor çünkü" açıklamasında bulunmuştu.

Taraflar ne talep etmişti?

Asgari ücret belirlenene kadar masada yer alan iki taraftan farklı talepler gelmişti.

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, işletmelerin ciddi boyutta eleman açığı bulunduğunu dile getirerek, "Önümüzdeki dönemde işten çıkarma veya işe alımlarda durağanlık sürecine girileceğini düşünmüyorum. Asgari ücret bu konuda mevcut politikalar ve hedeflenen enflasyon dikkate alınarak kurulan dengeleri bozmayacak şekilde belirlenmeli. Bu alanda tabii ki çalışanların beklentileriyle beraber piyasanın da dengesini bozmayacak şekilde karar alınmalı” diye konuşmuştu.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Mahmut Asmalı, belirsizliklerin azaltılması ve spekülasyonların önüne geçilmesi için, asgari ücretin tespitinde kalıcı bir formülün bulunmasının elzem olduğunu belirterek, "Önerdiğimiz formülümüzde asgari ücret artış oranı; geçmiş 6 aylık enflasyon oranına, yine son 6 ayın ekonomik büyüme oranı eklenerek belirlenmektedir. Böylece çalışanlarımızın; bir yandan emeklerinin enflasyonun altında ezilmesinin önüne geçilecek diğer yandan milli gelir artışından pay almaları sağlanmış olacaktır. Bu formül, asgari ücretin belirlenmesindeki belirsizlikleri azaltarak reel sektörün daha sağlıklı fiyatlandırma yapmasına olanak tanırken, çalışanların satın alma gücünü koruyarak gelir dağılımında oluşabilecek bir kötüleşmenin önüne geçecektir" değerlendirmesi yapmıştı.

İşçi tarafına bakıldığında ise farklı rakamların işaret edildiği görülmüştü.

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, pazarlığın en az 14 bin lira olan açlık sınırdan başlaması gerektiğini dile getirerek, tek zam yapılmasına da karşı çıkmıştı.

Atalay "O masada iki gün sonra 4 tane işçi oturacak. Bu paralara nasıl geçinemeyeceklerini anlatacaklar. Cambaz olsanız 11 bin 400 TL'yle bir hafta geçinemezsiniz. Burada ne söylediysem orada da aynısını söylerim. Bu mesele hepimizin meselesi. 8 milyon asgari ücretli bu ülkenin en büyük sözleşmesi. Bizim için fark etmiyor. Onlar da komşularımız, arkadaşlarımız. Başlarını aşağı eğme lüksümüz yok" ifadelerini kullanmıştı.

DİSK 2024 yılı için asgari ücret taleplerini açıklamıştı.

DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu tarafından yapılan açıklamada, asgari ücretin yüksek enflasyon koşullarında yılda dört kez belirlenmesi gerektiği dile getirilmişti.

Açıklamada, asgari ücret en düşük kamu işçisi ücreti ve en düşük memur maaşı dikkate alınarak hesaplanması talebinin altı çizildi. 2023’te en düşük kamu işçisinin 24 bin 500, en düşük memur maaşının 20 bin lira olduğu ve bu ücretlerin yıl başında artacağı düşünüldüğünde DİSK'in işaret ettiği rakam 30 bin lira olarak ortaya çıkmıştı.

2024 yılı için belirlenen asgari ücretin ardından, iş dünyasından açıklama geldi. Enflasyonist dönemde çalışanların alım gücünün artmasını çok kıymetli bulduklarını ifade eden iş dünyasının temsilcileri, "Üretim ve ihracatı artırmaya çalıştığımız bir dönemde çalışan refahını artırmak için gösterilen çaba umut verici. Asgari ücrette yaşanan artışın işverene maliyeti noktasında ise desteğin artması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye'nin özellikle ihracattaki rekabet gücünü kaybetmemesinin büyük önem taşıdığını da vurgulamalıyız." ifadelerini kullandı.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç X hesabından yaptığı paylaşımda “2024 yılına ilişkin asgari ücretin çalışanlarımızın refahına, firmalarımıza ve ülkemizin kalkınmasına olumlu katkılar vermesini diliyorum. Hayırlı olsun” ifadesini kullandı.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak:

Bir taraftan sosyal yönüyle hayat koşullarına ve gelir dağılımına, bir taraftan da işverenin maliyetlerine, uluslararası ticaretteki rekabetine ve üretime etki eden böylesi önemli bir verinin oy çokluğuyla ortaya çıkması elbette sevindirici. Yapılan yüzde 49 oranında artış ile asgari ücretin 17 bin 2 TL'ye çıkmasını, emeğin milli gelirden aldığı payın hak ettiği seviyelere gelecek olması ve büyümenin kapsayıcılığını artırması bakımından da değerli buluyoruz.

Diğer taraftan, işveren üzerinde oluşacak yükün devlet tarafından karşılanan kısmının, çalışan başına 500 TL'den 700 TL'ye yükseltilmesi de özellikle ihracatçımızın uluslararası piyasalardaki rekabetçiliğini olumsuz etkilememesi bakımından önemli bir destek.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu:

Asgari ücret ülkemize ve milletimize hayırlı olsun. Gelir vergisi dilimleri de yukarıya doğru güncellenerek çalışanların alım gücü artırılmalı. Bizim gündemimiz üretim, yatırım, istihdam ve ihracat. Ülkemizin üretim gücünün korunması ve firmaların sürdürülebilirliğinin zarar görmemesi için enflasyonla mücadele kararlı bir şekilde sürmeli, reel sektöre destekler artırılarak devam ettirilmeli

İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz:

Bu noktadan sonra beklentimiz fiyat istikrarının sağlanması ve istihdamın güçlü kaldığı, ekonomik aktivitenin de bunu koruyacak seviyede devam ettiği hassas bir sürecin yönetilmesi olacak.

Özellikle pandemiden bu yana gıda fiyatları başta olmak üzere küresel ekonomide ağırlık kazanan enflasyonist konjonktür, reel gelirler üzerinde de büyük bir baskı unsuru oldu. Halihazırda uygulanmakta olan sıkı para politikası tedbirlerinin iç talebi dengeleyici etkilerini görmeye başladık. Bununla birlikte şu durumu da belirtmeden geçemeyiz. Daha rakam bile belli değilken asgari ücrete gelecek zammı speküle etmekte hiçbir beis görmeyenler, son ürün fiyatının tüm maliyetleri, ücretlerden kaynaklanıyormuş gibi önden fiyatlayanlar, en hafif tabirle hakkaniyetli davranmamaktadırlar. Hem ücretli çalışanların refahını hem de ekonomik aktiviteyi destekleyecek bir rakam açıklandı. Diğer taraftan 500 lira olarak uygulanan asgari ücret desteğinin 700 liraya yükseltilmesini, işverenlerin üzerindeki yükün hafiflemesine destek olma noktasında anlamlı buluyorum.

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran:

Asgari ücret, diğer ücretler için temel teşkil etmesi, üretim ve iş maliyetlerini etkilemesi nedeniyle işçilerin yanı sıra, işverenleri ve kamuyu da etkileyen önemli bir rakam.

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç:

Üretimde sürdürülebilirlik için yatırım kredileri ve teşviklerin hedefe ulaşana kadar süreklilik arz etmesi gerekiyor. Her fabrika bir kaledir şiarıyla çalışmaya, üretmeye ve istihdam yaratmaya devam edeceğiz.

İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Güven Karaca:

Çalışanlarımızın mağdur olmaması ve refah içinde yaşamaları hepimizin ortak arzusu. Üretimi ve ihracatı artırma hedefimize çalışanlarımızla birlikte takım halinde yürüyoruz. Ancak, geldiğimiz noktada yapılan ücret artışları çalışanlar açısından anlamını kaybederken, işveren tarafında ise tam tersi bir durum yaratıyor. Bakıldığında yapılan zamlara rağmen asgari ücretin kişi başına milli gelir karşısındaki gerilemesi sürüyor. Yani, asgari ücretlinin alım gücü artışa rağmen her geçen gün azalıyor. Ancak, işveren tarafında etkileri daha farklı oluyor. Yapılan asgari ücret artışının etkilerini özellikle emek yoğun sektörler olan tekstil, hazır giyim, deri ve deri mamulleri sektörlerinde göreceğiz. Son birkaç yılda asgari ücrete yapılan artışı sanayiciler ve ihracatçılar olarak maliyetlere yansıtabilmiştik. Çünkü, artan iç talebin yanında ihracatımız da güçlü seyrediyordu. 2023'le birlikte başlayan süreçte ise sanayi üretiminde ve ihracatta düşüşler yaşanmaya başladı. Dünyada rekabet gücümüzün azaldığı, ihracat pazarlarımızın daraldığı, ithalatın arttığı bir dönemde, çalışan giderlerini nasıl yöneteceğimiz konusunda zorlanacağımızı düşünüyorum. Asgari ücrette tek seferlik artış yapılmasının ise işveren açısından yıllık maliyetleri belirleme noktasında faydalı olacağı kanaatindeyim. Öte yandan, asgari ücrette yapısal bir değişikliğe gidilmesi de yararlı olabilir. Ayrıca, bölgesel bir asgari ücret belirleneceği gibi, İstanbul ile diğer şehirlerde asgari ücretin farklılaşması hususu da masaya yatırılabilir.

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya:

Son dönemlerde enflasyonda ciddi bir artış süreci yaşandı. Değişen ekonomi yönetimi ile birlikte enflasyonla ciddi bir mücadele başladı. Ancak gelinen noktada alım gücü düşen çalışanlarımızın maaşlarında bir düzenleme yapılması elzemdi. Asgari ücrette yapılan artışla birlikte çalışanlarımızın bir nebze olsun rahatlayacağını düşünüyoruz. Diğer taraftan bakıldığında ise asgari ücretin işveren kesiminde oluşturduğu bir maliyet var. Dünyada ağırlaşan şartlar, daralan ihracat pazarları, sertleşen rekabet ortamı, yükselen maliyetler göz önüne alındığında ihracatçıların önünde daha zor bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada işveren tarafında oluşan maliyet baskısının azalması ve rekabet gücümüzü kaybetmemek adına devletimizden çok daha ciddi boyutlarda destek bekliyoruz. İhracatçılar olarak devletimizden aldığımız güçle üretimi, ihracatı ve istihdamı artırmak için elimizden gelenin fazlasını yapmaya devam edeceğiz.

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu:

Asgari ücrete yapılan artış ülkemizin ve dünyanın içinden geçtiği bu zor süreçte çok kıymetli. Bu noktada ülkenin üreten gücü olarak her daim çalışanlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Çalışanlarımızın refah seviyesinin yükselmesi, alım gücünün artması en büyük temennimiz. Ancak, işveren tarafında da devletimizden destek bekliyoruz. Özellikle işveren katkı payları noktasında yılın ilk 6 ayında dahi olsa rakamların yükseltilmesi faydalı olacaktır. Bu destek, biz sanayici ve ihracatçılar için çok kıymetli. Bunun dışında özellikle deprem bölgesindeki sanayi kuruluşları için ekstra bir desteğin sunulmasının büyük fayda sağlayacağına inanıyoruz. Ülkesi için çalışan, ülkesi için üreten ve istihdam sağlayan ihracatçılar olarak üretimin, ihracatın ve istihdamın daha da artmasına yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz.

İstanbul Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı:

Çalışanlarımızın yüksek enflasyona karşı alım gücünün düştüğü bu ortamda yapılan artışın hayırlı olmasını diliyorum. Çalışanlarımızın kazançlarının artması, refah seviyelerinin daha da yükselmesi en büyük dileklerimiz arasında. Asgari ücretteki artışın anlamlı olabilmesi de enflasyonun dizginlenmesinden geçiyor. Ekonomi yönetimimizin bu yönde yaptığı çalışmaları da takdirle takip ediyoruz. İşverenler olarak çalışanlarımızın her zaman yanında yer almaya devam edeceğiz. Öte yandan, ihracatçılar olarak da bazı beklentilerimizin olduğunu söylemeliyiz. Dünyada rekabetçi yapımızla ön plana çıkıyoruz. Artan maliyetler, dünyada yaşanan gelişmeler ve değişen ihracat pazarları göz önüne alındığında rekabet gücümüzü kaybetmemek adına devletimizden destek bekliyoruz. İstihdam maliyetleri, işverenlerin rekabet gücünü doğrudan etkileyen bir faktör. Bu aşamada asgari ücret desteğinin devamı çok kıymetli.

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz:

Yeni asgari ücretin başta çalışanlarımız olmak üzere ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Enflasyonist bir dönemden geçerken, çalışanları mağdur etmemek için gösterilen çabayı takdirle karşılıyoruz. Ülkesi için çalışan sanayiciler ve ihracatçılar olarak ekonominin gerçekleri göz önünde bulundurularak işverenlerin üzerindeki yükün de göz ardı edilmemesinin çok önemli olduğunu söylememiz gerekiyor. Bununla birlikte küresel ölçekte yaşanan talep daralmasıyla sektörümüzde üretimin azalması söz konusu. Asgari ücrette yaşanan artış, üretim maliyetlerimizi artırıyor ancak bunu ihraç fiyatlarına yansıtamıyoruz. Artan maliyetlerle birlikte dünyanın en büyük beşinci tekstil ihracatçısı konumunda bulunan Türkiye'nin rekabetteki gücünü kaybetmemesinin çok önemli olduğunu da vurgulamak isterim. Bu çerçevede özellikle imalat sanayiindeki sektörlerde asgari ücret üzerindeki vergi yükü gibi bazı ilave maliyet unsurların işverene yansıtılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Böylelikle hem işçimiz kazanır hem de işveren en azından maliyetlerini rasyonel seviyelere indirebilir.

İstanbul Halı İhracatçıları Birliği (İHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hayri Diler

Asgari ücrete yapılan artış, çalışanların refahı açısından oldukça önemli. Alım gücünün düştüğü bir dönemde yapılan artışla çalışanlarımızın bir nebze olsun rahatlayacağına inanıyoruz. Ülke olarak üretimimizi ve ihracatımızı artırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Burada sanayiciler ve çalışanlar kol kola yürüyoruz. Çalışanlarımızın alım gücünün artması ne kadar önemliyse, işverenlerin de desteklenmesi bir o kadar değerli. Döviz kurlarının enflasyon oranında artmadığı düşünüldüğünde ihracatçının rekabet gücünü kaybetmemesi için verilen desteklerin artmasının çok önemli olduğunu vurgulamalıyız. Bir denge üzerinde ilerlenilmesi ülkenin gelişimi için çok kritik.