Advertisement
PİYASALAR ABONE OL

Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, göreve geldiğinde 328 milyon dolar olan genel borçların şu anda 301 milyon dolara düştüğünü açıkladı.

Aysal, Lig TV'de yayınlanan ''Futbol Gündemi'' programında soruları yanıtladı.

Galatasaray'a başkan seçildiğinde sorunlu bir camia içine girdiğinin, bütün Galatasaraylılar gibi kendisinin de farkında olduğunu kaydeden Aysal, kulübüne gerekli zamanı ayırmayı hesaba kattığını belirterek, ''Vaktimin yüzde 80'ini Galatasaray'a harcıyorum. Şu anda önceliğim Galatasaray'' dedi.

Camianın kendisi için kurtarıcı rolü biçtiğinin ifade edilmesi üzerine Aysal, ''3 bin oyu 2 oyla kaçırdım. Beklentinin büyük olduğunu o gün daha fazla hissettim. Galatasaraylıların özellikle benden beklentisi gittikçe düşen kredibilitenin ve heyecanın kulübe yeniden kazandırılmasıydı. Ben buna öncelik verdim. Gerek maddi gerek hukuksal gerek kurumsal, Galatasaray'ın içindeki kendi imkanları enerjisi Galatasaray'ı gerekli yerlere taşır. Ben sadece burada vasıtayım, görevimi yapıyorum'' diye konuştu.

Aysal, kulüpte şu anki tablonun nasıl olduğu sorusu üzerine, genel kurula kadar yapmak istediklerinin önemli bir kısmını başlattıklarını, 2012 Mart ayındaki genel kurulda camiaya iyi haberler vereceklerini kaydederek, ''Banka borçlarımız 150 milyon dolar ile başlamışız, bugün 120,7 milyon dolar kalmış. Yeni banka borcu almamışız, borçlanmamışız. Muaccel kapıda bekleyen borçlar devamlı artıyor tabi, o gün 59 milyon dolarlık borç bugün 44 milyon dolar. Genel borçlarımız, 328 milyon dolar iken bugün 301 milyon dolara düşmüş. Bunları öderken yeni transferleri yapmışız, bunlar için de 10 milyon dolar ekstra fon üretmişiz'' şeklinde konuştu.

Mart ayından sonra UEFA kriterlerinin tamamını karşılamaya hazır olacaklarını bildiren Aysal, bu sezon ki transfer bilançosuyla ilgili olarak da ''Futbolda 12 yeni oyuncu transfer etmişiz, 17 oyuncuyu da göndermişiz. Transfer bedelleri olarak sattıklarımızla aldıklarımız arasında 7 milyon avroluk bir farkımız var. Biz 7 milyon ödeyerek bu 12 futbolcuyu transfer etmişiz. Geçen yıllardaki bütçelere göre de farklılık var. 2009-2010 bütçemiz 90 milyonmuş, 2010-2011'de 72 milyon dolarmış. Bu transferlere rağmen futbol bütçemizi düşürerek 62 milyon dolar olarak sağladık. Bu ekonominin başarımıza zarar vermeyecek bir ekonomi olmasına dikkat ettik'' ifadelerini kullandı.

-''Fatih Terim ile çalıştığım için başkan olarak şanslıyım...''-

Aysal, Fatih Terim'in Galatasaray Kulübü'nün CEO'su olacağı şeklinde bir beyanatının bulunmadığını bildirdi.

Bu yönde medyada yer alan haberlerle ilgili soru üzerine konuşan Galatasaray Kulübü Başkanı, şunları kaydetti:

''Böyle bir beyanatım yok. Yazıldığı şekilde bir projemiz yok, ama şunu söylemek durumundayım. Fatih Terim Galatasaray'ın tarihinden gelen bir insan, Galatasaray'a hayatını veren bir insan. Onunla çalıştığım için de başkan olarak şanslıyım ve kendimi mutlu hissediyorum. Başarı bazında bu ilişkinin devam edeceğine inanıyorum, inanmak istiyorum. Fatih hocanın da kendisine göre planı programı vardır. Bunu benim yapmam doğru değil, kendisinin yapması lazım. Benim içimden geçen; Fatih Hoca Galatasaray'ın tarihine mal olmuş insandır, istikbalde de teknik direktörlüğü bıraktıktan sonra da Galatasaray için de daha yukarılarda görev almalıdır. CEO değil. Fatih Hoca'nın tecrübesini kullanacağı Galatasaray'a en yararlı olacağı bir pozisyondan bahsediyorum. Futbola daha yararlı olabileceği bir supervizör görev tabi ki Fatih Hoca'yı her zaman bekler''

-''Takım makine gibi oynamaya başladığı vakit önlerinde kimse duramaz''-

Futbol takımının durumundan memnun olup olmadığı sorulan Aysal, ''Şu anki haliyle eksiklerimiz olduğu çok açık. Ama genelinden memnunum. bu takımla çok iyi işler yapacağız. Böyle bir endişemiz yok. 12 yeni oyuncumuz var. Bunların hepsi kaliteli. Bunları bir arada oynatabilmek ayrı bir sorun. Bunlar makine gibi beraber oynamaya başladığı vakit de önlerinde kimsenin duramayacağı çok açık'' ifadelerini kullandı.

Ünal Aysal, devre arası için Fatih Terim'in transfer için bir talebi olup olmadığı sorusu üzerine, ''Daha işin başındayız. Önümüzde bir iki ay var. Fatih hoca da bu dönem yaklaşırken herhalde benden görüşme isteyecektir. O istemezse ben ondan isteyeceğim. Oturup kararlarımızı alacağız ama geç kalmak istemiyoruz. Sezona biraz telaşlı ve hazırlıksız başladık. Buna rağmen bu kadar transferi yaptık. Önümüzde rahat bir dönem var. Bu çalışmaları yapıp en iyi elemanları getirip kadromuza takviyeyi yapmak istiyoruz'' şeklinde yanıt verdi.

Transferde normal işleyişin, teknik direktörün eksik gördüğü bölgeleri tespit etmesi ve gönlünden geçen piyasadaki hazır alınabilecek futbolcuları yönetime teklif etmesi olduğunu kaydeden Aysal, ''Transferi yönetim yapar. Teknik ekip transfer yapmaz önerir. Bizde de böyle olacaktır bu iş. Bundan önce de böyle oldu. Fatih hoca mümkün olduğunca ekonomik davranmak istedi. Fazla aceleci masraflı davranmayalım endişesini taşıyordu. Biz de aynı endişeyi paylaşıyorduk. İyi bir birliktelik doğdu. Kimse kimsenin sahasına girmiyor. Biz yeşil sahaya girmiyoruz, Fatih hoca da bizim sahamıza girmiyor. İyi bir işbirliği içindeyiz'' diye konuştu.

Aysal, ''Hangi futbolcuyu izlerken daha çok heyecanlanıyorsunuz'' sorusuna, ''Melo bu tarife uyar gibi. Böyle, herhangi bir yerden topa vurduğu vakit şu anda beni çok heyecanlandıran bir oyuncu yok. Takımda eksiğimiz bu'' yanıtını verdi.

-''Drogba son alternatifim olur''-

Ünal Aysal, Galatasaray'a adı geçen ünlü futbolcu Drogba ile ilgili düşünceleri sorulması üzerine, ''Bana sorsanız herhalde son alternatifim olur'' dedi.

Drogba'nın Galatasaray'a faydalı olabilecek iyi bir oyuncu olduğunu ancak teknik direktör Terim'in henüz Drogba'yı kendilerine önermediğini belirten Aysal, ''Bana sorsanız herhalde son alternatifim olur. Kurulan takımımıza baktığınız vakit, Drogba bu takımın dengesine uyamaz gibi geliyor. Maliyet olarak değil, karakter olarak. Yapısı, daha yırtıcı, daha itici, daha az uyumlu bir oyuncu yapısı. Bazen bunların içine bir yıldız oyuncuyu kattığınız vakit olayın şekli değişir. Faydadan çok zarar getirebilir. Bu böyledir demiyorum. Belki de en sonunda Drogba'yı alır getiririz, bilemiyorum. Bu hocanın alacağı bir karar'' şeklinde konuştu.

Aysal, transferle ilgili isimler konusunda, gerçekleşmeme ihtimalini göz önünde bulundurarak taraftarı üzüntüye uğratmamak adına şeffaf olamadığını belirterek, sorular üzerine kafasındaki oyuncu tipiyle ilgili olarak, ''Kafamdaki oyuncu Avrupa liglerinden, özellikle İngiltere de oynayan oyuncu tipi. İri yapılı, beyaz tenli, güçlü yakışıklı falan diyebilirim'' ifadelerini kullandı.

-''Dargınlık yok, ilişki son derece sıcak devam ediyor''-

Yönetim kurulundaki ilişkilerin nasıl olduğu sorusu üzerine de Galatasaray Kulübü Başkanı, hiçbir yönetici arasında dargınlık bulunmadığını ifade etti.

Aysal, ''Bizim yönetim kurulumuz birbirine benzemeyen 16 kişiden kurulu. Değişik sektörlerden geliyoruz. Gelişimizin nedeni Galatasaray'a hizmet. Bir hizmet yarışı başladı. Herkes en iyisini yapmaya çalışıyor. Bunun koordinasyonu önemli. Biz de yönetim olarak bu dönemi geçirdik. Bir yere doğru da gidiyoruz. Kavga dövüş, dargınlık da olmadı. Herkes birbiriyle konuşuyor. Dargınlık yok, ilişki son derece sıcak şekilde devam ediyor'' ifadelerini kullandı.

Yönetim anlayışının, disiplinli, saat gibi işleyen, herkesin birbiriyle yardımlaştığı, birbirine destek olurken önünü kesmediği bir sistem olduğunu anlatan Ünal Aysal, ''Karşı fikirler denge içinde birbirinin karşısında oturmuşsa burada başkan devreye girmek durumunda. İnsiyatif kullanmayan başkan başkanlık yapamaz. Kendi yetkimi kullanmadan önce herkesi dinleyip getirisini, götürüsünü iyice dinleyip karar veririm. Şimdiye kadar verdiğim kararlar yönetimden hiçbir itiraz görmedi. Ben şahsen şikayetçi değilim'' diye konuştu.

Camiadaki ''Kol kırılır yen içinde kalır'' anlayışının son yıllarda değişim gösterdiğinin ifade edilmesi üzerine Aysal, Galatasaray Kulübü'nün hala geleneklerine bağlı olduğunu ve bu şekilde devam edeceğini anlatarak, ''İçinde bulunduğumuz çağ iletişim çağı. Basın ve medya olayların bire bir içinde olduğu sürece artık şeffaf olmaktan başka hiçbir seçeneğimiz kalmadı. Bunun avantajlarını da kullanmamız lazım. Kapılarımızı açmak zorundayız. Biz taraftar için varız. Her şeyi saklayarak taraftarımızı mutlu edemeyiz. Taraftar bizimle bütünleştiği vakit kulübümüz daha da güçlenecektir'' şeklinde konuştu.

-''Ortalama 40-42 bin kişiye oynuyoruz''-

Ünal Aysal, Türk Telekom Arena'da maçlarını ortalama 40-42 bin taraftara karşı oynadıklarını bildirdi.

Aysal, ''50 bin kişilik Türk Telekom Arena neden dolmuyor?'' sorusu üzerine, ''O konuda kötümser değilim. Maçlarda biz ortalama 40-42 bin kişiyle oynuyoruz. 6 ay evvel Ali Sami Yen'de 23-24 bin kişiyle oynuyorduk. Bu stat böyle bir imkanı sağladı. Tamamını doldurmak o kadar kolay değil. Taraftar bize güvendikçe inandıkça bu heyecanı paylaştıkça stat dolacaktır. Uzun süre dolu oynayacağımız dönemin yaklaştığına inanıyorum. Taraftara güveniyorum'' dedi.

Stadın çim zemininin değişeceğini, çimlerin TIR'larla yolda olduğunu bildiren Galatasaray Kulübü Başkanı, ''300 bin avro civarında bir maliyeti var. Yeni bir stat olduğu için federasyon bütün milli maçları oraya yıktı, orada oynanıyor, biz maçlarımızı oynuyoruz. Başka organizasyonlar da oluyor, bunlar sahayı bozuyor. Tabii ki ek gelir sağlamak lazım ama sağlarken getirdiğinizden fazlasını kaybetmemeliyiz'' diye konuştu.

-''Derbiyi iyi oynayan kazansın''-

Aysal, perşembe günü yapılacak Fenerbahçe-Beşiktaş derbisiyle ilgili olarak ''Samimiyetle söyleyeyim, hangi takım iyi oynuyorsa kazansın. İkisi de saydığımız rakiplerimiz. İnşallah iyi oynayan kazansın derim. Bunu şablon olarak değil gönülden söylüyorum'' değerlendirmesini yaptı.

Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, eski yöneticilerinden Işın Çelebi'yi İnan Kıraç'a yönelik sözleri nedeniyle Disiplin Kurulu'na sevk etmediklerini ancak, ''Bu sözlerin arkasında değilim'' şeklinde yazı istediklerini söyledi.

Ünal Aysal, Lig Tv'ye yaptığı açıklamada, Işın Çelebi'nin disiplin kuruluna sevk edildiği yönündeki iddialara açıklık getirdi. ''Galatasaray'da eşyanın tabiatı böyle'' diyen Aysal, şöyle dedi:

''Siz basında bir şey konuştuysanız ve bu camiayı eğer rencide eden bir konuşma olduysa, camiaya bağlı kurumlar, kuruluşlar, şahıslar, bir tanesi gelip bunu disiplin kuruluna verilebilir. Bize de bu şekilde bir şikayet, camiamızın önemli kuruluşlarından bir tanesinden geldi. İşbirliği Kurulu'ndan geldi. Türker Aslan'dan. Türker Aslan da çok deneyimli bir spor adamı. Üstelik bu işlerde en insaflısı, en sağlıklı düşünebilecek tecrübeye sahip bir insan. O imzayla geldi. Burada bizim durumumuz, üstü bıyık, altı sakal durumu. Bir tanesi eski yöneticimiz. Biz her yöneticimize saygı duyuyoruz. Bize eski başkanımız için de bu tip şikayet geldi. Biz onu orada kapattık, 'Bir başkan için böyle bir şeyle gelmeyin' dedik. Işın Çelebi için de geldi. Biz bunu Disiplin Kurulu'na sevk etmedik. Sadece Işın Çelebi'ye bir yazı gönderdik. Dedik ki, 'Sayın Işın Çelebi, her halde sözleriniz maksadını aştı, bunu lütfen bir mektupla yazın, arkasında değilim bu söylediklerimin diyin', dedik. Muhakkak yanlış anlaşma vardır, biz de bu defteri kapatalım' dedik. Her halde bize yardımcı olacaktır. Böyle bir şeyin olmadığını düzeltecektir.''

''Işın Çelebi ile ilgili bu süreç, İnan Kıraç'a yönelik açıklaması üzerine mi gelişti?'' şeklindeki soru üzerine ise Ünal Aysal, ''İnan Kıraç beyden bize bir telefon dahi gelmedi ama camia buna reaksiyon gösterdi. Bu bir anlamda eğer işlerinizin doğru yürümesini istiyorsanız, Ankara'ya giden bir zatın ya da Ankara'dan ters görünen zatın, kellesini Ankara'ya hediye olarak gönderin şeklindeydi. Böyle bir şeyi ne Galatasaray yapar ne de Ankara bizden ister. Yani boşuna yapılmış bir açıklama. Ben zaten her halde yanlış anlaşıldığını da tahmin ediyorum bunun. Çünkü böyle bir şey İnan beye değil, Galatasaray'a şahsiyetine olan bir hakarettir. Bunu eski bir yöneticimiz katiyetle yapmaz'' şeklinde yanıtladı.

-Mali yapı-

''Geçmiş döneme ilişkin mali konularda tereddütleriniz var mı? Bir denetim yaptırdınız mı?'' şeklindeki soru üzerine Aysal, geçmiş döneme ilişkin bir denetleme yaptırdıklarını ancak bunun ayrıntılı araştırmayı içermediğini belirterek, ''Denetleme 'İşi teslim aldığımız gündeki rakamlar nedir?', bu kadar basit bir denetlemeydi. 'Yapılmış olan kontratların arkasında bir şey var mı?', 'Rakamlarda oynama var mı?' diye bir denetleme yaptırmadık. Sadece rakamları test ettirdik ve orada kaldık. Verdiğimiz görev için ödediğimiz rakama bakarsanız, böyle bir maksat olmadığını görürsünüz'' dedi.

Aysal, bazı rakamlarda farklılaşmalar görüldüğünü ancak bunun doğal olduğunu ifade etti.

''Kulübün şu anda yüzde 75'ine hakimim, yüzde 25'ine daha sonra hakim olacağım'' şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Aysal, ''Şu anda biz idari yönden bir 'audit' (Denetim) yaptırıyoruz. Bizim bürokrasimiz, alt kuruluşlarımız, sistemimiz nasıl çalışıyor? Bu kurumsal bir yapılaşmanın gereği olarak yapılıyor. Önceliklerimin başında finansal düzeltmenin yanında kurumsal yapılaşmanın kurulmasıydı. 3 sene sonra buradan ayrıldıktan sonra eğer bir şeyler başarabildiysem, mali, ekonomik gibi bozulmadan devam etmesini garantiye almam için gerekiyordu. Bu bitinceye kadar yüzde 25'ini kontrol ediyorum iddiasında olmamam gerekiyor. Çünkü bu 'audit' politikasından ne çıkacağını bilmiyorum'' şeklinde konuştu.

Aysal, Galatasaray'ın organizasyon şemasını yeniden çıkarmak için dünyada konusunda uzman şirketle anlaştıklarını kaydederek, personeli bu şemaya göre konumlandıracaklarını, yeni şemaya uymayan personelin görev alanını değiştireceklerini ya da kendisiyle yolları ayıracaklarını belirtti.

-Hisse senetleri satışı-

Aysal, hisse senedi satışlarına ilişkin ise şunları kaydetti:

''Büyük tabloya baktığınızda dünya ekonomisi son 3 ay içinde anormal değişti. Evdeki pazarlar çarşıya uymuyor. Galatasaray'da da bizim elimizde fazla bir değiştirecek sihirli değnek yok. Onun için mutfağımızdaki her şeye bakıp, bunları en iyi şekilde kullanmamız gerekir. Birinci önceliğim Galatasaray'ın güvenirliği. Güvenilirliğiniz borçlarınızı ödemenizden, kendinizi kanıtlamanızdan geçiyor. Sözünüzü tutamıyorsanız, güvenilir değilsiniz. Borcunu ödemeyenin sözünü tutması mümkün değil. Galatasaray'ın isminin değeri, marka değeri milyonlarca dolarla ölçülmez. Bunu korumak zorundayız. Bunu yapabilmek için mutfağımda ne varsa onunla uğraşıyorum. Birleşmeden sonra (Galatasaray Sportif A.Ş) masrafları ve gelirleri olan gerçek anlamda bir piyasa şirketi haline geldi. En sağlıklı sistem de budur. Biz hisse senetlerine bir hareket getiriyoruz. Banka faizleri yüzde 9-10, dikkat ederseniz hiç banka kredisi almadık. Bilakis ödemeye çalışıyoruz yüksek faizlerden kurtulalım diye. Bunun da bir tek çıkar yolu hisse senetlerini, geçici dahi olsa, elinizden çıkarmak, paraya döndürmek, bununla sorunlarınızı çözmek, sonra sağlam ekonomiye vardığınız vakit tekrar hisse senetlerini camiaya kazandırmak. Hisse senetlerinin bizde olmasının psikolojik önemi vardır, ekonomik önemi yoktur. Buna da saygı duymak lazım. Genel Kurulum bunu istiyorsa, ben de görevimden ayrılmadan önce ne kadar hisse senedi dışarı verdiysem, o hisse senetlerini geri almanın yolunu arayıp bulup, bu sözümü yerine getireceğim.''

Galatasaray Sportif A.Ş'nin sermayesinin yetersiz olduğunu ve bunu artırmaları gerektiğini savunan Aysal, ''Galatasaray'da çok ciddi bir sermaye artışı ihtiyacı var. Bunu önümüzdeki günlerde yapacağız'' dedi.

Sattıkları hisse senetlerini aynı değerler altında almayı ya da daha altında almayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

- ''Göreve devam edecek mi?''

Aysal, ''3 yılın sonunda göreve devam edecek misiniz?'' şeklindeki soru üzerine ''Benim taraftarım ve Galatasaray Kongresi, bir görevi yerine getirmek için beni seçti diye düşünüyorum. Bu görevi bihakkın yerine getirir ve istediğim şekle sokarsam, sürenin sonunda yeni bir göreve talip olacağımı zannetmiyorum ama eğer hala yapacağım bir şeyler varsa ve istediğimi yapamamışsam, benim seçmenim sen 'devam et' derse bunu o zaman düşünürüm'' dedi.

Aysal, göreve geldiğinden bu yana en önemli icraatının sorulması üzerine, ''Galatasaray'a, 5-6 yıl aradan sonra yeniden bir özgüven ve gurur duyma havası geldi. Her halde bunun köşesinden de olsa bir şeyini tesirli olmuşumdur, faydalı olmuşumdur' diye düşünüyorum'' ifadelerini kullandı.

-BASKETBOL-

Basketbolun Galatasaray Kulübü'nde en iyi yönetilen branşlardan bir tanesi olduğunu ifade eden Aysal, bu yıl ''futbolda olduğu gibi'' basketbolda da çok iyi transferler yaptıklarını, hem kadın hem erkek takımlarının iyi ivme yakaladığını kaydetti. Aysal geçmişte basketbol maçlarını takip etmediğini ancak artık hepsini takip eder hale geldiğini ve takımı gönülden de desteklediğini söyledi.

Takıma güvendiğini ifade eden Aysal, THY Avrupa Ligi'nde Top 16'ya kalacağına inandığını ifade etti.

Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, Galatasaray'ın bu yıl şampiyonluk şansının yüksek olduğunu söyledi.

Ünal Aysal, Lig Tv'ye yaptığı açıklamada, sarı-kırmızılı ekibin şampiyon olacağına inandığını belirtti. ''Şampiyonluk sözü veriyor musunuz?'' şeklindeki soru üzerine Aysal, şunları kaydetti:

''Galatasaray'ın şampiyonluktaki şansı bu sene çok yüksek. Bunu söyleyebilirim. Tabi ki, şans faktörü de var onu da düşünmek lazım ama Galatasaray'ın şampiyon olmaması için hiç bir sebep görmüyorum. Ancak en azından bu sene yurt dışına gidebilecek bir başarıyı yakalamak. Pozisyondan ziyade benim önceliğim yurt dışına gidebilme biletini alabilmek. Bu bileti hangi pozisyonda alıyorsanız en azından onu hedeflemeniz lazım ama ben ve arkadaşlarım sadece şampiyonluğu hedefliyorum.

Bu yıl, 18 takımı da bir birini her an yenebilen, takımlar olarak görüyorum. Sonuçlara şaşırmıyorum, bu tip neticelere ve her gün yeni bir sürpriz çıkıyor. Orduspor bugün Galatasaray'la aynı puanda ve ikinciliği paylaşıyor. Bu tip şeylere alışmamız lazım. Bunlar sevindirici şeyler. Biz de daha fazla çalışıp, kulübü daha iyi yerlere götürmemiz lazım. Bu da bizim için bir teşvik.''

-Liseli-liseli olmayan kavgası-

Sarı-kırmızılı camiada, Galatasaray Lisesi mezunları ile olmayanlar arasındaki tartışmanın hatırlatılması üzerine Aysal, şunları kaydetti:

''Liseli-liseli olmayan ayrımı eşyanın tabiatında var. Liseden gelenler, lise dışından Galatasaraylılar var ama bana soruyorsanız Galatasaraylı, Galatasaraylıdır. Nereden geldiği hiç önemli değildir. Üniversiteden, liseden, dışarıdan gelir. Galatasaraylılığı hisseden adam benim için yeterlidir ve Galatasaraylıdır. Galatasaray Liselilerinin kendilerine dönük cemiyetleri, ayrı kuruluşları vardır diğer okul mezunlarının olduğu gibi ama biz artık küresel bir takım olmak istiyorsak, bu tip bağımlılıklardan kendimizi kurtarmamız lazım. Bu camiamızı geliştirmez bilakis aşağıya çeker. Tüm konuşmalarımda arkadaşlarımdan da rica ediyorum, artık bu konuyu gündeme getirmeyelim. Böyle bir şey olmaması gerekir. Böyle bir şey benim gözümde de yok.''

Kulübün eski başkanı Adnan Polat'ın ABD Başkanı Hussein Barack Obama'ya benzetildiği iddialarına ilişkin ise Aysal, kendisinin böyle bir benzerlik kurmadığını ifade ederek, ''Katiyetle böyle bir şey yok. Bu benim zaten karakterime uygun değil. İkincisi gülünç bir şey. Böyle bir benzetmeyi yapmak da yersiz. Gereksiz. Obama'ya da benzediğini zannetmiyorum Adnan başkanın. Bence Adnan başkan çok daha yakışıklı. Kendisiyle konuşuyoruz. Kendisi dostum. Tüm eski başkanlar benim dostum. Hepimiz buraya hizmet etmeye geldik. Onlar ettiler hizmetlerini bugün ben devam ettiriyorum. Yarın öbür gün başka birisi gelecek, yapacak. Biz birbirimize en yakın olması gereken insanlarız. Bilgi alışverişi Galatasaray'ın başarısı için temel taşlardan birisi'' şeklinde konuştu.

- ''Kendi cebinizden ne kadar para aktardınız?'' -

Seçimden önce İnan Kıraç'ın ''100 milyon dolarla geliyor'' şeklindeki sözünün hatırlatılarak, ''Kendi cebinizden kulübe ne kadar para aktardınız?'' şeklindeki soruyu Aysal, ''İnan Kıraç'ın, ben bu beyanatı duymadım ama böyle bir beyanatı olmuş. Her halde İnan Kıraç böyle bir şey düşünmüş, ümit etmiş, düşünmüş olabilir ama benim Galatasaray'a bakış şeklim Galatasaray'a balık tutup vermek değildi. Her zaman balık tutmayı öğretmekti. Bugün bunu yapıyoruz. Galatasaray'ın kimsenin parasına hakikaten ihtiyacı yok. Olursa herkes elini cebine atar verir. Bu bizim camiamız ama Galatasaray'ın kendi imkanları var'' şeklinde yanıtladı.

Galatasaray'da hiç kimsenin cebinden para koymadığını ve Galatasaray ekonomisinin kendi imkanlarıyla döndüğünü ifade etti. Aysal, kurtarıcı gibi algılanması konusunda ise, ''Bir Çin ata sözü var: 'Aynı yatakta iki ayrı rüya görülürmüş' Ben bilgi ve deneyimimle Galatasaray'a faydalı olabileceğimi söyledim ama bazı dostlarım parasıyla burayı toparlayacak intibahına kapılmış olabilir. Ancak bugün geldiğimiz nokta her iki tarafı da tatmin edecek noktada'' dedi.

-Arda Turan-

Atletico Madrid'e transfer olan Arda Turan'ı izlediğini ve başarılı olacağına inandığını belirten Aysal ''Görüşüyor musunuz?'' şeklindeki soruyu ise, ''Görüşmüyorum ama benim programıma göre Arda Atletico Madrid'ten sonra tekrar Galatasaray'a dönecek. Kontratımızda bu konu var. Türkiye'ye dönerse yalnızca Galatasaray'da oynayacak. Öncelik hakkımız var. Piyasaya çıkmadan bizimle anlaşmak durumunda. Ben Arda'nın biraz daha deneyim alıp dönmesini tercih ederim. Arda'nın buna ihtiyacı var. Hem moral olarak hem kişiliğini geliştirmesi yönünden. Arda'nın yurt dışına çıkması Galatasaray'a için pek iyi olmadı ama Arda için çok iyi oldu'' dedi.

Riera konusunda ise Aysal, bu oyuncunun çok iyi bir aile yapısı olduğunu ve iyi bir profesyonel olduğunu kaydetti. Aysal, ''Onun için aldığım bilgiler arasında bir tek negatif şey, tembelliği sevmesi. Yani çalışırsa başarılı olacak. Belki Galatasaray için Fatih hoca da bunu becerir gibi geliyor'' şeklinde konuştu.

Her yıl daha gençleşen bir takım kurmayı istediklerini kaydeden Aysal, ''Bugün kadromuzda yaş ortalamamız 26.8'e düşmüş. Herkes yaşlanıyor, takımımız gençleşmiş. Bir iki çok yaşlı, (Çok yaşlı derken, 35-36 yaşında yani) oyuncumuz var. Bu arkadaşlar da futbola veda ederlerse bu ortalama daha da 24'lere düşecek. Bu Galatasaray gibi Avrupa'ya dönük niyetleri olan takım için iyi bir ortalama'' diye konuştu.

-Hakemler-

Son dönemde büyük eleştiriye uğrayan hakemler konusunda Aysal, tıpkı futbolcular gibi hakemlerin de form durumlarının önemli olduğunu belirterek, ''Ligler yeni başladı. Henüz formlarını tam tutamamış olabilirler ama bu illa onları kritik edeceğiz anlamına gelmez. Zaman vermemiz lazım. Bu zaman içinde doğrusunu bulacaklardır. Kendilerini daha iyi hazırlayacaklardır, diye umuyorum'' ifadelerini kullandı.

-Ali Haşhaş'ın açıklaması-

Ünal Aysal, Ali Haşhaş'ın, ''Fenerbahçe'nin başına gelen bizim başımıza gelse biz bu duruşu gösteremezdik'' şeklindeki açıklamasına ilişkin olarak ise şunları söyledi:

''Bu onun tahmini. Allah korusun, kimin başına ne geleceği belli olmaz. Galatasaray böyle bir deneyimden geçmedi. Geçseydi ne yapardı, onu şimdiden tahmin etmemiz zor. Galatasaray kendi içinde birlik ve beraberliğin önemine çok dikkat eden ve bunu uygulayan bir kurum. Fenerbahçe böyle bir fırsat çıktı ve bunu gösterdi. Galatasaray bunu yapamazdı tahminine katılmıyorum. İnşallah böyle bir şey olmaz, deneyimden geçmeyiz ama böyle kati bir karara varmak Galatasaray camiası açısından haksızlık olur.''

-Stat çevresi ve dışı-

Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'nın dış cephesinin mimari bir tercih olarak natürel beton olarak kalacağını belirten Aysal, ''Stadın esas sorunu dışardaki bağlantı yolları. Üst geçiş yolu gibi maalesef Galatasaray'ın elinde olmayan, Galatasaray'ın imkanları dışında, yerel otoriteler, Karayolları tarafından yapılması gereken görevler. İnşallah bunlar kısa zamanda, bize verilen sözlere uygun olarak yapılacak'' dedi.

Aysal, bakım ve tamirat işlerine sorunlarını çözecek ''Stat A.Ş'' kuracaklarını ifade etti.

Ünal Aysal, hentbol ve tenis branşlarını da kuracaklarını ve bu konuda da spora hizmet edeceklerini bildirdi.

-''Fenerbahçe ile birbirimize benziyoruz''-

Ünal Aysal, Fenerbahçe ile ilişkilerinin çok tarihsel ve kültürel bir ilişki olduğunu ifade ederek, ''İki İstanbul takımıyız, birbirimize çok benziyoruz. Sahada ölesiye bir rekabetimiz var ama saha dışında bunun dostlukla perçinlenmesi lazım. Sorunlarımızı konuşarak çözmeliyiz. Yöneticilerin dikkatli olması gerekiyor. Taraftarın heyecanını yanlış yerlere götürmemek lazım. O heyecanı stat dışına taşıdığınızda spor değerini yitiriyor'' dedi.

5 aylık görev süresi içinde hata yapıp yapmadığı sorusuna Aysal, ''Yapmam gerekenleri yaptım. Öncelikleri mümkün olduğu kadar saptırmamaya çalıştım. Hata yapmış olabilirim, bunu herhalde önümüzdeki günler gösterecek. Bazen kurşun yiyorsunuz ama 3 gün sonra ölüyorsunuz. Şu ana kadar fena gitmiyor, iyi gidiyor ve pek hata olmadı gibi görünüyor'' diye konuştu.

-''18.5 milyon avroluk riski temizledik''-

Aysal, Galatasaray'ın hukuki sorunları bulunduğunu, 5 ay içinde 18.5 milyon avroluk mahkemeye intikal etmek üzere olan ve risk olan sorunları karşılıklı müzakerelerle çözdüklerini dile getirerek, ''5 ayda 18.5 milyon avroluk riski temizledik'' dedi.

İlk 1 ay çok ağır bir çalışma temposu içinde olduğunu ifade eden Aysal, 'Şu anda düştü ve normal medeni saatler içinde işimi bitiriyorum. Günde 10 saat yetiyor'' şeklinde konuştu.

-''Kendimle yarışıyorum''-

''Düşlediğiniz Galatasaray'ı ne zaman yakalarsınız?'' sorusuna Aysal, ''Görev süremin bittiği dönemden ne kadar önce olursa, kendimi o kadar başarılı göreceğim. Bu istediğim başarıyı kurumsal, mali yönden ne kadar erken yakalarsam başarılı addedeceğim. Kendimle yarışıyorum, kimseyle yarışmıyorum'' ifadelerini kullandı.

Galatasaray'ın son 10 yılda temel yanlışlarının ne olduğu sorusuna Aysal, ''10 seneye baktığımda hep tek adamlar gördüm. Hep başkanlar vardı. Kararı onlar verdi, onlar konuştu. Uzun süreli kalma içinde olan başkanların karşısında bu başkanların gitmesini isteyen bir grup vardı. Bu görüntüde başarı zordu. Beraberlik kayboldu. Bugün kurumsal bir düzenden bahsediyoruz. Sadece başkan yok. Başkan sadece bir sistemin uzantısı, temsilcisi. Bu Galatasaray'ı başarıya götürecektir. Artık bu tip büyük kurumlar, şirketler kişiler tarafından değil, ekipler tarafından yöneltilir. Doğru ekibi kurarsak, Galatasaray istikbalini aşar'' diye yanıt verdi.

Orduspor'a kiralık olarak verilen Cluio'nun takıma dönüp dönmeyeceği sorusu üzerine Aysal, ''Cluio'yu kiralık verdik. Faydalı olduğu için seviniyoruz. Bunu önümüzdeki günlerde hoca düşünecektir. Bunun kararı henüz konuşulmadı'' dedi.

Son olarak Van'da yaşanan depreme değinen Aysal, ''Türk kamuoyuna, bütün vatandaşlarıma, kardeşlerime başsağlığı diliyorum. Son yaşadığımız felaket hepimizi derinden etkiledi. Galatasaray Kulübü adına, bütün vatandaşlarıma tekrar tekrar geçmiş olsun diyorum, başsağlığı diliyorum'' diyerek sözlerini tamamladı.

Özel hayatı konusunda bilgi veren Ünal Aysal, klasik müzik dinlemeyi sevdiğini, dedesinin kendisine hediye ettiği kemanda ilerleyemediğini ancak ağız armonikası çaldığını da söyledi. Radyo spikerliği yaptığı dönemde haberleri verdiklerini anlatan Aysal, ''Bir gün bizi Mithatpaşa Stadı'na maç anlatmak için götürdüler. Biraz zorlandık. Ancak meğerse bizi eğitim için götürmüşler, kimse bizi dinlemiyormuş'' dedi.