Advertisement
PİYASALAR ABONE OL

Katılım Bankaları 3. çeyrekte karlarını artırırken, aktif kalitesi karlar üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor.

2011 yılının 3. çeyrek sonuçlarını açıklayan katılım bankaları toplam karı çeyreksel bazda % 25,4, geçtiğimiz yıl aynı döneme göre % 33,9 artırdı. Böylece yılın ilk 9 ayında katılım bankaları toplam karı 595 milyon TL ile bir önceki yıl aynı periyoda göre % 6,8 yükselmiş oldu. Banka bazında incelendiğinde Türkiye Finans dönem karını çeyreksel ve yıllık bazda sırasıyla % 42,9 ve % 59,1 artırırken, Albaraka Türk % 30,0 ve % 18,2, Kuveyt Türk ise % 25,4 ve % 33,9 artırdı. Bank Asya’nın net karı çeyrek dönem  bazında % 10,9 artış gösterirken, geçtiğimiz yıl aynı döneme kıyasla %7,6 azalış kaydetti. Bu yılın 3. çeyrek dönemi finansallarında dikkat çekici unsur katılım bankalarının net faiz marjlarının gelişmesi ve aktif kalitesindeki kırılganlığın bu gelişmenin olumlu etkisini bir nebze azaltması idi. Yıllıklandırılmış özkaynak getirileri incelendiğinde Albaraka Türk, % 17,4 ile öne çıkarken, Bank Asya’daki azalış trendi devam ediyor. Eylül 2010’da % 15,5 olan Bank Asya’nın yıllıklandırılmış özkaynak karlılığı Eylül 2011’de % 11,8’e gerilemiş durumda. Türkiye Finans ve Kuveyt Türk’ün özkaynak karlılıkları ise sırasıyla % 15,1 ve % 14,6 düzeyinde bulunuyor.

Katılım bankaları aktif büyüklüğü yönünden sektör içerisindeki payını artırmaya devam ederken, Eylül 2011 sonundaki payı % 4,4’e ulaştı. 2007 yılındaki aktif toplamından aldığı pay % 3,3 düzeyindeydi. Yılın üçüncü çeyreğinde kredi hacmi sektör ortalamasının üzerinde artmasına rağmen 2'nci ve 1'nci çeyrek dönemi finansalları hesaba katıldığında, kredi hacmi toplam sektör içerisindeki payı 2010 sonundaki % 5,9’tan Eylül 2011’de % 5,5’e geriledi. Mevduat tabanı yıllık bazda % 19 olan sektör büyümesinin ötesinde % 23,8 artış gösteren katılım bankalarının kredi artış hızı ise % 30 ile % 36,9 olan sektör artışının gerisinde kaldı.

Menkul kıymet portföyünün aktiften aldığı payın düşük olması nedeni ile kredilerin aktiflere oranının mevduat bankalarından büyük olduğu katılım bankalarının ülke ekonomisinin gidişatına karşı hassasiyetinin mevduat bankalarına göre nispeten daha yüksek olduğu yorumu yapılabilir. KOBİ kredilerinin kredi portföyü içerisindeki % 40’lık payı da bu hassasiyeti artırmaktadır. Aktif yapısındaki bu farklılığın en önemli yansıması aktif kalitesindeki kırılganlığın karlılığı baskılaması olarak göze çarpıyor. Sektörde takipteki kredilerin toplam kredilere oranı %2,7 ve bunlara ayrılan karşılık % 82,3 iken katılım bankalarının takipteki kredi oranı % 3,0, bunlara ayrılan karşılık da %69,4. Takipteki kredilerden bağımsız olarak aktif krediler içerisinde yakın izlemedeki olan kredilerin payı Bank Asya ‘da %9,2’lere vardığı görülüyor. Albaraka, Kuveyt Türk ve Türkiye Finans’ta ise bu paylar, % 3,4, % 3,6 ve % 2,2 düzeyinde bulunuyor. Mevduat bankaları aktif kalitelerini artırırken, katılım bankaları gerek sektörel dağılımın nispeten daha düşük gerekse KOBİ niteliğindeki kredilerin ağırlığı ile aktif kalitelerinde net bir düzelme görülmüyor.
Kredilerden elde ettiği getiri ile mevduat maliyetleri oluşan ile paylaşan katılım bankalarının bu anlamda vade farkı riski mevduat bankaları ile kıyasla oldukça düşük seyrederken, bunun olumlu etkisi net faiz marjlarında gözleniyor. Mevduat tabanı vade yapısı incelendiğinde 1 yıldan uzun vadeli mevduatların toplam mevduatlara oranı % 3,6 iken, katılım bankalarında bu oran %26 olarak görülüyor. Ayrıca katılım bankalarında vadesiz mevduatlar sektör ortalamasının üzerinde olmak üzere toplam mevduatların 1/4’ünü oluşturuyor. Bu gelişmeler ışığında katılım bankalarının net faiz marjı mevduat bankalarının aksine 2011'in 3'ncü çeyreğinde artış gösterirken, bu dönem itibari mevduat bankalarının net faiz marjından 40 baz puan üzerinde bulunuyor.

Gayrinakdi kredilerin yoğun bir şekilde kullanıldığı katılım bankalarının buna ek olarak kredi yoğun aktif yapısı sermaye yeterlilik rasyosunu sektör ortalamasının altına çekiyor. Mevduat bankalarının sermaye yeterlilik rasyosu %15,3 iken, katılım bankalarında bu oran %14,4 seviyesinde.

Sonuç olarak 2011 yılının 3. çeyrek döneminde faiz getirilerindeki artış ile net kar artışı yakalayan katılım bankaları, takipteki kredilerdeki artan seyir yani aktif kalitesinde mevduat bankalarına kıyasla düşük seviye neticesinde net karlarını faiz getirisinde iyileşme ile aynı oranda artıramadılar. Sermaye yeterlilik rasyosu nispeten düşük kalan katılım bankaları ekonomik konjonktüre daha duyarlı olarak öne çıkarken, gerek duyulması halinde sermaye artırımı için sermayedarların sağlamlığı bir değerlendirme kriteri olarak görülebilir.

Cihan Başkal
Bloomberg HT
Araştırma Bölümü
cbaskal@bloomberght.com