Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Borç krizindeki Güney Kıbrıs'ın kurtarma paketi karşılığında kendisinden talep edilen bankalardaki mevduat vergisi şartını reddettiği gün Avrupa Birliği siyasi liderleri, Euro Bölgesi'nde bankacılık birliği kurulmasına bir adım daha yaklaştı.

Ortak bir denetimin kabul edilmesi, Brüksel'de Haziran'da ortaya atılan AB fonlarının, ülke hükümetlerini baypas ederek doğrudan bankalara ulaşması fikrinin bir sonucuydu. Anlaşma, Güney Kıbrıs gibi sorunlu bankaların, ülke ekonomisini iflas eşiğine getirdiği ülkelere yardımcı olmayı hedefliyordu.

Ancak bu hedef hâlen uzak görünüyor. Güney Kıbrıs'ın reddettiği AB teklifi, hükümeti bankalarını yeniden sermayelendirmek için 10 milyar euro borçlanmaya zorlayarak, toplam borç yükünü, gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 140'ına çıkarmasını öngörüyordu. Benzer borç yükleri İrlanda'yı 2010'da, İspanya'yı da 2012'de kurtarma başvurusu yapmak zorunda bıraktı.

Bankacılık sisteminin İrlanda'da olduğu gibi Güney Kıbrıs'ı da iflas eşiğine getirdiğinin altını çizen Brüksel'deki Avrupa Politika Çalışmaları Merkezi'nin CEO's Karel Lannoo, "Almanya, AB fonlarının doğrudan bankalara kanalize edilmesi için bankacılık birliğini şart koştu; ancak İspanya ya da Güney Kıbrıs'taki krizler yeni bir rejimin kurulmasını beklemedi" dedi.

Euro Bölgesi liderleri Haziran'da bir denetim yapısı kurulmasının ardından bankaların doğrudan acil durum fonlarıyla yeniden sermayelendirebileceği konusunda anlaştı. İrlanda ve İspanya'daki politikacılar o dönemde bazı borç sorumluluklarını fona transfer edebileceklerini konusundaki iyimserliklerini dile getirmişti.

Royal Bank of Scotland Group Plc'nin Avrupa kredileri araştırma müdürü Alberto Gallo, o zamandan bu güne kadar  Almanya'nın intikal kredilerin kapsam altında olmasını istemediğine dair sert tutumundan ötürü bu umutların suya düştüğünü söyledi.