Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama'nın görüşmesini "tarihi bir buluşma" şeklinde nitelendirerek, "Türkiye (AB ile ABD arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması, TTYO) sürecinden inşallah geri kalmayacak. Bu anlamda sayın Başbakanımızın yapmış olduğu gezi ve sayın Obama ile yapmış olduğu görüşmeler tamamıyla bu işi pozitif yönde etkilemiştir" dedi.

AA, Başbakan Erdoğan ile birlikte ABD'ye seyahat eden heyetten izlenimler aldı.

Erdoğan-Obama görüşmesine değinen Çağlayan, "Gerek sayın Başbakanımızın küresel bir lider olarak Amerika'da karşılanması gerek Sayın Başbakanımız-Sayın Obama liderliğinde bizlerin yapmış olduğu heyetlerarası görüşmeler, akşam tekrar Sayın Başbakanımızın Sayın Obama ile yaptığı görüşmelerde her şey çok net şekilde ortaya kondu" dedi.

Görüşmeyi "tarihi bir buluşma" şeklinde nitelendiren Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hem Beyaz Saray'dan hem Başbakanımızın açıklamalarında AB ile ABD arasında Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTYO) kapsamında Türkiye ile de bu konuda (serbest ticaret anlaşması hazırlıkları kapsamında) paralel gitmesi noktasında aslında gereken çok da fazla, bu kadar iyi sinyal alacağımız kanaatinde değildim şahsen. Ancak Amerikalıların bizi yalnız bırakmayacağını da biliyordum ve Sayın Kerry'nin de Türkiye'ye geldiği zaman yapmış olduğu görüşmelerde, sayın Başbakanımızın yapmış olduğu ziyarette de Türkiye'nin bu kapsam dışında kalmayacağı konusu ifade edilmişti. Benim ekibim, bakanlığımın ekibi birkaç gün güzel diplomatik trafik yürüttüler ve ilgili kurum ABD Ticaret Temsilciliği (USTR) ile önemli görüşmeler yaptılar. Beyaz Saray ile önemli görüşmeler yaptılar. Ve sonunda dün de açıklandığı gibi, Türkiye'den Ekonomi Bakanlığı benim başkanlığımda, yine Amerika tarafından da ABD Ticaret Temsilciliği ile beraber şimdi yüksek düzeyli çalışma komitesi, komisyonu kuruldu. Bu komite serbest ticaret anlaşmasının muhtemel etkilerini, aradaki ticaretin geliştirilmesi, bunun Türkiye üzerindeki etkileri gibi değerlendirme, etki analizi çalışması yapacak. Bundan sonra da biz oturup Amerika ile de serbest ticaret anlaşması müzakerelerine ne zaman ve nasıl başlayacağımız konusundaki konuyu oluşturacağız."

-"Washington'a tekrar geleceğim"-

ABD Ticaret Temsilciliğine aday olan Michael Froman'ın Kongre'deki onay sürecinin henüz tamamlanmadığını hatırlatan Çağlayan, "Aynı şekilde çok fazla ilgili olmamakla beraber Ticaret Bakanı'nın da daha Kongre'den onayı henüz geçmedi. Froman ile görüştük, mutabakat sağladık, kendisinin onayının hemen arkasından süratle benim bir Washington ziyaretim olacak. Washington'a geldiğimde ekibimle gelip Froman ve ekibiyle oturup bu yüksek düzeyli çalışma komisyonunun sistemini, şartlarını imza altına alacağız. Önceden tabi aramızda yazışarak bunun nasıl işleyeceğini, nasıl yapılacağını beraber tespit edeceğiz" dedi.

ABD ile AB arasında TTYO görüşmelerinin 2-5 yıl süreceğine dair görüşler bulunduğuna dikkati çeken Çağlayan, Türkiye'nin de bu süreçten geri kalmayacağını ifade ederek, "Bu anlamda sayın Başbakanımızın yapmış olduğu gezi ve sayın Obama ile yapmış olduğu görüşmeler tamamıyla bu işi pozitif yönde etkilemiştir. Biz de şimdi iki kurum olarak Türkiye'den Ekonomi Bakanlığı, ABD tarafından Ticaret Temsilciliğiyle beraber son derece önemli ve kapsamlı bir çalışma yapacağız. İnşallah AB-ABD arasındaki serbest ticaret anlaşması imzalanıncaya kadar biz de o sürece yetiştireceğiz ve biz de inşallah bundan geri kalmayacağız" ifadesini kullandı.

-"Avrupa'nın iki yüzlü ve riyakar tutumu"-

Çağlayan, "Tabi burada Avrupa'nın iki yüzlü tutumunu, riyakar tutumunu bilhassa dile getirmek istiyorum" diyerek, şöyle devam etti:

"Biz Gümrük Birliği anlaşması yapmışız AB ile. Gümrük Birliği anlaşmasında 1996 yılında Türkiye Gümrük Birliği anlaşması yapan o dönem hükümetinin hatasını şu anda yaşıyoruz. Gümrük Birliği anlaşması yapan ülke olarak bizim de Avrupa'nın anlaşma yapmış olduğu üçüncü ülkelerle mutlaka bizim de taraf olmamız gerekirdi. Ancak o dönemin hükümeti son derece dar bir ufukla, aslında olmayan bir ufukla ve yani fındık kabuğunu bile doldurmayacak çeşitli gerekçelerle Türkiye'nin bu üçüncü ülkelere yapacağı anlaşmaya taraf olmasını engellemişlerdi.

Ben de o dönem Ankara Sanayi Odası'nın yeni başkanıyken bunun Türkiye'ye yanlış şeyler getireceğini ifade etmiştim ve bugün geldiğimiz noktada AB, Türkiye'nin yapmış olduğu bu yanlışı, hatayı sonuna kadar kullanıyor. Onların bir kere bu konuda ne kadar ahlak dışı davranış içinde olduğunu, ne kadar etik ve kurallara uymayan bir yapı içinde olduğunu, haksız rekabeti, serbest piyasa kurallarını nasıl ihlal ettiğinin çok net bir göstergesi. Ki şunu çok net ifade etmek istiyorum; bu şekilde Türkiye'nin Gümrük Birliği anlaşmasını devam ettirmesinin bir manası yok. Biz bu şekilde Avrupa ile bir serbest ticaret anlaşması yapmaktan aslında Türkiye olarak daha fazla karlı çıkacağız. Çünkü serbest ticaret anlaşması sadece vergilerde, tarifelerde indirim getiriyor. Oysa biz Gümrük Birliği anlaşmasıyla, ki güya bize AB'ye tam üyeliğin giriş anahtarı olarak söylenmişti, o da yerine getirilmedi. Ve bundan dolayı da Türkiye AB'nin serbest ticaret anlaşması yapmış olduğu ülkelerle serbest ticaret anlaşması yapamadığı zaman çok ciddi kayıplarla karşı karşıya kalıyor".

AB ile serbest ticaret anlaşması yapan Meksika, Güney Afrika, Cezayir gibi ülkeleri örnek vererek, bunların şimdi Türkiye ile serbest ticaret anlaşması yapmaya yanaşmadığını belirten Çağlayan, "Niye? Tuzları kuru. AB pazarına giriyor, benim ülkeme elini kolunu sallayarak sıfır gümrükle giriyor ama benim ülkemin ürünleri yüzde 50 yüzde 60 gümrüklerle giriyor ve Türkiye'nin sadece bu üç ülkeden 2,5 milyar dolar bir ticari kaybı var. Dış ticaret açığı veriyoruz" dedi.

Çağlayan, "Adeta AB'nin yapmış olduğu bu haksız uygulamadan dolayı nal topluyoruz. Bize nal toplatıyorlar. Onları hukuka, onları vicdana, onları Allah'a havale ediyoruz" diye konuştu.

AA