Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, "Gümrük Birliği serbest ticaret anlaşmalarına karşı revize edilmeli" dedi.

Bahçıvan İSO Meclisinin Kasım ayı toplantısında yaptığı konuşmada, sanayinin sorunlarını dile getirdi ve çözüm önerilerini sundu.

Türkiye'nin ABD ve AB arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı'nın (TTİP) dışında kalmaması gerektiğini vurgulayan Bahçıvan, 2015'in Gümrük Birliği yılı olmasını önererek, "Gümrük Birliği serbest ticaret anlaşmalarının olumsuz etkisini bertaraf edecek şekilde revize edilmeli ve tüm STA (Serbest ticaret anlaşması) müzakerelerinde özel sektör de yer almalı" diye konuştu.

"Yeni Sanayi Hamlesi Öncülüğünde İhracat Odaklı Ekonomi ve Sanayimizin Geleceği" ana gündemi ile gerçekleştirilen toplantıdaki konuşmasında Bahçıvan, öncelikle serbest ticaret anlaşmalarının ivme kazandığı bir süreçte Türkiye'nin AB ile Gümrük Birliği anlaşması nedeniyle içinde bulunduğu durumun sürdürülebilir olmadığına dikkati çekti.

İSO Başkanı Bahçıvan, konunun ortak akıl ve sağduyu eşliğinde analiz edilerek, yeni bir yol haritasının çıkarılması gerektiğini söyledi.

Transatlantik ortaklığına vurgu yapan Bahçıvan, şöyle devam etti:

"2015 yılını Gümrük Birliği yılı haline getirmeliyiz. Bunu yaparken de Gümrük Birliği'nin serbest ticaret anlaşmalarının olumsuz etkisini bertaraf edecek şekilde revize edilmesine ve kapsamının değişen ticari koşullara uygun olarak genişletilmesine odaklanmalıyız. Türkiye, ABD ve AB arasındaki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı'nın dışında kalması halinde iki dev blokla ticaretini sürdürmekte sıkıntılarla karşılaşacak. Ticaret sapması riski ve ikili ticaret dengesinin daha da kötüye gitmesi durumunun engellenmesi ve ülkemize yıllık milyarlarca dolara ulaşabilecek maddi zararın önlenmesi için şimdiden gerekli tedbirler alınmalı. Ekonomi Bakanlığımızca yürütülmekte olan STA müzakerelerinde özel sektörün de yer alması, başta etki analizleri olmak üzere dış ticaretimize etkileri hakkında özel sektörün görüş ve katkılarının alınmasının faydalı olacağına inanıyoruz."

"İhracata geniş kapsamlı destek gerekli, finansal istikrar en önemli değer, büyüme için projeler temelli teşvik sistemi Türkiye'nin üretim ve ihracata dayalı büyüme modeli, bilgi ve teknoloji içeriği daha yoğun, katma değeri daha yüksek bir sanayi yapısına geçiş ile mümkün" diyen Bahçıvan şunları kaydetti:

"Hammadde ve yatırım malı ithalatında, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) tamamen kalkmalı. Kalkınma Bankacılığı modeli oluşturulmalı. Kalkınma bankacılığının sanayimizin üreterek sürdürülebilir büyümesinde önemli bir rol üstlenmesi gerekiyor. Yatırımcı sermayesini arsaya ve binaya bağlamamalı. Emlak Konut devlet arazilerine yapılacak konutlarla ilgili bir kuruluşsa aynı model sanayici için de hayata geçirilebilir. Sanayiye yönelik istihdam özendirilmeli. Son dönemde, iş gücüne yeni katılacak olan kitlenin çoğunda sanayi sektörü artık bir tercih değildir. Sanayide istihdam sorununun özü, yeteri kadar işgücünü sanayiye çekememektir."

Dünyada 2009 yılında başlayan küresel krizin olumsuz etkilerinden, Türkiye'nin çelik üreticilerini korumak amacıyla yassı çelik ürünleri ithalatına uygulanan gümrük vergisini artırdığı hatırlatan Bahçıvan, "Bu önlem, yassı ve paslanmaz çelik ürünlerini girdi olarak kullanan, ihracatta önemli ağırlığa sahip farklı sektörlerimizin rekabet gücünü olumsuz etkiledi. Plastik hammadde ithalatında da birtakım ürünlere getirilen korunma önlemi, bu hammaddeyi kullanarak üretim yapan plastik sektörünün ilave maliyetler üstlenmesine neden olarak sanayimizin rekabet gücünü olumsuz etkilediği için kaldırılmalı" değerlendirmesinde bulundu.