Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Dünya genelinde hükümetler, durağan seyreden küresel ekonomiyi canlandırmak için B planını uygulamak zorunda.

Politik liderler, dip seviyeyi gören borçlanma maliyetleri ve merkez bankalarının gevşek para politikasının tek başına genişlemeyi güçlendiremeyeceği konusunda uyarıda bulunmalarına rağmen talepten vazgeçip arzı desteklemeye çalışabilirler.

Ekonomileri daha üretken ve rekabet edebilir hale getirmek potansiyel büyüme oranlarını yükselterek, genişlemelerin enflasyon tetiklenmeden ivmelenmesini sağlayabilir. Ekonomide hızlanma görülmesine olan ihtiyaca dikkat çeken JPMorgan Chase & Co. ekonomistleri küresel büyüme trendinin 2020 yılına kadar yüzde 2.4’e gerileyeceği tahmininde bulunuyorlar. Bir önceki 10 yıllık dönemde küresel büyüme trendi yaklaşık yüzde 3 seviyesindeydi.

Londra’daki Mint Partners Ltd. küresel makro politika stratejisti Martin Malone, “Arz tarafı, talep tarafının yerine geçiyor ve bunun sert etkilerini yakında göreceğiz” dedi.

Politikacıların ekonomik durumu iyileştirmek için üç yol izlediklerini belirten Malone bu metotları şöyle sıraladı; “Ticareti desteklemek, işgücüne kadın katılımını artırmak ve altyapı yatırımlarını teşvik etmek.”

Malone, arz tarafında tam anlamıyla gerçekleştirilecek bir devrimin, küresel büyümeye her yıl ekstra 2 yüzde puanlık bir katkı sağlayamaya yeterli olacağını öngörüyor. Bu da yaklaşık 1.5 trilyon dolarlık bir miktara ve Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) mevcut tahvil alım programından daha yüksek bir seviyeye denk geliyor. Malone göre söz konusu teşvik durumu, hisse senetleri için alım ve tahviller için satış sinyali veriyor.