Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Fed'in iki politika yapıcısı, ekonominin tam istihdam ve yüzde 2 enflasyon hedeflerine doğru ilerlemesi ile birlikte, ABD Merkez Bankası'nca halihazırda tahmin edilenden daha hızlı faiz artırımına gidilme olasılığından bahsetti.

Boston Fed Başkan Eric Rosengren, ekonomiyi aşırı ısınmadan koruyabilmek için, 2017 yılında dört faiz artırımının gerekebileceğini söyledi ve San Francisco Fed Başkanı John Williams ise, bu yıl üçten fazla faiz artırımını gözardı etmediğini belirtti. Fed yetkililerinin Mart ortasında medyan tahmini 2017 yılında her biri çeyrek puanlık üç faiz artırımını işaret ediyor.

Her iki yetkili de, Fed'in politika belirleyici organı Federal Açık Piyasa Komitesi'nde (FOMC) ikna gücü yüksek yetkililer olarak değerlendiriliyor. Rosengren uzun bir süre düşük faizi savunduktan sonra geçen yıl fikrini değiştirdi ve Williams, Fed Başkanı Janet Yellen Washington'da Guvernörler Kurulu'da görev almadan önce, San Francisco Fed Başkanı iken onun araştırma müdürüydü.

Rosengren, Bloomberg Television'dan Kathleen Hays'e yaptığı değerlendirmede, "Ekonomi çok daha iyi bir noktada," dedi ve "Temel olarak olmak istediğimiz yerdeyiz ve bu noktada, ya enflasyon ya da yüksek varlık fiyatlarına yol açan sürdürülemez işsizlik oranına ulaşmamızla sonuçlanacak potansiyelden bu kadar hızlı bir büyüme istemiyoruz" şeklinde görüş bildirdi.

Sıkılaştırma Yolu

Fed yetkilileri ekonomik görünüm konusunda daha fazla güven duymaya başladı ve bu ayın ortasında faiz artırımına gitti. Yellen da, sadece bazı politika yapıcıların tahminlerinin Başkan Donald Trump tarafından vaat edilen mali teşviği içerdiğini söyledi.

Rosengren'e göre, FOMC, eğer veriler merkez bankasının yolundan çıkarmazsa, Haziran, Eylül ve Aralık aylarında tekrar harekete geçmeye hazır olmalı.

Rosengren, Bloomberg'e yaptığı değerlendirmede, "Olmak istediğimiz yerin ötesine geçmemeyi sağlamak için faizi biraz daha hızlı artırmak durumundayız," dedi ve "Ekonomi, her toplantıda faiz artırımına gitmek için muhtemelen yeterince güçlü ve yeterince hızlı büyüyor" değerlendirmesinde bulundu.

Rosengren'in yorumları onu, Mart ayında, 17 FOMC yetkilisi arasında, bu  yıl dört veya daha fazla faiz artırımına gidilmesinin uygun olduğunu söyleyen beş üye arasına koydu.

Şahin Dönüş

Rosengren, geçen yıl yaptığı gibi, çok yavaş hareket etmenin işsizliğin en düşük sürdürülebilir seviyenin çok altına inmesini sağlayabileceğini ve bunun da enflasyon üzerine baskı yaratabileceğini ve finansal istikrarsızlığın diğer noktalarını yaratabileceğini söyledi.

Rosengren, Çarşamba günü erken saatlerde Boston'da yaptığı konuşmada, "Ekonomide para politikasının daha hızlı bir şekilde sıkılaştırılmasını gerektirecek aşıırı ısınma yaratmaktan kaçınmak önemli. Zira bu durum bugüne dek görülen ekonomik iyileşmeleri riske atabilir" dedi.

Williams da şahin bir yol izledi ve New York'ta yaptığı açıklamada, Fed yetkililerinin tahmin medyanının bu yıl üç faiz artırımını öngördüğünü ve kendi görüşünün de benzer olduğunu, ancak kendi tahminlerini ve yukarı riskleri dikkate aldığında, bu yıl üçten fazla faiz artırımı gözardı etmediğini söyledi.

Rosengren, çalışma arkadaşlarını bu yıl her FOMC toplantısında faiz artırımına gitme görüşüne ikna etmede zorluk çekebilir.

Fed yetkilileri, 2014 yılında sıkılaştırma döngüsüne yaklaştıklarında ve kamuoyu önünde ne hızda faiz artırımına gideceklerini tartıştıklarında, birkaç Fed yetkilisi, yatırımcıları faiz artırımında önceden tahmin edilebilir ve merdiven basamağı yaklaşımı beklememeleri gerektiği şeklinde uyardı.

Alan Greenspan'in başkanlık döneminde, Fed, 2004 yılının ortasından 2006 yılının ortasına kadar, faizi art arda 17 toplantıda artırarak (ölçülü hız olarak adlandırılan 25 baz puanlık artırımlar) bu yolu izledi. Bu yöntem, bazı ekonomistlerce, söz konusu dönemde yoğun konut balonu yarattığı şeklinde eleştirildi.

Yellen, 2014 yılında yaptığı konuşmada, "'Ölçülü hız' ve her toplantıda 25 baz puanlık çok tahmin edilebilir hızın neden finansal krize girdiğimizi herhangi bir şekilde açıkladığını düşünmüyorum, ancak bu yaklaşım volatiliteyi azaltabilir ve küçük bir katkı faktörü olabilir" dedi.