Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Dünya Bankası tarafından, Avrupa ve Orta Asya bölgesindeki birçok ülkede, bankacılık sektörünün kırılgan olmayı sürdürdüğü belirtilerek, "Bölgesel ekonomik ve politik uyum Brexit oylaması gibi durumlarla test ediliyor. Avrupa bankacılık krizi sonrasında, geniş ve derin entegrasyon için istek, bölgenin batı kısmında azaldı." açıklaması yapıldı.

Dünya Bankası'nın Avrupa ve Orta Asya'da Göç ve Hareketlilik başlıklı raporunda, söz konusu bölgelerdeki son gelişmeler ele alınarak, ekonomik göstergelere ilişkin tahmin güncellemelerine yer verildi.

Raporun "Ekonomik Gelişmeler ve Beklentiler" bölümünde, Avrupa ve Orta Asya'da büyümenin, son aylarda daha fazla ihracat ve güçlü sanayi üretimi ile gerçekleştiği belirtilerek, işsizlik oranının birçok ülkede finansal kriz öncesi seviyelerin altında olduğuna işaret edildi.

Bu önemli kazanımlara rağmen, bölgenin hala politik ve ekonomik uyumu sınayan zorluklarla karşı karşıya olduğuna işaret edilen raporda, yeni teknolojilerin gelir ve servet dağılımını etkilediği kaydedildi.

Raporda, bankacılık sektörünün birçok ülkede kırılgan olmayı sürdürdüğü aktarılarak, "Sektördeki zayıf yönler, doğrudan ya da dolaylı olarak emtia ihracatına bağımlı ülkelerde daha fazla açığa çıkıyor. Avrupa ve Orta Asya bölgelerindeki finansal sektör yeni teknolojileri kendine katmak ve riskli sermayeler için yeni talepleri karşılamak için mücadele ediyor. Bölgesel ekonomik ve politik uyum Brexit oylaması gibi durumlarla test ediliyor. Avrupa bankacılık krizi sonrasında, geniş ve derin entegrasyon için istek, bölgenin batı kısmında azaldı." ifadelerine yer verildi.

Avrupa ve Orta Asya bölgesine ilişkin büyüme tahmininin 2017 için 0,3 puan artırılarak yüzde 2,2'ye ve 2018 için 0,1 puan yükseltilerek yüzde 1,9'a revize edildiği bildirilen raporda, söz konusu bölgede büyümenin 2019'da ise yüzde 1,9 olacağı öngörüldü.

Raporda, Rusya ekonomisinin 2017 ve 2018'de yüzde 1,7 büyüyeceğinin, bu rakamın 2019'da ise yüzde 1,8 düzeyinde gerçekleşmesinin tahmin edildiği bilgisi verildi.

Raporda görüşlerine yer verilen Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya Başkanı Hans Timmer, "Büyüme bölgeye geri dönüyor, bu kesinlikle iyi bir haber. Aynı zamanda, yeni teknolojiler, yeni büyüme fırsatları da sunuyor." değerlendirmesini yaptı.

"Türkiye, 2016'da 3,1 milyon sığınmacı ve mülteciyi ağırladı"

Raporun, "Göç ve Hareketlilik" bölümünde, Avrupa ve Orta Asya bölgesinin son yıllarda sığınmacı ve mülteci sayısındaki keskin artışı deneyimlediğine vurgu yapılarak, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Avrupa ve Orta Asya bölgesinde 2014'te 3,7 milyon olan sığınmacı ve mülteci sayısı 2016'da 6,4 milyona yükseldi. Bu yüksek sayıdaki akın, yeni zorluklar yaratmakta ve göç konusundaki kaygıyı artırmakta. Rapor bulguları, mülteci ve sığınmacıların, Türkiye dışında bölgedeki ülkelerde bulunan toplam göçmenlerin yalnızca küçük bir kısmını oluşturduğunu ortaya koydu. Türkiye, geçen yıl 3,1 milyon ile dünyanın en fazla mülteci ve sığınmacıyı ağırlayan ülkesi konumunda. Göç, iş gücü piyasası talebini karşılamada, ticareti desteklemede ve Avrupa ve Orta Asya çapındaki ülkelerde doğrudan yatırımları teşvik etmede çok önemli bir rol oynuyor. Göç ayrıca, ev sahibi ile menşe ülkeler arasındaki bilgi transferini ilerletirken, ekonomik faydalar yaratabilecek bilgi akışını da artırıyor."

Bölgedeki ülkelerin, göçün faydalarından tam olarak yararlanabilmek için göçmenlerin topluma başarılı bir şekilde entegrasyonunu sağlayacak politikalar izlemeleri önerisinde bulunulan raporda, "Reformlar hem göçmen hem de göçmen olmayan kişilerin hızlı teknolojik gelişme ve emek piyasalarında artan esneklikle başa çıkmasına yardımcı olmalı. Böylece güvensizliği azaltacak ve ekonomik büyümenin faydalarını toplum genelinde daha yaygın bir şekilde paylaşacaktır." ifadelerine yer verildi.