Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türk Lirası on yıldan uzun bir süreden bu yana bu kadar ucuz olmamıştı; fakat bu durum, TL'yi daha fazla düşüşe karşı korumasız hale getiren ekonomik dengesizliği telafi etmek için pek yeterli değil.

Türkiye'nin yıllık cari açığı -reel efektif döviz kurunun 14 yılın en düşüğüne gerilemesine karşın- Ekim'de 41.9 milyar dolar ile 2015 yılından beri en yüksek seviyesine ulaştı. Reel efektif Döviz kuru, liranın ana ticari ortakların paraları karşısındaki ticari ağırlıklı değerini gösteriyor ve düşük seviyelerde ithalat azalırken ihracatın artması beklenir.

Buna karşın reel efektif kurun etkisi bu şekilde olmadı ve Türk ekonomisinin büyümeyi sürdürmek için dış kaynağa bağlı olmayı sürdürdüğünün altını çizdi. Türkiye'nin yüzde 11.1 ile dünya lideri olduğu büyüme, devlet destekli kredi artışıyla -ki bu da ithalatı artırdı- yukarı çekildi. İthalattaki artış, ucuz liranın ihracatta sağladığı artışı gölgede bıraktı.

Dış finansmana yönelik süren talep de -TCMB'nin bu yıl borçlanma maliyetlerini 400 baz puan artırmasına rağmen- TL'nin neden değer kaybetmeyi sürdürdüğünü açıklıyor.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek tarafından Pazartesi günü yapılan açıklamaya göre TL için en kötüsü geride kaldı. Bloomberg anketlerine göre çoğu analist, bu tahminin doğru çıkması için Perşembe günkü PPK toplantısından en az 100 bp faiz artırımı bekliyor.

Londra'da Nomura Plc. ekonomisti İnan Demir, “Faiz artırımı yurt içindeki parasal koşulların gerçekten sıkılaştırılması anlamına gelmiyor; büyüme yanlısı önlemler durmadığı sürece TL, cari dengenin ayarlanmasına yardımcı olmak için daha fazla düşmeye ihtiyaç duyacak” dedi.

Bloomberg News