Advertisement

Finans piyasalarının gıdası "yeni haber" almaktır. Piyasaları "haber" yönlendirir. Piyasalardaki beklentileri "haber" şekillendirir. Bu nedenle "haberin kalitesi" piyasalarda fiyatların doğru belirlenmesi açısından hayati önem taşır.
Kriz dönemlerinde "haberin kalitesi" genellikle düşer. Her kafadan bir ses çıktığından, kriz dönemlerinde haber toplama ve haberi yayma durumundaki kurumları yönlendirmek kolaylaşır. Herkes krizden çıkmanın yollarını aradığından, makul gibi görünen her çözüm önerisi, karar alma durumundaki kişilere yakın birilerinin ağzından çıkmışsa, haber olur. Kalitesi düşük de olsa, bu çeşit haberler piyasaları yönlendirmeye yeter.

DOĞRU OLMAYACAK KADAR İYİ HABERLER
Son günlerde Euro Bölgesi ekonomilerine yönelik haberler yoğunlaştı. Çoğu haberin kalitesi çok düşük. Yine de, piyasalar kısa dönemde bu çeşit haberleri satın alabiliyor. Piyasalardaki iyimserlik yükseliyor. Haber doğru çıkmayınca, genel eğilime geri dönülüyor. Bir anlamda, kalitesi düşük haberler piyasaların daha da fazla düşmesine zemin hazırlıyor. Bu gelişmeler krizin daha da derinleştiğinin habercisi.
Geçen hafta Alman, Fransız ve İtalyan liderler bir araya geldi. Zirveden İtalyan ekonomisi için bir kurtuluş planı çıkabileceği ve maliye birliğine yönelik bazı adımlar atılabileceği beklentisi oluşturuldu. Liderler beklentilerin hiçbirini karşılayamadılar. İyimserlik kötümserliğe dönüştü.
Hafta sonu bir İtalyan gazetesinde Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) yıllık yüzde 4-5 faizle İtalya'ya 600 milyar Euro'ya kadar çıkabilecek bir yardım paketi üzerinde çalıştığı haberi çıktı. Pazartesi günü haber IMF tarafından yalanlandı. Miktar İtalya'nın borcunun üçte biri kadardı. Faiz de İtalya'nın şimdi ikinci piyasadaki faizinin yüzde 2-3 puan altındaydı. Kaldı ki, IMF'nin İtalya'ya verebilecek bu büyüklükte bir kaynağı yok. İtalya'ya böyle bir yardım verilecekse, Avrupa Merkez Bankası ve diğer Euro Bölgesi ülkeleri de devrede olmak zorunda. Haber doğru olmayacak kadar iyiydi. Şimdilik doğru da çıkmadı.
Yine hafta sonu Euro Bölgesi'nin AAA kredi derecesine sahip beş ülkesinin ortak bir borçlanma aracı çıkaracakları haberi oluşturuldu. Böyle bir borçlanma aracının İspanya ve İtalya'nın sorunlarını çözmeye de kullanılabileceği söylendi. Piyasalar açısından bu da doğru olmayacak kadar iyi bir haberdi. Bir Alman yetkili haberi yalanladı. Şimdilik bu haber de doğru çıkmadı.

ALMANYA'NIN KIRMIZI ÇİZGİLERİ
Kalitesi düşük de olsa, haber bolluğu bir şeylerin pişirilmekte olduğu izlenimini verebilir. Büyük bir olasılıkla da, Euro Bölgesi'nin temel ekseninde, Berlin-Paris hattında bir şeyler pişirilmeye çalışılıyor. Ama, pişirilmeye çalışılan ve Avrupa'daki krizin hafiflemesine yol açabilecek tüm öneriler hep Almanya'nın kırmızı çizgilerine takılıyor.
Almanya'nın şimdilik ısrarcı olduğu iki kırmızı çizgisi var: 1) Avrupa Merkez Bankası para basarak Euro Bölgesi'ndeki borç krizinde bir çözüm aracı olamaz. 2) Euro Bölgesi'nin AAA kredi notuna sahip ülkeler borç krizindeki ülkelerin borçlarına sınırsız garanti veremez.
Euro Bölgesi'nden gelen haberlerin kalitesini bu kırmızı çizgileri zorlayıp zorlamadığı açısından değerlendirmek gerekir. Kırmızı çizgilere dayanan çözüm önerilerine yönelik haberlerin kalitesinin düşük olma olasılığı şimdilik çok yüksek. Bu olasılığın düşmesi halinde ise Euro Bölgesi'ndeki borç krizinde seçenekler bitmiş anlamı çıkar. Haber kirliliği yaşanıyor. Haber kirliliği piyasaların hareketliliğini artırıyor. Hatta, piyasaların manipüle edilmesine yol açıyor.