Advertisement

 Strateji belgeleri her zaman yararlıdırlar. Vizyon çizerler. Önümüzü görmenize yardımcı olurlar. Piyasaya bilgi verirler. Sektörlere ya da konulara siyasi yaklaşımı sergilerler.

Sorunları ise makro bir büyüme stratejisi çerçevesinde hazırlanmaması, ilan edildikten sonra takiplerinin etkin bir şekilde yapılamaması ve alınan sonuçların kamuoyu ile detaylı bir biçimde tartışılmaması noktalarında toplanabilir.

Bunun yanında strateji belgeleri günü kurtaran ve gerçekleşmeyecek vaatlerle dolu siyasi şovlara dönüşme risklerini içerirler.

Dün Otomotiv Sektörü Strateji Belgesi açıklandı. Yolumuzu bulma açısından önemli bir belge. Uzun uğraşılar ve çalışmalar sonucu hazırlandığı belli. Hedefleri gerçekçi.

İnternetten kaç tane strateji belgesi yayınlanmış ve ne sonuçlar alınmış diye bir arama yaptım. Alınan sonuçları bulamadım ama ismini bile unuttuğumuz bir dizi belgeye rastladım.

Bazı örnekleri şöyle:

*Elektrik Enerjisi Strateji Belgesi 2004

*Tarım Strateji Belgesi 2006-2010

*Hayat Boyu Öğrenme Strateji 2007

*Kamu İç Denetimi Strateji Belgesi 2008-2010

*Arz Güvenliği Strateji Belgesi 2009

*Ulusal Piyasa Gözetimi ve Denetimi Strateji Belgesi 2010

*Ulusal İstihdam Strateji Belgesi 2010

*Sanayi Strateji Belgesi 2010-2014

Listeyi daha fazla uzatmadan başa döneyim.

Tüm bu strateji belgelerinin dayandığı bir makro büyüme stratejimiz yok. Sektör ya da alt sektör belgeleri parça parça açıklanıyor.

Ayrıca ilan edilmelerinden sonraki gelişmelerin ve sonuçlarının kamuoyu ile paylaşıldığını da hatırlamıyorum.

Takiplerinin nasıl yapıldığı konusunda da bilgi çok az.

İyi niyetlerle başladığımız işlerin nemalarını almadan ya da eksikliklerini tamamlamadan yayınlanan strateji belgeleri “belge” olmaktan kurtulamıyorlar.

 

 

ALTIN FİYATLARI VE MERKEZ BANKALARI

Altın fiyatları bu hafta yine yukarı doğru hızla tırmandı.

Dün bir ara gözüm takıldı. Altının dünya piyasalarındaki onz bazında fiyatının 1.462 dolara fırladığını gördüm.

Orta Doğu’da, Libya’da ve benzeri yerlerde siyasi tansiyonu arttıracak yeni bir olay yokken, altın fiyatları neden yukarı gidiyor sorusunun yanıtı iki noktada yoğunlaşıyor.

Birincisi, bazı merkez bankalarının altına olan talebinin artması, ikincisi ise IMF’nin Dünya Ekonomik Görünümü raporunda parlak bir gelecek çizilmemesi.

Veriler 1989 ile 2009 yılları arasında merkez bankalarının ellerindeki altınları satarak yıllık altın arzının ortalama yüzde 16’sını gerçekleştirdiğini gösterirken, son iki yıldır bu eğilimin tersine döndüğüne işaret ediyor

Merkez bankaları satıcı durumundan çıkıp net alıcı durumuna girmişler.

Çin, Hindistan, Rusya gibi ülkelerin merkez bankaları gerek iç talepteki artışı karşılamak gerekse döviz rezervlerinin kompozisyonunu değiştirmek için altın alıyorlar.

Arzı kısa dönemde kolayca arttırılamayan altın konusunda merkez bankalarının bu tür bir strateji değişikliği yapmaları kuşkusuz fiyatlarını da yukarı çekiyor.

Ne var ki bu eğilim Türkiye’de altın fiyatlarına yansımıyor. Nedeni TL’nin Dolara karşı değer kazanması. Bu oluşum uluslararası altın fiyatlarındaki gelişmelerin bizim piyasaya yansımasını önlüyor.