Advertisement

Haftaya Meclis'e teslim edilmesi gereken bütçenin temel büyüklüklerinin belirlendiği OVP'ye bakınca seçimlerin ilk işaretleri geliyor.
Gelin ilkönce, neden üç yıllık verilerin açıklandığını bir kere daha hatırlayalım. 2001 reformları sürecinde, ekonomide karar alıcılar için temel belirleyici olan ve kamunun etki alanında olan değişkenlerin orta vadeli perspektifle hazırlanması kabul edilmişti. Bundan amaç, özellikle reel yatırım kararı alacak olan yerli ve yabancı yatırımcıların sağlıklı hesaplar yapabilmelerine yardımcı olmaktı. Beklenti, açıklanan temel büyüklüklerin çok fazla değişmeyeceği ve uzun vadeli yatırım yapanların başlangıçta zarara uğramayacakları konusunda onları ikna etmekti.
Reform öncesi dönemle karşılaştırılınca hedefler ve varsayımlar konusunda oldukça önemli adımlar atıldığı söylenebilir. Ancak aşağıdaki tablodan da görüleceği üzere, henüz istenen düzeye gelinemedi. Şöyle ki, en önemli değişkenler olan büyüme, bütçe açığı ve enflasyon hedefindeki sapmalar küçümsenemeyecek kadar büyük. Örneğin, bu yılın enflasyon hedefinde beklenen sapma yüzde 42'den fazla. Büyümedeki değişim de yüzde 20 seviyesinde. Bütçe açığının değişimi yüzde 47'lerde. (Tabii öngörülen harcamalar aşılmaz, açık yüzde 2.5 olmazsa.)

GENİŞLEMECİ BÜTÇE DENGESİ
Gelelim elimizdeki kısıtlı bilgilerle bütçe dengelerini değerlendirmeye. OVP'nin fiskal duruşu genişlemeci. Bu yılın faiz dışı harcama rakamlarında 13 milyar liralık artış var. Önceki yıllarda da olduğu gibi, yüce Meclis'in verdiği harcama yetkisi bir şekilde aşılacak. Hükümet bunu şimdiden ilan ediyor. Bakalım Sayıştay konuyu nasıl değerlendirecek? Yetki aşımı konusunda TBMM'ye kanuni yaptırımlara yönelik bir önerisi olacak mı?
Gelecek yıl bütçesinde dikkat çeken taraf yine harcamalarda. Yapılan ve sigaraya yapılacak vergi artışlarından sonra, eğer harcamalar milli gelire oran olarak sabit tutulsaydı 2013 yılının bütçe açığı milli gelirin yüzde 1.5'i kadar olacaktı. Ancak tablodan da görüleceği üzere yüzde 2 olarak hedeflenmiş.

Diğer bir deyimle harcamalarda kesintiye gidilmemiş. Böylesi tercihler seçim ortamına giren bir ekonomi için doğal karşılanabilir. Demokrasilerde seçim döneminde önemli kararların ötelenmesi bir yere kadar normal karşılanmalıdır. İşin sıkıntılı olan tarafı, dünyadaki ekonomik krizin devam etmesi ve bizdeki seçim sürecinin çok uzun olması. ABD ve AB başta olmak üzere birçok ülkede yapısal reformlar konusundaki belirsizlikler devam ediyor. Yanı sıra bölgemizde jeopolitik riskler de çoğalmaya başladı.
Tatil dönüşüne kadar, ekonomide risk unsurları olarak sadece dışarıdan gelebilecek etkiler konuşuluyordu. Artık bütçe ve kamu dengeleri ile komşularımızda yaşanan olayların yaratabileceği etkiler de hesaplanmaya ve yavaş yavaş fiyatlanmaya çalışılıyor.
Böylesi bir durumda maliye politikasının biraz daha dengeli olması düşünülebilirdi. Ancak işin bir de büyüme tarafı olduğu gerçeğini kabul etmek gerek. Dışarıda işler çok iyi gitmezken, içeride hanehalkı ve şirketler kesiminin borçlarında belli sınırlara gelinmişken, kamunun büyümeye biraz daha katkı yapması, bir yere kadar normal karşılanabilir. Hele bir de, tabloda da görülen oldukça iddialı işsizlik hedefleri varsa.
Umarım bu OVP de diğerleri gibi, gelecek yılın ilk yarısından sonra eskimez.