Advertisement

Merkez Bankası dövize müdahale etti. Önce döviz tevdiat sonra TL mevduatların munzam karşılıklarını düşürdü. Yüksek miktarda iki ihale açtı. Her iki ihaleye de çok yüksek talep geldi. İlk gün talebin yüzde 40’ı, ikinci gün ise sadece yüzde 17’si karşılandı. Tekliflerin çok olmasının bir nedeni ihaleden olabildiğince fazla pay alabilmek için atılan fiktif teklifler. Ama her iki ihale sonrasında da doların yukarı gitmesi, gerçek talebin de yüksek olduğunu gösteriyor.

DÖVİZ TALEBİ YÜKSEK
Serbest piyasada bir mal veya hizmetin fiyatını, o mala olan talep ve o malın arzı belirler. Eğer talep çoksa fiyatlar yükselir. Bu bağlamda içeride döviz talep edenler; ithalatçılar, döviz borcu olup döviz geliri olmayanlar, getirdiği sıcak parayı TL’ye çevirip çıkmak isteyenler ve dövize yatırım yapmak isteyenlerdir. Bu bağlamda, yıl sonuna kadar, yaklaşık bir hesapla; ithalatçılar 65 milyar dolar, kamu dahil dış borç ödeyecek olanlar 15 milyar dolar kadar döviz talep edecekler. Sadece bu iki grubun talep toplamı, kabaca 75 milyar dolar ediyor. Döviz arz edenler ise; ihracatçılar, turizmciler, DTH olanlar, sıcak para yatırımcıları, bankalar ve Merkez Bankası’dır. Yine aynı yaklaşımla hesap edersek, ihracatçılar ile turizmcilerin yaklaşık 55 milyar dolarlık döviz arz edebileceklerini söyleyebiliriz. Eğer hanehalkları ve şirketler DTH bozdurmazlarsa 15-20 milyar dolar civarında bir açık ortaya çıkabilir. İşte burada Türkiye’ye sıcak para getirenlerin yatırım iştahı çok önemli bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Onlar yatırımlarını büyütmezler, daha çok hisse senedi ve kamu kâğıdı almazlarsa devreye bankalar ve Merkez Bankası girmek zorunda. Bankalar ticari kuruluşlar olduğuna göre, piyasaları düzenleme işi doğal olarak TCMB’ye kalacak. Banka döviz talebinin bir yerde kesileceğinden eminse sorun yok. Ama yukarıdaki döviz talep edenlere bir de sıcak para sahipleri de eklenirse sıkıntı çıkabilir. Yaklaşık 125 milyar dolarlık hisse senedi ve kamu kâğıdı stoku taşıyan yabancıların maldan çıkmaması lazım.

DIŞARISI DÜZELECEK VARSAYIMI
Merkez Bankası önlemlerini bir defada almadığı için kafası biraz karışıkmış izlenimi veriyor. Şimdi harekete geçmesinin bir nedeni kredibilitesini koruma çabası. Ama bunca agresif müdahalenin tek nedeni bu olamaz. Daha başka bir şey olmalı. İlk akla gelen, döviz talebini yükselten nedenlerden birisi olan yurtdışındaki, özellikle Avrupa’daki durum. Anlaşıldığı kadarıyla, Merkez Bankası, Avrupa’daki krizi önlemek için alınması beklenen kararların alınacağına ve yeterli olacağına, dolayısıyla sıcak paracıların çıkış yapmayacağına inanıyor. Eğer böyle ise, çok önemli bir varsayım. Bilebildiğimiz kadarıyla, şimdilik, sadece verilen sözler var. Eyleme geçme konusunda karar alma mekanizmalarından kaynaklanan sorunlara henüz tam olarak çözüm bulunamadı. Daha da önemlisi, alınacağı söylenen önlemlerin yeterli olup olmayacağı da genel kabul görmüş bir görüş değil. Yunanistan’ı hatırlayın. İlk sorun çıktığında çözümün kamu borçlarının yeniden yapılandırılmasından geçtiği belliydi. Ama bankalara olacak negatif etkisi nedeniyle, bu seçenek acil önlemler arasına konamadı. Çok ağır yapısal reformlar gündeme getirildi. İşe yaramayınca tekrar başa dönüldü. Aynı şey Avrupa finansal sistemi için de geçerli. Sorun birkaç on milyarla çözülemez diyenler çoğunlukta. Yüzlerce milyar Euro’luk ihtiyaçtan bahsediliyor. Kısacası, gelişmiş ülkerde yaşanan sorunlar tam olarak bitmediyse, Merkez Bankası’nın bugün aldığı ısrarlı önlemler, sadece düşük kurla döviz alıp çıkmak isteyen sıcak para sahiplerine yarar. Umarım TCMB’nin çabaları boşa çıkmaz, dövizin ardından koşmaktan yorulmaz. Aksi halde faizden başka tutunacak dalı kalmaz ve kredibilitesi büyük darbe yer.