Advertisement

İMKB Başkanı ilk basın toplantısını pazartesi günü gerçekleştirdi. Göreve geldiğinden bu yana geçen 5 aylık sürede sistemi öğrenme ve personel kadrosunda değişikliklerle uğraşan Sayın İbrahim Turhan'ın ilk söyleyecekleri önemliydi. Neden önemliydi? Çünkü piyasalara yaklaşımını, temel konularda görüşünü ve bundan sonra yapılacaklar hakkında vizyonunu görme imkânı bulacaktık. Borsa Başkanı ilk konuşmasında çok net olmasa da temel konularda önemli sayılabilecek açıklamalarda bulundu.
Borsa Başkanı, sermaye piyasasının tek çatı altında konsolide edilmesi gerektiğini söylüyor. 3 borsanın tek bir platform üzerinden hizmet vermesi gerektiğini ifade ediyor. Tek çatı altında toplanma derken, diğer borsaların tüzel kişiliklerinin muhafaza edilip edilmeyeceğinden bahsetmiyor. Eğer tüzel kişilikler korunacaksa, tek çatının hiçbir faydası olmaz. Her ne kadar, diğer borsaların nasıl zorla tek çatı altına alınacağı belirsiz olsa da, dünyadaki borsalar arası rekabet ve İstanbul'un finans merkezi olma hedefini düşününce, tek bir karar merkezi oluşturmak zorunda olduğumuz anlaşılıyor. Farklı karar mekanizmaları, istenen hedeflere ulaşmada ayak bağı olacaktır. Sayın Başkanın takas ve saklamada da tek örgütten bahsetmesi son derece isabetli olmuş. Her ne kadar takas kurumunun risk üstlenen, buna karşın saklama kurumunun risk üstlenmemesi gereken bir yapıya sahip olması gerektiği ileri sürülse de, bu ayrım tek çatı altında da yapılabilir.
Sayın Turhan, İMKB'nin şirketleşeceğini ve bunun için Sermaye Piyasası Kanunu'nu beklediklerini söylemiş. Demek ki daha çok bekleyeceğiz. Çünkü kanunun yakında çıkacağı söylense de fazla umutlanmamak lazım. Şirketleşmenin ardından halka arzın olabileceğini de söylemiş başkan. Borsa şirketleştikten sonra Hazine'nin patronluğuna girecek. Bu noktadan sonra kimse özelleştirmeye gitmek istemez. Ama gidilecekse de önce ciddi bir yerli veya yabancı stratejik ortak bulmak gerekir. Yani bir patron olmalıdır. Ancak ondan sonra halka arz mantıklı olabilir. Bu süreç de ancak 4-5 yıl sonra gerçekleşebilir.
Borsa Başkanı bizim de yıllardır eleştirdiğimiz bir konuda hassasiyet gösteriyor. Türkiye'nin en büyük 1000 şirketinin 127'si borsada. Neden diğerleri yok? Mutlaka diğerlerinin de borsaya gelmesi lazım. Şu aralar küçük hatta minik şirketler geliyor. KOBİ niteliğindeki bu şirketler de gelsin ama İMKB'yi dünyanın sayılı borsalarından biri yapacaksak büyük şirket sayısını artırmamız lazım. Aslında Borsa Başkanı ilk misyon olarak bu konuyu ele almalıdır. Öte yandan başkan "5 yılda şirket sayısını 1000'e çıkaracağız" hedefini koymuş. Muhtemelen basına yanlış yansımış olmalı. Eğer doğruysa başkan fazla uçmuş demektir. Kurumların çalışma temposuna bakınca 5 yılda borsada halka açık şirket sayısı 500 bile olmaz.
Dünya borsalarında piyasa kapitalizasyonu/milli gelir ortalaması yüzde 80 civarında. Bizde bu oran yüzde 30 dolayında. Hatta Sayın Turhan, satın alma gücü ile düzeltilmiş rakamlara göre bu oranın dörtte bir olduğunu vurgulamış. Şu anda 250 milyar piyasa değerine sahip olduğumuzu düşünürsek ve yüzde 80 oranına ulaşacaksak en az 600 milyar dolarlık piyasa değerine sahip olmalıyız. Başkan 1 trilyon dolar diyerek çıtayı yükseğe koymuş ama biz daha insaflı olalım. Şu andaki halka açılmalarda ortalama büyüklükler 20-30 milyon dolar değerinde. Biz bunun ortalama 100 milyon dolar olduğunu ve borsanın mevcut seviyesinin değişmeyeceğini varsayarsak, en az 4000 şirketin daha halka açılması gerekir. Bunun mümkün olmayacağını düşününce, borsanın çok yükselmesi gerekir ki asgari 600 milyar dolarlık değere ulaşalım. Ne diyelim inşallah.