Advertisement

Türkiye'de her işimiz garip, hatta komik. Opsiyon Borsası kuruyoruz ama opsiyon yetkisini ona vermiyoruz. Ürünler, emtialar üzerine çalışmak amacıyla kurulmuş olsa da, vadeli işlemler borsası sonuçta finansal bir kurumdur. Finansal kurum olan vadeli işlem ve opsiyon borsasının kurulma yetkisini reel sektörün en büyük temsilcisi Odalar Birliği ile benzer konuda faaliyet gösteren İzmir Ticaret Borsası'na vermişiz. Bu iki reel sektör kurumu da düşük paylarla yanına 5 bankayı alarak borsayı kurmuş ve yönetimini de kendilerinden oluşturmuş. Gariplik bununla da kalmıyor. Kurulan vadeli işlem ve opsiyon borsası kendisi bir ürün yaratamamış ve menkul kıymet borsasının oldukça popüler ve en önemli ürünü olan endeksleri alarak işlemlere başlamış. Kaldı ki, vadeli işlem ve opsiyon borsasının kuruluş amacı, İzmir'e verilme amacı ürün ve emtia üzerine vadeli işlem kontratlarını devreye sokarak üretici ve dış ticaretçileri rahatlatmaktı. Bu konuda çaba gösterildiği söylense de, her zaman bir gerekçe bularak bir başarı sağlanamadı.
Bu garip ve komikliklerin üzerine adında opsiyon olan VOB'a opsiyon yetkisi verilmedi. İMKB endeksleri üzerinde "futures" denilen vadeli işlem kontratları yapılabilirken, bu endeksler üzerinde opsiyon yetkisi bile VOB'a verilmedi. Muhtemelen hükümeti ve SPK'yı kızdırmış olmalılar. Belki önümüzdeki günlerde bu yetki verilir ve ölümü gösterip sıtmaya razı ettirilir. Hükümetin talimatı var mı bilmiyoruz ama SPK, hükümetin projeksiyonuna uygun hareket etmiş durumda. Yani durumdan doğru bir şekilde vazife çıkarılmış. Teknik olarak hazır değillerdi gerekçesi çok anlamlı değil doğrusu.
Hükümet bir yıl öncesinden ilk adımlarını attığı sermaye piyasası yeniliği hareketinde, piyasanın gelişmesi ve yeniden yapılandırılmasını İstanbul Finans Merkezi projesiyle bütünleştirdi. Borsada şirketleşme ve yeni ekip devreye sokulurken, Türkiye'deki 3 borsanın tek çatı altında, tek bir platform altında toplanacağı mesajını da vermiş oldu. Hükümetin verdiği mesajlar, muhtemelen anlaşılamadı. Hükümet bu projeler kapsamında borsalara uzlaşın talimatı da vermesine ve bu mesajı kamuoyuyla paylaşmasına rağmen tarafların bir türlü anlaşma sağlayamamaları sonunda bir karar verilmesi gerekiyordu. Zaten 2 yıldır opsiyonların bekletilmesi de borsaların anlaşmasını sağlayabilmek içindi. Ama kurum kaprisleri nedeniyle bu iş gerçekleşemedi. Sonuçta 10 kuruş eden bir değere 50-60 kuruş isterken, birden 1 kuruşu bile alamayacak noktasına gelindi.
Bu gariplik ve komiklikler yetmedi. Dünyanın her yerinde kurumların kotasyon vermesiyle çalışan ve en büyük özelliği borsa dışı olan forex işlemleri yetkisi, kanunla aracılık işi sayılıp aracı kurumlara verilmişken, SPK tarafından VOB'a da verilmiş. Kamuoyuna açıklanmadı ama dünyada bir ilk olduğu kesin. Eğer başarılı olunursa dünya finans literatürüne geçip örnek olacağız. Zaten opsiyonları kaybeden VOB'un elinde başka bir enstrüman da kalmıyor. Ürün ve emtialar üzerine vadeli işlemler başarılamayacağına göre, forex işlemlerinden belki bir kazanç sağlanabilir. Şu anda işlemlerin yüzde 95'inin gerçekleştiği İMKB endeksleri de zamanı gelince geri alınırsa VOB ne yapar bilinmez. Yok olma sürecinin başlangıcı SPK'nın bu kararı olabilir.
Süreç oldukça belliyken, VOB yönetiminin bu süreci değerlendirememiş olması da ilginç. Gerek TOBB, gerek Ticaret Borsası ve gerekse bankalar kendi içlerinde ciddi bir değerlendirme yapmalıdır, bu değer nasıl elden kaçırıldı diye. Aynı şeyi İzmirlilerin de yapması lazım ve İzmir'in elinden bu değer nasıl kaçar, kimin-neyin hatalı olduğunu bulmaları lazım. Bu iş, yıldız futbolcunun yetiştiği takımına bonservis bedeli kazandırmadan transfer olmasına benziyor.