Advertisement

Bu satırları kaleme aldığımız zaman dilimi itibarıyla, ABD’de yılın son işgününün başlamasına 1 veya 2 saat kaldı. ABD Kongresi’nin iki kanadı olarak, Demokratlar ve Cumhuriyetçiler, ‘Mali Uçurum’ konusunda bir mucizeye imza atarak, anlaşmaya varacaklar mı? Son birkaç haftadır köşemizde belirttiğimiz hususları teyit edecek bir detay olarak, gelişmiş ekonomilerdeki ahlaki çöküntü, aymazlık ve siyasi alanda gözlenen akıl tutulmasının bir uzantısı olarak, ABD’li siyasetçiler, Kongre’nin her iki kanadının görüşmelerde sonuç almaya yönelik isteksizliğinden yakınmaktalar.
Eğer, 31 Aralık günü değerlendirilemez ve mutabakata varılamaz ise, bu satırları okuduğunuz 1 Ocak’tan itibaren, otomatik vergi artışları ve devlet harcamalarında kesintiler devreye girecek. Obama Yönetimi’nin temel mücadelesi, gelir düzeyi ne olursa olsun, söz konusu vergi artışlarından etkilenecek tüm ücretli kesimin yükünü artırmamak adına, son dakikada Cumhuriyetçileri daha yüksek gelire sahip olan kesimlere daha fazla vergi salmaya ikna etmek.
Cumhuriyetçiler de, işlerin tıkanması yoluyla, bu sabahtan itibaren ABD’deki tüm kesimlerin etkileneceği vergi artışı ve kamu harcamalarındaki kısıtlamayla, Obama Yönetimi’nin zorda kalmasını istiyor gözüküyor. Peki, ABD ekonomisi yeniden resesyon riskiyle karşı karşıya kalırsa? ABD’li siyasetçiler bunu dert etmiyor gözüküyorlar.


AB TARAFINDA SEÇİMLER YILA DAMGASINI VURACAK
İtalya’da şubat ayında gerçekleşecek genel seçimler, AB’deki siyasi atmosfere damgasını vuracak. Yeniden aday olan eski Başbakan Berlusconi, 2013 bütçesi kabul edildikten sonra istifa eden teknokrat Başbakan Monti’yi Almanya’nın kuklası olmakla suçluyor. Berlusconi’nin gaf ve hataları doruk noktasında olmasına rağmen, tanıdığımız İtalyanlar, bu görüşe çok uzak değiller.
Monti’yi, Alman bankalarının çıkarlarını koruyan bir teknokrat başbakan olarak nitelendiriyorlar. Berlusconi’den de nefret ediyorlar. İtalya’da siyasi belirsizliği derinleştiren bir seçim sonucu, hiç kuşkusuz AB Komisyonu ve lider konumdaki ülkelerin, Almanya ve Fransa’nın işini kolaylaştırır. Almanya Başbakan’ı Merkel ise önümüzdeki sonbaharda gerçekleşecek genel seçimlerde hayli zorlanacak.
Bir yandan Almanya’ya yönelik eleştiriler, bir yandan da Almanya’nın yapacağı fedakârlıklar nedeniyle Alman seçmeninin göstereceği tepki, Şansölye Merkel’in işini zorlaştırıyor. Buna rağmen, Merkel 2013 yılı için gerçekleştirdiği konuşmasında ‘2013 yılının zor geçeceğini, Alman halkı için fedakârlıkların devam edeceğini, şu ana gelinen noktanın heba edilmemesi adına, Almanların bir süre daha dişlerini sıkmaları gerektiğini’ belirtmekten çekinmedi. Maliye Bakanı Schaeuble’nin geçen haftaki açıklamalarından daha kötümser olsa da, Merkel, iki Almanya birleştiğinden bu yana ki en düşük işsizlik rakamlarına seçimler için güveniyor, gözüküyor.

TÜRKİYE İÇİN 2013 İYİ, 2014 ZOR GEÇECEK
Türk ekonomisi açısından da, 2013’de iç talebe büyümede daha fazla rol verilmesi konusunda genel bir mutabakat olduğundan, 2012 yılına göre reel sektör açısından daha iyi bir yıl olarak algılanacak denilebilir. 2013 yılında faiz hadlerinde gözlenecek yukarı doğru baskıyı, şubat sonu ile mayıs sonu arası açıklanabilecek bir derecelendirme not artışı yumuşatabilir.
Böyle bir gelişme, Merkez Bankası’nın kur dalgalanmasını önlemeye yönelik çalışmalarını doğaldır ki sertleştirecek. 2014 yılı ise tam bir seçim yılı olacak ve Türk siyasetinde çok bilinmeyen var. 2013’ün son çeyreği, siyasi yol haritasının netleşmesi açısından çok sıcak geçebilir.