Advertisement
HABERLER ABONE OL

HANDE BERKTAN

Finansal hizmetler, tüketici ürünleri, otomotiv, endüstriyel sektörlerden gıda, perakende, enerji, telekomünikasyon, kimya gibi pek çok sektöre danışmanlık hizmeti sağlayan KPMG’nin “İş Hayatının Geleceği” Raporuna göre çalışanların yüzde 62'si yetenek geliştirmeye yapılan yatırımın bir şirkete girme, şirketten ayrılma veya şirkette kalma kararında etkili olduğunu söylüyor.
“Üretken yapay zeka, iş dünyasını şekillendirecek en büyük etkenlerden” BloombergHT.com için sorularımı yanıtlayan KPMG Türkiye İnovasyon ve Teknoloji Danışmanlığı Lideri Gökhan Mataracı “Özellikle üretken yapay zekâ gibi gelişmekte olan teknolojiler şu anda iş dünyasını şekillendiren en güçlü etkenler arasında yer alıyor. Yapay zekâyı kullanma yarışına rağmen, katılımcıların yüzde 54’ü işverenlerinin son 3 yılda yeni teknolojileri benimsediğini söyledi. İşin iyi tarafı, neredeyse üçte ikisi ellerindeki üretkenlik araçlarından ve sistemlerinden memnun. Sonuç olarak, yüzde 60'ı teknolojinin işleri üzerindeki etkisini "büyük ölçüde olumlu" olarak tanımlıyor. İleriye bakıldığında, ise çalışanların yüzde 66'sı teknolojinin önümüzdeki 3 yıl içinde üretkenliklerini artırmasını bekliyor” dedi.

Mataracı, yapay zekanın meslekler üzerindeki etkisini “Bu durum doğal olarak
meslekleri de değiştirecektir. Daha fazla yaratıcı olan, daha az rutin işler yapılan meslekler artacaktır. Çalışanların yapay zekâ teknolojileri ile iş arkadaşı seviyesinde bir ilişkisi olacaktır. Bu durum sağlıklı organizasyonlarda yapıcı bir rekabeti, buna paralel olarak da verimliliği artıracaktır.” şeklinde yorumladı.

“Çalışanların sadece yüzde 30'u ofiste çalışmak istiyor”

Rapora göre CEO'ların yüzde 64'ü pandemi öncesi ofis içi çalışma düzenine tamamen geri dönülmesini beklerken, çalışanların sadece yüzde 30'u ofiste çalışmak isteğini belirtiyor.

KPMG Teknoloji Danışmanlığı Lideri Gökhan Mataracı, iş gücü alışkanlıklarına dair “Çalışanların yüzde 50'si tamamen ofiste çalışırken buna karşın sadece yüzde 30'u ofiste çalışmak istediğini belirtiyor. Hatta iş ilanlarına bakıldığında ilanların yüzde 10'undan daha azı çalışanların uzaktan çalışma tercihini dikkate alıyor. İlanların yalnızca yüzde 6,7'si “tamamen uzaktan” ve yüzde 2'si ise “hibrit” pozisyonlar için aday arıyor. Bu sonuçlar, firmaların iş gücü şekillendirme stratejilerini çalışanların ihtiyaç ve istekleri doğrultusunda yürütmediğine işaret ediyor.” değerlendirmesini
yaptı.

Gökhan Mataracı, şirketin çalışanlarına yaptığı yatırımın etkisini “Çalışanlar teknolojinin değişim hızına rağmen mevcut insani becerilerinin gelecekteki roller için uygun olacağı konusunda iyimser. Ankete katılanların neredeyse yüzde 78’i buna inanıyor. Aynı zamanda katılımcıların yüzde 72'si sürekli öğrenmenin ve becerilerini geliştirmenin kendi alanlarında güncel kalabilmeleri için çok önemli olduğu konusunda hemfikir. Bu durum işverenlerinden beklentilerine de yansıyor.
Katılımcıların yüzde 62'si yetenek geliştirmeye yapılan yatırımın bir şirkete katılma, şirketten ayrılma veya şirkette kalma kararlarını etkilediğini söylüyor.” şeklinde özetledi.

“Orta kademedeki yöneticiler, dijital dönüşümün lokomotifi”

Rapora göre günlük görevlere yakınlıkları göz önüne alındığında, orta düzey yöneticiler teknolojinin ne kadar etkili bir şekilde benimsendiğini ve çalışanların bundan en iyi şekilde yararlanmak için kendilerini donanımlı hissedip hissetmediklerini hızlı bir şekilde değerlendirebilir. Orta düzey yöneticiler, bir kuruluşun dijital zihniyetinin temel ilkelerinden biri olan psikolojik güvenlik kültürünün yaratılmasında da önemli bir rol oynar. Bu olmadan, çalışanların inovasyon yapma ve yapay zekâ gibi teknolojileri deneme olasılığı daha düşük olacaktır.