Advertisement
HABERLER ABONE OL

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ankara'da MÜSİAD'ın yıllık değerlendirme toplantısında konuştu.

Bakan Şimşek, "Dünyada 2024'te daha sıkı para politikasından daha gevşek bir para politikasına doğru evrileceğiz. 2023'te Türkiye'de ekonomik büyüme güçlü seyretti. AB'deki kademeli toparlanma ihracat beklentilerine olumlu yansıyacaktır" dedi.

Şimşek, “2024, programımızın sonuçlarını aldığımız, ilerleme sağladığımız bir yıl olacak. 2024'te ihracat toparlanacak. OVP ile uyumlu ama yüksek bir enflasyon var” diye ekledi.

Şimşek para politikasının TCMB’nin uhdesinde bir konu olduğunu belirterek parasal sıkılaşmanın enflasyonu çıpalayacak noktaya çıkacağını ve bir süre sıkı kalacağını belirtti.

Şimşek, OVP'ye sahip çıkarak zorlu küresel koşulları Türkiye için fırsata dönüştürmenin peşinde olduklarını bildirdi. Fiyat istikrarını destekleyerek mali disiplini sürdürdüklerini belirten Şimşek, sürdürülebilir cari açık ve rezervin, programın hedefleri arasında yer aldığını aktardı. Sürdürülebilir büyümenin nihai amaçları olduğunu bildiren Şimşek, programın özünün fiyat istikrarını sağlamak olduğunu anlattı.

"Bütçe disiplini sağlanmaya yönelik adımlar başarılı oldu"

Fiyat istikrarının önemine işaret eden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yatırım iklimini iyileştirmek, önünü görebilmek, kaynakları verimli alanlara kanalize etmek, Türkiye'nin risk primini düşürmek ve daha adil gelir dağılımı için fiyat istikrarına ihtiyacımız var. Fiyat istikrarını nasıl sağlayacağız? Enflasyonu düşürerek sağlayacağız. Bunu nasıl yapacağız? Talebi yönetmek için para politikasında bir sıkılaşma gerekiyordu. Bunu yaptık, yapıyoruz. Destekleyici maliye ve gelir politikaları önemli hususlardır. Maliye politikası deprem hariç dezenflasyonu destekleyici oldu. 2023 bütçe sonuçları yakında açıklanacak. Deprem hariç bütçe disiplinini önemli ölçüde sağlanmaya yönelik attığımız adımlar başarılı olmuştur. 2024’te de aynı perspektif olacak."

Maliye politikasının da dezenflasyonu destekleyici olması gerektiğinin altını çizen Şimşek, dezenflasyonun sadece para politikasıyla olmayacağını, yapısal reformlar, maliye ve gelirler politikasıyla da desteklenmesi gerektiğini belirtti. Toplumun bütün kesimlerince programın desteklenmesi gerektiğine dikkati çeken Şimşek, programın ancak o şekilde başarılı olabileceğini söyledi.

Şimşek, enflasyona yönelik olarak ise "Enflasyon yüksek olduğu için Merkez Bankasının uhdesinde olan parasal sıkılaşma bir süre sıkı kalacak. Daha sonra enflasyon düşüşündeki başarıyla birlikte Türkiye, küresel normlara uygun gerekli adımları atacak. Bizim patikamız bu." değerlendirmesinde bulundu. Şu anda hem çekirdek hem de manşet enflasyondaki aylık artışların program hedefleriyle uyumlu gittiğine işaret eden Şimşek, “Ocak ayı bir istisna, her sene öyledir. Ama trendin esas itibarıyla bozulmasını beklemiyoruz" dedi.

"Kredi notunda artış bekliyoruz"

Yıllık enflasyondaki hızlı düşüşlerle birlikte, enflasyon beklentilerinde de hedefe doğru yakınsama görüleceğine inandıklarını ifade eden Şimşek, "Dezenflasyon programı, Türkiye'de makro finansal istikrarı sağlamamızda yardımcı oldu. Yani programın ortaya konulmasıyla birlikte öngörülebilirlik nispeten arttı. Kredi notunda artış bekliyoruz. Görünümde artışlar başladı. Uzun vadeli finansmana erişim başladı. Sürdürülebilir yüksek büyümenin temellerini atmaya başladık" ifadesini kullandı.

Şimşek, bütçe açığının, deprem harcamaları hariç, milli gelire oranını yüzde 3'ün altında tutmak için çalıştıklarını belirterek, bu yıl da bu hedefle uyumlu olmaya devam edeceklerini bildirdi.

Kamu harcamalarını rasyonelleştirmeye yönelik çabaların devam edeceğini aktaran Şimşek, kamunun kaynaklarının üretken alanlara aktarılacağını ifade etti.

Mali disiplinin ve bütçe açığının önemine de işaret eden Şimşek, "Vergi reformuyla daha adil bir vergi sistem arzuluyoruz. Kayıt dışılığın azaltılması ve kayıt dışıyla mücadele, 2024 ve sonrasında çok önemli eksenlerimizden birisi olacak" dedi.

Şimşek, yapısal dönüşüme kaynak ayrılması gerektiğini belirterek, "Ben sizin (MÜSİAD üyeleri) yerinizde olsam Ulaştırma ve Altyapı Bakanımızdan bir talepte bulunurdum. Bütün sanayi üslerini limanlara bağlayın. Neyle, demir yoluyla. Neden? Çünkü daha rekabetçi olacaksın. Bunun için kaynak lazım. Bakanımız da zaten bunu planlıyor, biz de kendisine 70 milyar dolarlık bir alan oluşturacağız. Demir yollarına yatırım önemli. Biz demir yoluyla eğer OSB'lerden malı fabrikaya yükleyebilirsek, sonra onu limandan tekrar gemiye yükleyebilirsek daha rekabetçi olacağız." diye konuştu.

"Depremle ilgili harcamalarda kısıt koymadık"

Şimşek, Türkiye'nin, yüzyılın afetini yaşadığını ve hızlı şekilde depremin yaralarını sarmak için ne gerekiyorsa yaptığını anlattı. Depremle ilgili harcamalarda kısıt koymadıklarına dikkati çeken Şimşek, bu yıl da depremle ilgili yaraların sarılması için imkanları seferber edeceklerini söyledi.

Borcun sürdürülebilir olmasının sürdürülebilir büyüme açısından önemli olduğunu belirten Şimşek, yapısal dönüşüm için kaynak gerektiğini ve bu yüzden mali disiplini sürdürmelerinin önem taşıdığını ifade etti.

Son 20 yılda bütçe açığının milli geliri oranının ortalama yüzde 2,4 ile Maastricht Kriterleri olan yüzde 3'ün altında gerçekleştiğini aktaran Şimşek, bu durumu devam ettirmek istediklerini bildirdi. Şimşek, bu durumu devam ettirmek için tüm tedbirleri aldıklarını dile getirdi. 2025'ten itibaren ortaya koyacakları ilave çabayla birlikte deprem hariç bütçe açığını yüzde 3'ün oldukça altına çekeceklerini ifade eden Şimşek, Türkiye'nin toplam borcunun milli geliri oranının gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının altında olduğunu kaydetti.

"Cari açığın yüzde 2,5 civarı bir patikaya oturacağına inanıyoruz"

Şimşek, cari işlemler açığının son 20 yılda ortalama milli gelirin yüzde 4'ü olduğuna dikkati çekerek, bu rakamın yüzde 2,5 eşik değerin üzerinde bulunduğuna işaret etti.

Geçen yıl altın ithalatının 30 milyar dolarla rekor kırdığını anımsatan Şimşek, "Bu tamamen portföy tercihi olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye'de para politikasındaki normalleşmeyle bu tercihin değişeceğine inanıyoruz. Dolayısıyla para ve maliye politikasındaki sıkılaşma ve altın talebinin ılımlı hale dönmesiyle cari açık azalacak. Biz program dönemi sonunda 2025'ten itibaren altın dahil cari açığın yüzde 2,5 civarı sürdürülebilir bir patikaya oturacağına inanıyoruz. Cari açığı sürdürülebilir bir düzeye çekip bir taraftan kamunun bir taraftan özel sektörün tasarruflarını artırmasını sağlayacak politikaları uygulayacağız" diye konuştu.

"Kurla ilişkili öngörülerinizi destekleyen hiçbir husus yok"

Şimşek, iş adamlarına üretken ve aldıkları krediyi çok rahat şekilde geri ödeyebilecek alanlara yatırım yapmaları tavsiyesinde bulundu.

Türkiye'nin hem net hem de brüt rezervlerinin öngörülerinin üzerinde arttığına dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti:

"Dolayısıyla sizin TL'nin geleceğine ilişkin tereddütlerinizi destekleyen bir trendde değiliz. Ne dezenflasyon programı ne rezerv birikimi ne cari açıktaki trend ne de para politikasındaki duruş sizi destekliyor. Şu andaki politika çerçevesinde bakarsanız sizin kurla ilişkili öngörülerinizi destekleyen hiçbir husus yok. Güçlü, sürdürülebilir ve yüksek büyüme ana hedefimiz. Bunu yapmak için iç talebi yumuşatıp dış talebi destekleyecek politikaları devreye alıp hepinizi ihracatçı yapmak istiyoruz. Sektörel ve coğrafi çeşitlendirme sizin için çok değerli, kırılganlığınızı azaltır. MÜSİAD yönetiminden istirhamım var, bütün üyelerine nasıl ihracatçı olacakları yönünde program hazırlasınlar, biz de destekleyelim. İç talep yavaşlayacak, programın çıktısı bu... İç talep ılımlıyken ve AB toparlanıyorken ihracatı önceliklendirelim."