Advertisement

Avrupa Merkez Bankası'nın Haziran ayında açıkladığı teşvik programı sonrası ilk para piyasası kurulu toplantısı geçen hafta gerçekleşti. Faiz indirimi, negatif mevduat faizi ve LTRO* paketinin üzerinden sadece bir ay gibi kısa bir sure geçmesine rağmen ek teşvik beklentileri, düşmeyen Euro’nun da etkisiyle, AMB üzerinde en azından güçlü bir “parasal genişleme (QE)” mesajı beklentisi oluşturmuştu.

Bahar aylarından başlayarak enflasyon, üretim ve işsizlik göstergelerinin Euro Bölgesinde Almanya için bile –teşvik programın açıklandıktan sonra dahi- hayal kırıklığı yaratmaya devam etmesi parasal genişlemeye (QE) halihazırda göz kırpmış olan Mario Draghi'nin üstündeki baskıları belirgin bir noktaya getirdi. Aşağıdaki grafiklerde gördüğümüz yeşil çizgiler veriler öncesi ekonomist tahminlerinin medyanını, yani piyasa beklentilerini, kırmızı çizgiler ise gerçekleşen değerleri gösteriyor. Euro Bölgesinin en büyük ekonomisi Almanya'daki işsizlikteki değişiklik, sanayi üretimi ve imalat satın alma endekslerine baktığımızda Mart-Nisan aylarından beri beklentileri karşılayamamaya başladığını görüyoruz. Enflasyon ise bu sürede her ne kadar Almanya'da beklentilere paralel seyretse de AMB hedefi olan %2’nin çok altında kalmaya devam etti. Buna rağmen son para piyasası kurulunda Draghi'nin konuşmalarında geri adım atarak QE için beklenildiği kadar yeşil ışık yakmadığını gördük.

Euro bölgesinde enflasyon 9 aydır AMB hedefinin yarısı olan %1'in de altında ve en son haziran okumasında %0.5’e kadar geriledi. Göstergelerin gelişimine ve Draghi'nin son aylardaki açıklamalarına baktığımızda yılbaşından beri Avrupa Merkez Bankası'nın deflasyonu ciddi bir tehlike olarak gördüğü ve bir eylem planı uygulamakta olduğunu söyleyebiliriz. Önce ikinci çeyreğin ortalarına kadar piyasadan gelen baskılara rağmen deflasyon tehlikesine karşı güven veren mesajlarla nereye kadar gidebileceklerini görmek istediler. Daha sonra QE ihtimalini Draghi'nin ağzından kamuoyuyla paylaşarak, algı yönetimi yaparak, vakit kazanıp yeni verileri görmek istediler. Haziranda ise enflasyon trendine QE kadar güçlü ve ani etki yapmayacağını bildikleri faiz indirimi ve teşvik planını açıkladılar.

Teşviğin reel ekonomiye ve enflasyona yapacağı katkı şimdiden Avrupa'da tartışma konusu olmuş durumda. Barclays ve Commerzbank araştırma raporları da karamsar görüş belirtmekten çekinmemiş görünüyor. Avrupa'da şu sıralar hakim görüş enflasyondaki gerilemeyi durdurmak için parasal genişleme hamlesinin eninde sonunda kaçınılmaz olacağı. Piyasa artık işin buraya gidip gitmeyeceğini tartışmaktan ziyade, olası QE'nin zamanlaması üzerine isabetli öngörülerde bulunmaya çalışıyor.

Dün Avrupa Merkez Bankası İcra Kurulu üyesi, eski Bundesbank başkan yardımcısı Sabine Lautenschlaeger Hamburg'da yaptığı açıklamada politika yapıcılar parasal genişleme gibi radikal çözümleri ancak deflasyon eşiğine dayanıldığında yürürlüğe koymalılar dedi. Lautenschlaeger'e göre parasal genişleme şüphesiz ki kullanılabilecek politika araçları içerisinde ancak bu tarz para politikalarının yan etkileri ciddi olduğu için başvurulmadan önce ön koşulların tamamen gerçekleştiğinden emin olunmalı ve bu araç acil durumlar için saklanmalı. Acil durumlardan kasıt ise deflasyon trendinin somut olarak kapıya dayandığından emin olunması.

Olası parasal genişleme hamlesinin zamanlaması için bu açıklamaları çok önemli buldum. Bence Avrupa Merkez Bankası'nın halihazırdaki planı Haziran ayındaki hamlelerin ekonomideki etkilerini görmek için tıpkı Ocak-Haziran arasında yaptıkları gibi mümkün olduğunca beklemek. Bu bekleme sürecinin Euro Bölgesi enflasyon göstergelerinin 0.4-0.3 seviyesinin altına inmediği sürece 2015 yılına sarkmasının sürpriz olmayacağı düşünülebilir.  Özellikle Almanya’dan gelecek ekonomik verilerin ve enflasyon sepeti değerlerinin AMB’nin zamanlamasını belirlemesi açısından önemli olduğunu söyleyebiliriz. Büyük resme baktığımızda benzer bir durum görüyoruz. İngiltere Merkez Bankası ve FED’in faiz artırımı tartıştığı bu günlerde AMB, parasal genişlemeye gitmemek için mümkün olduğu kadar direnecektir.

*