Ekonomi nisan ayında da tam gaz gitti
Politika yapıcılarında "faiz takıntısı" olduğu sürece uygulamadaki politikaların sonuç vermesi olanaksız. Geçen yılın kasım ayından bu yana Türkiye bu olguyu yaşıyor.
Munzam karşılıkların artırılması yoluyla bankaların elindeki kredi verilebilir fonların azaltılması hedeflendi. Ama, Merkez Bankası, munzam karşılıkların artmasıyla bir eliyle bankalardan para çekerken, kısa vadeli faizleri düşük tutabilmek için açık piyasa işlemleri yoluyla diğer eliyle bankalara para verdi. Kısa vadeli faizlerdeki oynaklığın artması dışında değişen fazla bir şey olmadı. Para politikasından beklenen sonuç elde edilemedi.
Faizler artmayınca, iç talep büyümesi arzulandığı gibi dizginlenemedi. Kredi talebi artmaya devam etti. Bankalara, "kredi talebi var, ama siz eskisi kadar kredilerinizi artırmayın" dendi. Serbest piyasa ekonomisinde pek alışılmamış mesajlar verildi. Sonuç yine fazla değişmedi. Son veriler banka kredilerinin yıllık bazda yüzde 35 civarında artmaya devam ettiğini gösteriyor. Zaten, krediler yüzde 25 de artsaydı ekonomik faaliyetlerde dişe dokunur bir değişme gözlenmeyecek ve cari işlemler açığı artmaya devam edecekti.