Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri kuruluşu PwC'nin 2011 ''Küresel Ekonomik Suçlar Araştırması'' dünyada ekonomik suçların artmaya devam ettiğini ve bu suçların dörtte birinin teknoloji kullanılarak işlendiğini ortaya koydu.

PwC'den yapılan açıklamaya göre, araştırma, 78 ülkeden 3 bin 877 kişinin konuyla ilgili soruları cevaplamasıyla gerçekleştirildi. Katılımcıların yanıtlarına göre, dünyadaki şirket ve kuruluşların üçte birinden fazlası geçtiğimiz 12 ay içerisinde ekonomik suça maruz kaldı. Yaklaşık yarısını en üst düzey yöneticilerin oluşturduğu katılımcıların hemen hemen dörtte biri ise bu suçların teknoloji kullanılarak işlenen ekonomik suç türü olan ''siber suçlar'' olduğunu ifade ettiler.

Küresel Ekonomik Suçlar Araştırması'nda katılımcıların yüzde 34'ü şirketlerinin ekonomik suça maruz kaldığını, yüzde 72'si, şirketlerinde hırsızlık veya zimmet suçu işlendiğini belirterek, bu suçun en yaygın ekonomik suç olarak sıralandığını ortaya koydular. Katılımcıların yüzde 24'ü işlenen suçları muhasebe suistimali, yüzde 24'ü rüşvet ve yolsuzluk ve yüzde 23'ü siber suçları ve kalan oranı da diğer ekonomik suçlar olarak listelerken, yüzde 11'i ise şirketlerinin bir suistimale maruz kalıp kalmadığını bilmediklerini kaydettiler.

Araştırmada ayrıca, suç işlenen şirket ve kurumlardaki zararın yaklaşık yüzde 10'unun 5 milyon dolardan fazla olduğu ifade edildi. Şirketlerinde rüşvet ve yolsuzluk suçu işlendiğini bildirenlerin yüzde 20'si ortalamada 5 milyon dolar yitirdiklerini belirtirken, suistimal nedeniyle ciddi yan zararlar da oluştuğundan söz ettiler. Buna örnek olarak, katılımcıların yüzde 28'i çalışan moralinin bozulmasını, yüzde 19'u markanın zedelenmesi ve prestij kaybını ve yine yüzde 19 iş ilişkilerinin zarar görmesini gösterdi. Katılımcıların yüzde 15'ine göre ise şüpheli işlem kontrolü, en etkin suistimal tespit yöntemi olarak öne çıktı.

En fazla suistimal olan sektörlerin iletişim ve sigorta sektörleri olduğunu da ortaya koyan araştırmada, devlet kurumları ya da devletin sahip olduğu işletmelerdeki suistimaller ise 2009 yılına göre yüzde 24 oranında artarak ağırlama ve eğlence sektörü ile finansal hizmetler sektörünün önüne geçti.

PwC Londra ofisinde suistimal incelemeleri ekibinde ortak olarak görev yapan Tony Parton ekonomik suç, büyük ve küçük şirket ayrımı gözetmeksizin tüm dünyadaki kuruluşları etkilemeye ve yaygın olmaya devam ettiğini ve hiçbir ülkedeki sektör ya da şirketin suistimalin etkilerine karşı bağışıklığa sahip olmadığını vurgulayarak şunları kaydetti:

''Birçok şirketin teknolojiden yoğun şekilde yararlandığı dünyamızda şirketler bilgisayar, akıllı telefon veya internete bağlanabilen bir cihaz ile gezegendeki herhangi bir yerden suç aktivitesi riskine karşı kendilerini giderek daha savunmasız kılıyorlar. Veri kaybı ve hırsızlığı, bilgisayar virüsleri, ''hackerlık'' ve diğer elektronik suç türlerindeki artış suistimali önleme adına şirketlerin siber alanlarda daha ihtiyatlı olması gerektiğini gösteriyor.''

-Siber Suç-

PwC tarafından gerçekleştirilen araştırmaya katılanların yüzde 53'ü Bilgi Teknolojisi Departmanı'nın en olası dahili siber suç kaynağı olduğu görüşünde. Bunu yüzde 39 ile işlemler, yüzde 34 ile satış ve pazarlama ve yüzde 33 ile finans departmanları izliyor.

Araştırmaya katılanların yarısı siber suç tehdidi konusunda artan bir farkındalık düzeyine işaret ederken çoğunluk hazır bir sanal suç krizi müdahale planının bulunmadığını veya böyle bir planın bulunup bulunmadığından haberdar olmadığını belirtiyor. Yüzde 60'lık kısım ise kurumlarının sosyal medya sitelerini denetlemediğini ifade ediyor.

Katılımcıların verdikleri cevaplara göre araştırma sonucu, tipik bir siber suç suistimalcisinin profilinin 40 yaş altında (yüzde 65) ve ilgili kurumda beş yıldan az süredir çalışan (yüzde 50) kıdemsiz çalışan veya orta düzey yönetici (yüzde 85) olduğunu gösteriyor.

Siber suçun kendi ülkeleri dışındaki ülkelerden kaynaklanması ihtimalinin daha yüksek oluğunu belirten katılımcılar en yüksek siber suç tehdidini oluşturan ülkeleri Hong Kong, Çin, Hindistan, Nijerya, Rusya ve ABD olarak sıralıyor.