Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Bireysel Emeklilik Sistemi ile Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olan tasarruf açığının kapatılması hedefleniyor. Emeklilik Yatırım Fonlarına ilişkin yönetmelik değişikliği taslağına göre, bireysel emeklilik şirketlerinin fonları farklı portföy yönetim şirketleri tarafından da yönetilebilecek. Fon yönetiminde rekabeti artıracak olan bu değişiklik sayesinde yatırım seçenekleri de çoğalacak. Portföy yönetim şirketleri bu değişikliği memnuniyetle karşılarken sigorta şirketleri ise pek de sıcak bakmıyorlar. Konunun uzmanları kanunun detaylarını, olası getiri ve götürülerini anlattı; BloombergHT.com Editörü Süheyla Yılmaz derledi.

Ünlü Portföy Yönetimi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Gülkan konuyla ilgili yapılan tebliğe bakıldığında katılımcıların yani tasarruf sahiplerinin lehine çok önemli değişiklikler olduğunu belirterek rekabet ve şeffaflığın artırılırken maliyetlerin ise düşürüldüğünü, fonların hareket alanının ise kontrollü bir şekilde genişletildiğini vurguluyor.

-"Devrim niteliğinde adım..."

Emeklilik şirketlerine fonların yüzde 30'unu grup dışı portföy yöneticilerine yönettirme zorunluluğunun getirilmesini  “devrim niteliğinde” adım olarak niteleyen Gülkan, konuyla ilgili “BES, kuruluşundan bu yana geçen 9 yıl içinde belli bir noktaya geldi. Bundan sonra büyük atılımı yapabilmesi için sektörün fon yönetimi bacağında rekabetin artacak olması son derece olumlu bir gelişme. Yatırım fonlarının önemli bir bölümünün grup dışı portföy yöneticilerine yönlendirilmesi, yatırım kararlarının daha objektif kriterlere dayanması açısından önemli bir adım olacaktır. Bu sayede artan rekabet, fon getirilerine olumlu yansıyacak, bundan katılımcılar kazançlı çıkacaktır.” dedi.

“Devrim niteliğinde diyebileceğimiz bir diğer gelişme de 'devlet katkı payı' uygulamasının devreye girmesidir.” diyen Gülkan, “Devletin yüzde 25'lik katkı payını, tasarruf sahiplerinin bireysel emeklilik sistemine girmesi, dolayısıyla ekonomimize yeni kaynakların kazandırılması adına önemli bir teşvik olarak görüyoruz.” açıklamasında bulundu.

-"Fon sepeti" geliyor

Emeklilik fonlarının sermaye piyasası araçlarını belli limitler dahilinde ödünç verip, ödünç alarak açığa satış yapabilecek olmasının fon yönetiminde önemli bir esneklik sağlayacağını dile getiren Gülkan, yurt dışında yaygın olarak kullanılan “fund of funds” yaklaşımının da “fon sepeti” adı altında yer aldığını hatırlatıyor.


-"En az iki portföy şirketi ile çalışma zorunluluğu getirilebilir"

BloombergHT Televizyonu Araştırma Servisi'nden Gökhan Şen'in sorularını yanıtlayan İş Portföy Genel Müdür Yardımcısı Tevfik Eraslan ise konuyla ilgili “Rekabeti artırmak adına otoritenin böyle bir karar almasını biz de destekliyoruz. Ancak portföy emeklilik şirketlerinin portföylerinin üçüncü portföy şirketlerine açılması doğru bir karar olmayacaktır." diyor.

"Rekabete açılması isteniyorsa sektörün tüm emeklilik şirketlerinin en azından iki tane portföy yönetim şirketi ile çalışma zorunluluğu getirilebilir." önerisi getiren Eraslan, "Böyle bir düzenleme yapılırken belki de fonların performansı ile dönüp portföy yönetim şirketleri ile yapılan sözleşmeleri ilişkilendirmek daha yararlı olacaktır. Sadece bu karadan ötürü bazı emeklilik şirketleri başarılı portföy yönetim şirketleri ile önümüzdeki dönemde çalışamayacaklar." bilgisinin veriyor.

 

-"Bankaların emeklilik şirketleri benchmark getiriyi yakalayamıyor"

Ünlü Portföy Yönetimi tarafından hazırlanan rapor ise ana sahibi bankalar olan emeklilik şirketlerinin yönettiği farklı risk profillerindeki portföylerin son 2 yıldan beri ortalama getirilerine bakıldığında çoğunun takip ettiği spesifik bir benchmark (ölçüt) getiriyi yakalayamadığını ortaya koyuyor.

-"Vahim sonuçlar doğabilir"

Bununla birlikte İş Portföy Yönetimi'nden Eraslan ise Türkiye'de portföy yönetim sektörünün oldukça yeni bir sektör olduğunu iddia ederken firma sayısının da oldukça sınırlı olduğunu belirtiyor. Eraslan, "Ancak emeklilik fonları da bir taraftan çok hızlı büyüyor. Sadece kanuni ya da mevzuatsal düzenlemelerle büyük portföylerin çok da hazır olmayan portföy yönetim şirketlerine verilmesi çok vahim sonuçlar doğurabilir. Buralarda yeterli nitelikte insan kaynağının olmaması, bununla ilgili IT altyapısının olmaması bence çok ciddi sorunlar. Bunların da gözden geçirilmesi, sektörün hazır olduğu zaman belki böyle bir düzenlemeye geçilmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum." yorumunda bulundu.