Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Siyasi operasyonlar nedeniyle bir belirsizlik, bunun bir yansıması olacaktır. Vatandaşımıza maalesef bunun bir yansıması söz konusu. Ama bunun geçici olacağı kanısındayız" dedi.

Şimşek, 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi gerçekleşmelerine ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Mali politikaların büyümeyi desteklediğini belirten Şimşek, gelişmiş ülkelerde 2013 yılında 2012 yılına göre bir toparlanma yaşandığını, bunun bu yıl da devam edeceğini söyledi. Gelişmekte olan ülkelerde büyümenin geçen yıl önemli ölçüde yavaşladığına dikkat çeken Şimşek, küresel ekonominin ise 2014 yılında 2013 yılına göre bir miktar daha güçlü seyredeceğini ifade etti.

Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı AB'deki resesyon, kriz ve sermaye akımlarının zayıflamasına rağmen, ekonominin Orta Vadeli Programda belirlenen yüzde 3,6'yı aşarak muhtemelen yüzde 4 civarında büyüyeceğini bildirdi. Şimşek, şunları kaydetti:

"Türkiye ekonomisi büyüme açısından 2013 yılına baktığımız zaman oldukça iyi bir yıl geçirmiştir karşı karşıya olduğu sorunları dikkate alırsanız. Aslında yüzde 4'e yakın bir büyüme gelişmekte olan ülkelere oranla da yadsınacak bir büyüme değildir. Çin hariç gelişmekte olan ülkelere bakarsanız, geçen sene gelişmekte olan ülkeler yaklaşık yüzde 3,2 civarında büyümüştür. Türkiye'nin yüzde 4 civarında büyüyeceğini dikkate alırsak, Çin hariç gelişmekte olan ülkelere oranla Türkiye'deki büyümenin 0,8 puan fazla yukarıda olduğunu göreceksiniz. Bu da aslında oldukça önemli bir başarıdır. Öyle sıkıntılı bir bölgede, böyle bir dönemde."

- "Temel hedef; yurt içi tasarrufları artırmak, cari açığı aşağıya çekmek"-

Bu yıl yurt içi tasarruf oranlarını artırmak ve cari açığı aşağıya çekmenin temel hedefleri olduğunu bildiren Şimşek, şöyle devam etti:

"2014 yılı için öngördüğümüz büyüme oranı yüzde 4 civarındadır. Son dönemde gerek Amerikan Merkez Bankasının parasal sıkılaşma politikası, ki bunun 2014 yılında hızlanarak devam etmesi olasıdır, 17 Aralık sonrasında başlayan siyasi operasyonların büyümeye yönelik aşağı yönlü riskleri artırdığı ortadadır. Ama yine de büyümede bir yavaşlama olsa da bunun biz geçici olacağı kanısındayız. Çünkü Türkiye'nin temelleri sağlamdır. Biz bu şoku çok daha büyük ölçekte benzer bir şoku, 2008-2009 yılında yaşadık, gördük. O dönem de aslında Türkiye'nin temelleri sağlamdı. Sağlam olmasaydı o krizden rekor düzeyde istihdam yaratarak, çok hızlı büyüyerek hemen bir iki yıl içerisinde kriz öncesi seviyenin üstüne Türkiye ekonomisi çıkamazdı. Bugün de aynı şekilde bir yavaşlama olsa dahi, bu anlamda bir belirsizlik varsa da bunun etkileri muhtemelen geçici olacaktır. Türkiye ekonomisi bu belirsizlikler giderilir giderilmez yoluna devam edecektir."

- "Atıl kapasite varken enflasyonda talep eksenli bir baskı söz konusu olmaz"-

Bakan Şimşek, Türkiye'de geçen yıl iç talepteki güçlü artış, yüksek seyreden petrol fiyatları, bölgedeki jeopolitik gerginlikler ve zayıf dış talebe rağmen aslında altın hariç cari açıkta hiçbir kötüleşme olmadığını, hatta yıllık bazda düştüğünü vurguladı. Geçen senenin, altın ithalatının çok çok arttığı istisnai bir yıl olduğunu belirten Şimşek, kasım ayı verilerine bakıldığında 12 aylık cari açığın 60,8 milyar dolar, net altın ticareti hariç 50,7 milyar dolar olduğuna dikkati çekti. Şimşek, yaklaşık 10 milyar doların üzerinde net altın ithalatı söz konusu olduğunu ve altın hariç cari açıkta 2012 yılına göre son 12 ayda 3,5 milyar dolarlık bir iyileşme görüldüğünü kaydetti.

Şimşek, "Son dönemde Türk lirasında bir değer kaybı yaşanmıştır. AB bir toparlanma sürecindedir. Bütün bunlar cari açığı 2014 yılında olumlu yönde etkileyecektir. Cari açıkta çok ciddi bir daralma söz konusu olabilir. Ayrıca geçen sene biz hem ekimde, hem de yıl sonunda makro ihtiyati tedbirler aldık. Bunlara ilaveten özellikle cari açığa yönelik spesifik mali vergi tedbirleri aldık. Dolayısıyla makro ihtiyati tedbirleri ve spesifik vergi tedbirleri bir arada alırsanız, liradaki değer kaybını, AB'deki toparlanmaya, bütün bunlara bakansanız, cari açıkta ciddi bir iyileşme beklenebilir" diye konuştu.

Türk lirasındaki değer kaybının enflasyona olumsuz şekilde yansıyacak olsa da Türkiye'nin potansiyelinin altında büyüdüğü bir dönemden geçtiğine işaret eden Şimşek, dolayısıyla Türkiye ekonomisinde ciddi bir çıktı açığı, atıl kapasite bulunduğunu, atıl kapasite varken enflasyonda talep eksenli bir baskının söz konusu olamayacağını vurguladı. Şimşek, "Enflasyonda da aslında şu anda speküle edildiği gibi kontrol dışı bir gelişme olmayacak. Yılın belki ilk çeyreğinde, son liradaki değer kaybı nedeniyle enflasyona 1,5 puana yakın bir geçişkenlik söz konusu olabilir. Fakat daha sonraki dönemde ben inanıyorum ki manşet enflasyon aşağıya doğru bir trende girecektir. Çünkü enflasyonun yüksek kalması için hiçbir sebep yoktur" ifadelerini kullandı.

- "Yabancı para cinsinden kredilerin payı 2013 yılında yüzde 27'lere düştü"-

Bakan Şimşek, 2013 yılı temmuz ayında kredi hacmindeki artışın yüzde 38 civarına çıktığını, son haftada yüzde 17'ye gerilediğini bildirerek, bu durumun makro çerçevenin işlediğini gösterdiğini söyledi.

Şimşek, "Siyasi operasyonlar nedeniyle bir belirsizlik, bunun bir yansıması olacaktır. Vatandaşımıza maalesef bunun bir yansıması söz konusu. Ama bunun geçici olacağı kanısındayız" dedi.

Şimşek, sektörler itibarıyla net Döviz pozisyonlarına bakıldığında, bankacılık sektörünün ufak bir fazlası, hanehalkının ise çok büyük bir fazlası bulunduğuna işaret eden Şimşek, kısa vadeye denk düşen reel sektörün döviz pozisyon açığının 14 milyar doların altında bulunduğunu ve bu rakamın da Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın yüzde 2'sinden daha az olduğunu vurguladı. Hem dışarıda, hem içeride yapılan değerlendirmelerin sağlıklı sorgulanması gerektiğini ifade eden Şimşek, toplam krediler içerisinde yabancı para cinsinden kredilerin payının 2012 yılında yüzde 60 iken, 2013 yılında yüzde 27'lere kadar gerilediğini, reel sektöre yönelik değerlendirmelerin de bu çerçevede yapılması gerektiğini dile getirdi.

Türkiye'de dalgalı kur ve rezerv politikası bulunduğunu, bunun ellerini güçlendirdiğini anlatan Şimşek, mali dengelerin hiçbir dönemde olmadığı kadar güçlü kalmaya devam ettiğini kaydetti. Bankacı sektörünün bütün gelişmelere rağmen sağlıklı yapısını koruduğunu ifade eden Şimşek, hanehalkının da bilançosunda ciddi bir bozulma söz konusu olmadığını belirtti.

Birçok vatandaşın altını bir tasarruf aracı olarak ve bankacılık sistemine sokmadan elinde tuttuğunu anımsatan Şimşek, "Gerek altın, gerek döviz mevduatları, gerekse döviz cinsinden diğer varlıklarını dikkate alırsak hanehalkının kurdaki değer kaybından etkilenmesi bu anlamda söz konusu değildir" diye konuştu.

İstihdam verilerine de değinen Şimşek, Türkiye'nin son yıllarda çok yüksek istihdam gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçen yıl 389,4 milyar lira merkezi yönetim bütçe gelirine karşılık, 407,9 milyar lira merkezi yönetim bütçe gideri gerçekleştiğini belirterek, 2013 sonu itibarıyla merkezi yönetim bütçe açığının 18,4 milyar lira düzeyinde olduğunu bildirdi.

Bakan Şimşek, Maliye Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe gerçekleşmelerini açıkladı.

Geçen aralık ayında merkezi yönetim bütçe giderlerinin 49,7 milyar lira, faiz hariç bütçe giderlerinin 47,7 milyar lira olduğunu belirten Şimşek, aralık ayında merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 32,5 milyar lira, genel bütçe vergi gelirlerinin 26,7 milyar lira olarak geçekleştiğini bildirdi.

Bakan Şimşek, bu çerçevede aralık ayında 17,2 milyar lira bütçe açığı, 15,2 miyar lira faiz dışı açık oluştuğunu bildirdi.

- "Çok başarılı bir yılı geride bıraktık"-

Geçen yılın tamamında ise merkezi yönetim bütçe giderlerinin 407,9 milyar lira, faiz hariç bütçe giderlerinin 357,9 milyar lira olarak gerçekleştiğini belirten Şimşek, 2013 yılında 389,4 milyar lira merkezi yönetim bütçe geliri elde edildiğini kaydetti. Şimşek, geçen yıl genel bütçe vergi gelirlerinin de 326,1 milyar lira olarak gerçekleştiğini dile getirdi. Geçen yılsonu itibarıyla 18,4 milyar lira bütçe açığı oluştuğunu bildiren Şimşek, şunları kaydetti:

"Hatırlanacağı üzere 2013 yılı bütçesi yaptığımızda bütçe açık hedefimiz 34 milyar liraydı. Dolayısıyla 2013 yılı bütçe açığı başlangıç bütçe açık hedefine oranla tam 15,5 milyar lira aşağıda gerçekleşmiştir. Bu çok ciddi bir başarıdır. Hatta Orta Vadeli Program'ı (OVP) açıkladığım zaman ekim ayında, ciddi bir şekilde açık hedefini aşağı doğru revize etmiştik. 19,4 milyar lira bükçe açığı öngörmüştük. Bugün baktığımızda revize açık hedefinin 1 milyar lira altında gerçekleşmiştir.

Bu rakamlara baktığınız zaman çok açık ve net bir şekilde Türkiye kamu maliyesi açısından, bütçe performansı açısından son derece başarılı, iyi bir yılı geride bırakmıştır. 2013 yılı bütçesini hazırlarken gayrisafi yurtiçi hasılaya oran olarak merkezi yönetim bütçe açığının yüzde 2,2 olacağını öngörmüştük, bugün gelinen noktada yüzde 1,2 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Bunu OVP'deki milli gelir hesabına göre söylüyoruz. Eğer şu an da rakamların ima ettiği gibi büyüme yüzde 4'e daha yakın bir çerçevede gerçekleşirse bir ihtimal bu oran yüzde 1,1'e kadar inebilir. Uluslararası piyasalarda, merkezi yönetim bütçe açığı ile diğer ülkelerin bütçe açığını karşılaştırmamak lazım. Karşılaştırmamız gereken genel devlet açığıdır ki, merkezi yönetim bütçe açığından daha düşüktür."

-"Güçlü gelir performansı etkili oldu"-

Bakan Şimşek, bu performansta, Türkiye'nin gelir performansının çok daha güçlü olmasının, giderlerin de önemli oranda kontrol altında tutulmasının önemli rol oynadığını belirtti. Yılın son ayında ulaştırmaya, AFAD'a bir miktar ilave kaynak aktarıldığını belirten, Şimşek, "Bizim için önemli olan ülkenin öncelikleri, ama hedefleri de çok güçlü bir şekilde tutturduğumuzu da ifade etmek istiyorum" dedi.

Geçen yıl bütçe giderlerinin bir önceki yıla göre yüzde 12,7 arttığını açıklayan Şimşek, başlangıç gider hedefine göre yüzde 1, revize edilen hedefe göre binde 3 civarında yukarıda gerçekleştiğini kaydetti.

Bütçe gelirlerinin 2013 yılında 2012'ye göre yüzde 17,1 oranında, vergi gelirlerinin de yüzde 17 oranında arttığını dile getiren Şimşek, yılsonu gelir gerçekleşmesine bakıldığı zaman, hedefin yaklaşık 19, 3 milyar lira üzerinde gerçekleştiğinin görüldüğünü, hatta revize hedefin bile 2,3 milyar lira üzerinde olunduğunu söyledi.

Bütün bu rakamların 2013 yılını mali açıdan başarılı kapatıldığını gösterdiğini ifade eden Şimşek, şöyle konuştu:

"Nitekim 2013 yılının sonunda bütçe açığının GSYH'ye oranı 1985' ten beri elde edilen en düşük 3. açık olduğunu ifade etmek istiyorum. Türkiye 1985'ten sonra 3 kez açığı çok düşük düzeye çekmiştir. Bunların üçü de AK Parti Hükümetleri döneminde gerçekleşmiştir. Bu anlamda 2013 yılı da oldukça iyi bir yıldır. AK Parti Hükümetlerinden önce merkezi yönetim bütçe açığı yüzde 11,5'lerde olduğu hatırlanacaktır. Biz bütçe açığını GSYH'ye oran olarak 10 puandan daha fazla düşürmüş oluyoruz. Bu hakikaten Türkiye'nin kazanımlarında büyük bir faktör. Bu, siyasi istikrarın bir sonucu, kararlı uygulanan maliye politikalarının, mali disiplinin sonucu. Bu siyasi istikranın ve maliye politikalarının en önemli sonucu; bugün Türkiye'nin genel devlet açığı düşmüş. Genel devlet açığı belkide yüzde 1 bir miktar altına düşmüştür. Bu OECD ortalamasının neredeyse beşte biridir, OECD ortalaması 4,8 civarındadır."

- "Hizmet bütçeleri yapıyoruz"-

Son 11 yılda kamunun brüt borç stokunun milli gelire oranında 39 puanlık düşürüldüğünü ve yüzde 35'lere gerilediğini söyleyen Şimşek, bütçelerin, hizmet bütçelerine dönüşmesinin bu gelişmenin açık bir sonucu olduğunu dile getirdi.

2002 yılında toplanan vergilerin yüzde 86'sının devletin faiz ödemeleri için kullanıldığını hatırlatan Şimşek, şu anda vergi gelirlerinin yüzde 85'inin hizmet için kullanıldığına işaret etti. Şimşek, vergi gelirlerinin yüzde 23'üne yakınının eğitime ve yüzde 20'den fazlasının da sağlık alanına yönlendirildiğini belirtti.

Geçen yıl faizin vergi gelirlerine oranının yüzde 15'ler civarına düşürdüklerini ifade eden Şimşek, "Bu sene de inşallah yüzde 15'in altına düşer. Dolayısıyla bu anlamda biz, hizmet bütçeleri yapıyoruz" diye konuştu.

- "Siyasi operasyonlara rağmen..."-

Faiz giderlerinin bütçe, vergi gelirleri ve GSYH içindeki payının 1980'li yıllardan bu yana en düşük seviyelerden birisine geldiğini anlatan Şimşek, 2013 yılında 31,5 milyar lira faiz dışı fazla verildiğini ve öngörülerinin 15,5 milyar lira altında gerçekleştiğini söyledi. Milli gelire oran olarak en iyi performanslardan bir tanesinin yaşandığını dile getiren Şimşek, "Hükümet olarak iş başına geldiğimiz günden bugüne kadar özellikle kamu maliyesi alanında titiz olduk" ifadesini kullandı.

2014 yılı bütçesin de bu anlayışla yaptıklarını ve mali disiplini sürdüren gerçekçi tahminlere dayandırdıklarını belirten Şimşek, 2014 yılı bütçesinde gelir artışı hedeflerinin yüzde 4,1 olduğunu anımsattı.

Nominal milli gelirdeki artış beklentilerinin ise yüzde 10'un üzerinde olduğunu kaydeden Şimşek, "Dolayısıyla oldukça ihtiyatlı bir yaklaşım içerisinde olduğumuzu göreceksiniz" dedi.

Kamu maliyesindeki güçlü duruşun Türkiye'nin bir şok ile karşı karşıya geldiğinde manevra alanı sağladığını, para politikasının elini güçlendirdiğini ve ülke riskini aşağı çektiğine dikkati çeken Şimşek, "Bütün bu hengameye, siyasi bir takım operasyonlara rağmen piyasalarımızdan küresel yatırımcı çıkışı son derece sınırlı olmuştur. Çünkü Türkiye'nin temellerine onlar da güveniyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İzmir'deki liman işletmesine yönelik operasyona ilişkin, "İnternet sayfalarında veya tapelerde adı geçen şahıslara veya firmaya uhdemizdeki birimler nezdinde en ufak bir ayrıcalık, menfaat veya kolaylık asla ve asla sağlanmamıştır" dedi. Bürokratlarına da seslenen Şimşek, "Mezardan babam kalksa, gelse ve sizden bir şey talep etse yapmayın" dedi.

Şimşek, Bakanlıkta düzenlediği "Makro Ekonomik Gelişmeler ve 2013 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri" konulu basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, Bakanlıktaki son dönemde yapılan atamaları sorması üzerine Şimşek, bunun bir idari karar olduğunu söyledi.

Şimşek, İzmir'deki liman işletmesine yönelik operasyonda ağabeyinin de isminin geçtiğinin hatırlatılması üzerine, kendisinin de son bir kaç gündür gerek internette gerekse de bugün de bir gazetede bazı haberleri gördüğünü ifade etti.

Bugüne kadar bakanlığı ve ilgili kuruluşlarda mevzuata ve hakkaniyete aykırı kendisinin bilgisi dahilinde hiç bir işlemin yapılmadığını ve yapılmayacağını belirten Şimşek, şunları kaydetti:

"Ben Batman milletvekili seçildim. İlk yaptığım kamuya açık konuşmamda, basının önünde yaptığım konuşmamda şunu demiştim; akrabalarımın üzerinden bana ulaşmaya çalışmayın, bana iş getirmeyin, getirirseniz yapmam. Daha önemlisi bir çok çalışma arkadaşıma demişimdir ki mezardan babam dahi kalksa ve gelse, sizden talepte bulunsa yapmayın. Hatta bu yetmez beni bilgilendirin ki ben gereğini yapayım. Dolayısıyla benim pozisyonum açık ve nettir. Şimdi bu internet sayfalarında veya tapelerde adı geçen şahsa veya firmaya uhdemizdeki birimler nezdinde en ufak bir ayrıcalık, menfaat veya kolaylık asla ve asla sağlanmamıştır. Buna rağmen bu olayı öğrenir öğrenmez ilgili birimlere talimat verdim. Dedim ki bu şahısları inceleyin. Maliye Bakanlığı nezdinde herhangi bir işlem yapılmış mıdır? Ben öğrenmek istiyorum. Bugüne kadar bu şirket ve şahıslar tarafından Gelir İdaresi nezdinde hiç bir uzlaşma yapılmamıştır, hiç bir özelge verilmemiştir. Hatta 2012'den kalma bir talepleri var yerine getirilmemiştir, benim de haberim yok yeni öğreniyorum."

- "Akrabalarımızın bir nüfuz kullanımı söz konusu değildir"-

Operasyona ilişkin iddialarda ağabeyiyle ilgili adı geçen iki kişinin mükellef dahi olmadığının altını çizen Şimşek, bakanlığının birimlerinin görev alanına giren hususlarda söz konusu şirket ve şahıslara ilişkin mevzuata ve hakkaniyete aykırı en ufak iş ve işlem yapılmadığını vurguladı.

Bakan Şimşek, dolayısıyla kendisinin bir yakınının girişiminin de söz konusu olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

"Gelelim oralarda geçen iddialara. Neymiş Malatya'daki İl Özel İdaresine bir feribot satılmış da bunun tahsili için bizim ağabeyimiz buna yardımcı olacakmış. Bana verilen bilgiye göre oradaki ödeme de yapılmamıştır. Demek ki bizim akrabalarımızın bir nüfuz kullanımı söz konusu değildir. Zaten buna ben izin vermem. Buradan yarım yamalak bazı bilgileri bir takım şeyleri bir araya getirip çamur atmak da alçaklıktır. Çünkü bu artık her türlü şeyi aşmış. Bu ülkede bir çamur politikası söz konusu siyasi operasyonlarla. Bizim de bunu kabul etmemiz söz konusu değil.

Benim herhangi bir akrabam kamu vicdanını zedeleyecek yasa dışı iş ve eylem yaparsa ilgili makamlar nezdinde tabi ki cezasını görecektir ve görmelidir de. Dolayısıyla benim hiç bir şekilde bir nüfuz kullanmam söz konusu değildir. Biz buraya hizmet için geldik ve kimsenin mevzuata ve hakkaniyete aykırı bir şekilde bizim birimlerimiz ve bilgimiz dahilinde haksız kazanç elde etmesine biz asla müsaade etmeyiz. Bütün arkadaşlarım burada, tekrar ediyorum ve samimi olarak söylüyorum. Bundan sonraki süreçte de yani mezardan babam kalksa, gelse ve sizden bir şey talep etse yapmayın arkadaşlar. Bu kadar açık ve net."

- "Halkımız bunun bir komplo olduğunu görmeye başladı"-

Türkiye'de son dönemde yaşanan siyasi gelişmelerin ekonomiye etkilerinin sorulması üzerine Şimşek, Türkiye'de son zamanda her gün siyasi amaçlı bir takım operasyonların gündeme geldiğini ifade etti.

Bunların, gerek içerideki gerekse de dışarıdaki yatırımcıyı tedirgin ettiğini belirten Şimşek, şunları kaydetti:

"Bu açık ve net. Bu tedirginlik tüketim kararlarına, yatırım kararlarına ve dolayısıyla bu anlamda büyümeye yansıyacak ama milli irade tecelli edecek. Halkımız bunun bir komplo olduğunu, bunun aslında yolsuzuluk kılıfında bir siyasi darbe ve operasyon olduğunu görmeye başladı. Ben söylemiyorum bunu, anketler söylüyor. Yani ters tepmiştir. Hal böyleyken, milli irade güçlü bir şekilde inşallah mart ayı sonunda tecelli edecek ve bu sorunları bu şekilde aşacağız. Belirsizlik, o zaman ciddi bir şekilde azalacaktır ama bu anketler bile resmi ortaya koyuyor. Vatandaşımız aslında, oldukça bu konularda bilinçli, resmi görüyor, olup biteni çok iyi biliyor, bu da çok önemli. Detaya girmeyeceğim ama resim oldukça açık ve net. Yani yapılan işler, atılan çamurlar, dolayısıyla tutmayacak. Mesela bütçenin son haftasında, bu ilk olaylar çıktığında doğrusu hiçbirimiz bu kadar kapsamlı, bu kadar organize, bir siyasi operasyonu ben şahsen tahayyül edememiştim. Dolayısıyla benim o günkü değerlendirmelerim genel anlamda çok farklıydı. Bugün gelinen noktada ise çok açık ve net olarak bu iş tamamen siyasi operasyona dönüşmüştür. Bunu aşmanın tek yolu milletin güçlü desteğidir. Anketler, milletin güçlü desteğinin devam ettiğini göstermektedir. Biz de gerekeni yapacağız, milletimize hizmet noktasında üzerimize ne düşüyorsa yapacağız."

- "Çözüm sürecine ilişkin bir hazımsızlık var"-

Bunların yanı sıra, tüm uluslararası göstergelerin son 10 yıl içinde Türkiye'de yolsuzluğun çok ciddi bir şekilde azaldığını ve yolsuzlukla mücadelede büyük bir başarı sağlandığını açık ve net olarak ortaya koyduğunu vurgulayan Şimşek, "Zaten olmasaydı, Türkiye bu kadar güçlü bir kalkınmayı, bu kadar hızlı bir gelişmeyi, küresel krize rağmen başaramazdı" diye konuştu.

Küresel yatırımcı sayısının 3-4 binden 36 binlere, küresel doğrudan sermaye girişinin ise 130 milyar dolarların üzerine çıktığını belirten Şimşek, bu rakamların da ülkede reform yapıldığını, şeffaflığın ve öngörülebilirliğin arttığını, Türkiye'nin iyileştiğini gösterdiğini ifade etti. Bakan Şimşek, "Buna karşın Türkiye'nin başarısı içeride de dışarıda da dikkat ve tepki çekiyor. O da anlaşılabilir bir şeydir. Çözüm sürecine ilişkin bir hazımsızlık var. Halbuki çözüm süreci bu ülkenin bekası için çok kritiktir. Vatandaş aslında bunu görüyor ama şu veya bu şekilde başka kılıflar altında bu tür gelişmelere yönelik bir takım tepkiler söz konusu, milletimiz bunu görüyor. Bunu aşmanın şu anda ilave bir makro tepki için çok erken. Önümüzdeki 2-2,5 ayı bu şekilde götüreceğiz ama sonrasında oturup resme bakılacak" ifadelerini kullandı.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 4C'lilerin şu an itibarıyla kadroya alınmasına ilişkin herhangi bir çalışmanın söz konusu olmadığını bildirdi.

Dershanelerin kapatılmasına ilişkin bir soru üzerine Şimşek, Milli Eğitim Bakanlığı'na bir öneride bulunduklarını ifade etti.

Bunun yeni bir konu da olmadığını belirten Şimşek, şunları kaydetti:

"Dedik ki, bir öğrencinin ilkokulda, ortaokulda, lisede devlete maliyetinin ne olduğunu ortalama biliyoruz. Eğer arzu ediyorsanız, özel sektörün payı eğitimde çok düşüktü. Gelin bunu artırmak, atıl kapasiteyi kullanmak için gelin biz bu anlamda da teşvik vermeye razıyız dedik. Yeni bir husus da değil. O çalışmalar 2009 yılında falan yapıldı. Dolayısıyla bizim önerimiz hala böyledir ve bu çerçevede destek vereceğiz. Yani bir öğrenci devlet okullarında olsa maliyeti bellidir, o maliyeti biz karşılayacağız, işin özü bu. Bu dershanelerin okula dönüştürülmesine ilişkin de bir takım ilave teşvikler var. O teşvikler de zaten yatırımın bir parçasıdır."

- "Başkaları istiyor diye para politikamızı ortodoks yaklaşımlar içinde götürmek zorunda değiliz"-

Yabancı sermaye girişini artırmak için faiz desteğine ihtiyaç olup olmadığının sorulması üzerine de Şimşek, makroihtiyati tedbirlerin işlediğini, işleyeceğini söyledi.

"Başkaları istiyor diye illa para politikamızı ortodoks yaklaşımlar içinde götürmek zorunda değiliz" diyen Şimşek, Merkez Bankası'nın başarılı olduğunu ve zor dönemde iyi işler ortaya koyduğunu ifade etti.

Bakan Mehmet Şimşek, "KOBİ'lere kredi ver, ihracatçıya kredi ver ama tüketiciye kredi verirsen daha çok sermaye isteriz" dediklerini belirterek, bu sayede hem kredi hacmini kontrol altına aldıklarını hem de arzuladıkları kalkınmaya yönelik kaynakları kanalize ettiklerini bildirdi.

- "BES'te fon miktarı 25 milyar lirayı aştı"-

Bireysel Emeklilik Sistemi'ne (BES) ilişkin rakamları da açıklayan Şimşek, "Yanlış hatırlamıyorsam, 1 milyon 24 bin kişi ilave sisteme girdi. Bu bayağı ciddi bir rakam. Fon miktarında da 4,7 milyar liralık bir artış söz konusu. Bunlar çok önemli. Bu kadar kurumsal fon birikti ve bu, finansal piyasaların derinleşmesine yardımcı olacak. Bu, şirketlerimizin yatırım yapmak için ilave kaynağa erişimi, Hazinenin daha rahat borçlanabilmesi demek. 3 Ocak itibarıyla toplam katılımcı sayısı 4 milyon 160 bine çıkmış ama bunun 1 milyondan fazlası son 1 yıl içinde olmuş. Toplam fon miktarı da 25 milyar 128 milyon liraya çıkmıştır. Bu da önemli bir başarıdır" diye konuştu.

- "Aldığımız tedbirlerin, Merkez Bankası için sürpriz olmamış olması lazım"-

Bir soru üzerine de aldıkları tedbirlerin Merkez Bankası için sürpriz olmamış olması gerektiğini belirten Şimşek, bu tedbirlerin dar kapsamda ama ilgililerin tamamıyla müzakere edilerek alındığını ifade etti. Şimşek, "Yani Hazinemizle, Kalkınmayla ve Merkezle bunları istişare ettik. Niye? Çünkü bizim hedefimiz sadece bütçe değil. Hedefimiz makro istikrarı, finansal istikrarı sürdürmek, cari açığı, enflasyonu kontrol altında tutabilmek ve bu arada sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlamaktır. Dolayısıyla otomotiv sektörü veya diğer alanlarda aldığımız tedbirlerin hiçbirisinin, bu anlamda ilgilileri açısından sürpriz olmaması lazım. Hatta etki analizini de beraber, ortaklaşa yaptık desek yanlış olmaz"

- 4C'lilerin durumu-

Bakan Şimşek, diğer bir soru üzerine de 4C'lilerin şu an itibarıyla kadroya alınmasına ilişkin herhangi bir çalışmanın söz konusu olmadığını söyledi.

4C'lilerin mali imkanlarını ciddi bir şekilde iyileştirdiklerini ifade eden Şimşek, "Eskiden 10 aya kadar çalışıyorlardı şimdi 12 aya kadar çıkardık, kıdem tazminatı getirdik, yıllık izin, aile yardımı... Maaşlarında en son yüzde 35-40'lar civarında bir artış söz konusu. Dolayısıyla biz mali durumlarında, özlük haklarında çok ciddi iyileşmelere gittik. Şu an itibariyle benim bilgim dahilinde hiç bir yerde bunların kadroya alınmasına ilişkin herhangi bir çalışma yoktur" dedi.

Bakan Şimşek, aynı şekilde taşeron işçilerin de kadroya alınmasının hiç bir şekilde söz konusu olmadığını vurguladı. Şimşek, ancak taşeron işçilerin bir takım haklarının garantiye alınması ve durumlarının iyileştirilmesi noktasında çalışmaların bulunduğunu kaydetti.

- "Yabancı sermaye girişi var"-

Bakan Şimşek, bir başka soruyu yanıtlarken de Türkiye'ye son dönemde bir miktar yabancı sermaye girişinin söz konusu olduğunu, sermaye çıkışının olmadığını söyledi.

Kamu personeliyle ilgili çalışmaları da değerlendiren Şimşek, 2014 yılında toplamda kamuya 74 bin kadro öngördüklerini anımsatarak, bunun zaten 34 bininin hakim ve doktorlarda olduğu gibi atama izni gerektirmediğini anlattı.

Açıktan atama izni verecekleri kadro sayısının 40 bin olduğuna dikkati çeken Şimşek, "Bu 40 binin ufak bir çalışmasını yaptık. Şubat ayında 10 bin öğretmen alımının önünü açtık ve onun iznini verdik. Kalan 30 bine ilişkin çalışmalarımız devam ediyor. Onu da ilk çeyrekte sonuçlandırırız" diye konuştu.

Aralık ayında harcamalarda artış olduğu yönündeki değerlendirmelere de değinen Şimşek, bunun bu yıla özgü olmadığını, bir çok harcamanın hakedişlerinin yılın sonu olduğu için aralık ayına yansıdığını söyledi.

- "Vergi artışları cari açığa yönelik"-

Bakan Şimşek, ocak ayının başında bir kaç tedbir açıkladıklarını, bunlardan otomotivle ilgili olan kısmın büyük oranda cari açığa yönelik olduğunu belirtti.

Önceliklerinin şu anda finansal istikrar ve sürdürülebilirlik olduğunun altını çizen Şimşek, "Oradan gelecek 900 milyon liranın hedefi bütçe değildi. Esas itibariyle oradaki hedef cari açığı kontrol altına almaktır. Cep telefonunda da aynı husus geçirildi" diye konuştu.

- "Şartlar çok değişirse vergiler aşağı, yukarı yönlü oynayabilir"-

Bir gazetecinin, 2014 yılında vergi artışı olup olmayacağına ilişkin sorusuna da Şimşek, "Şu an itibarıyla tedbirlerimizi almış durumdayız. Bütçe ayaklı bir tedbir gündemde değil. Yarın bir gün şartlar çok değişir, vergiler şu veya bu şekilde aşağı veya yukarı yönlü oynayabilir. Biz bu süreci yönetmekle mükellefiz" yanıtını verdi.

Bakan Şimşek, özelleştirme gelirlerine de değinerek, 2013'te hedeflerin tuttuğunu, 2014 yılında da bütçeye aktarılmak üzere 6,8 milyar lira özelleştirme geliri öngördüklerini bildirdi. Türkiye'de son yaşanan gelişmeler öncesinde termik santrallere yoğun bir ilgi olduğunu hatırlatan Şimşek, "Tabi son gelişmeler nasıl yansır, bakacağız. tabi burada önemli olan biz özelleştirmelere bir reform olarak bakıyoruz" dedi.

Şimşek, özelleştirmelere ilişkin yurt dışında bir çalışma yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine de önümüzdeki hafta Londra ve New York'a gideceğini ve muhtemelen 400-500 yatırımcıyla küçük gruplar halinde görüşeceğini ifade etti.

AA