Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

G-20 maliye bakanları bu hafta gerçekleştirdikleri zirvede, Fed’in faiz oranlarında yapacağı olası artırımlardan kaynaklanabilecek “negatif etkileri minimal hale getirmesi” yönünde değerlendirmelerde bulundular. Ancak 9 trilyon doları es geçtiler.

Söz konusu miktar, ABD dışında dolar cinsinden banka dışı kredi alanların borçlarını gösteriyor ve Bank for International Settlements’a göre bu miktar finansal kriz döneminden bu yana yüzde 50 yükseldi. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) beklentilerle doğru orantılı olarak bu yıl faizlerde 2006’dan bu yana ilk artırımı gerçekleştirmesi, şirketler ve hükümetler için borçlanma maliyetlerinin artması ve dolardaki yükseliş ile birlikte hali hazırda zayıf olan küresel toparlanmaya yönelik riskleri artırabilir.

Dolar borcu, Fed tarafından yapılacak sıkılaştırmanın dünya ekonomisini nasıl dalgalandıracağına yönelik sadece bir örnek. Kanada ve Hong Kong’daki konut piyasalarından, Çin ve Türkiye’nin içine ve dışına sermaye akışlarına pek çok alanda etkilenecek. Ancak soru etkinin görülüp görülmeyeceği değil, etkinin ne kadar büyük olacağı ve nereyi en sert vuracağı ile ilgili.

New York’taki Standard & Poor’s baş ekonomisti Paul Sheard, “Likidite koşulları küresel olarak sıkılaşmaya başlayacak. Gelişen piyasalar oyundaki tek aktör olmayacak. ABD ekonomisinin daha güçlü şekilde büyümesi, ayrıcı daha yüksek faiz oranları sunması ve sermaye üzerindeki getiri ile dünya genelinde yeni yatırım fırsatları için yarışılacak” dedi.

Fed’in sıkılaştırmaya başlaması, Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) ülke tahvili satın alımı yapması ve Japonya’nın rekor seviyedeki teşviki genişletmesi ile doların yükselişi sürdürmesi bekleniyor. New York’taki JPMorgan Chase & Co.’nun kıdemli ekonomistlerinden Joseph Lupton, “Güçlü dolar, Fed’in sıkı politikası etkilerinin dünya genelinde hissedilmesinin ana kanalı olacak. Avrupa ve Japonya gibi gelişmiş ekonomiler için güçlü dolar bence pozitif olacak. Çünkü para birimleri aşağı yöneliyor ve bu ekonomilerini destekliyor. Gelişen piyasalar için ise biraz daha farklı bir durum söz konusu çünkü zincirleme bir etki yaratabilir. Volatilite para birimlerinde aşağı yönlü baskı yaparken bunun enflasyondaki yansımaları arzu edilemeyebilir” dedi.