Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Temmuz ayı Para Politikası Kurulu toplantısı  ve faiz kararı bekleniyor. TCMB'nin, kurdaki oynaklığa ve artan tansiyona rağmen, hükümet kurulmadan önce bir hamle yapması beklenmiyor.

BloombergHT.com'a konuşan TD Securities Gelişen Piyasa Stratejisti Cristian Maggio, toplantıda herhangi bir adım atılmasını beklemediğini, söyledi. MB'nin Haziran'daki seçime kadarki süreçte yükselen döviz kurlarına ve enflasyona karşı önlem aldığını kaydeden Maggio, piyasaların yakın zamanda yaşanabilecek gelişmelere karşı tedirgin olduğunun görüldüğünü söyledi. Son dönemde hafifleyen enflasyon baskısının baz etkisinden kurtulunca yeniden gündeme gelebileceğini ifade eden Maggio sözlerini şöyle sürdürdü:

"Riskler yüksek faize işaret ediyor. Fed'in faiz artışı da bu açıdan bakıldığında en önemli tehlike olarak karşımıza çıkıyor. Siyasi belirsizlik de bir etken. Koalisyon görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlanır ve erken seçim çağrısı yapılırsa, TCMB faiz artırmak zorunda kalabilir."

Faiz kararını BloombergHT.com için değerlendiren Capital Economics Gelişen Piyasalar Kıdemli Ekonomisti William Jackson da Merkez Bankası'nın yarın bir hamle yapma ihtimalinin oldukça düşük olduğunu söyledi. Enflasyondaki düşüş ve kurun bir nebze dengelenmesi sayesinde faiz artışı baskısının hafiflediğini ifade eden Jackson "TCMB'nin kullanacağı dilde de fazla değişiklik beklemiyorum" diye konuştu.

Piyasalardaki dalgalanmaların sürebileceğini ifade eden uzmanlar, Merkez Bankası'nın siyasi belirsizliğin arttığı bir dönemde adım atmayacağını düşünüyorlar.

- TCMB bu yıl ne yaptı?

TCMB, 20 Ocak'taki PPK'da yüzde 8,25 olan politika faizini yüzde 7,75'e indirmişti. Geçtiğimiz yılın Haziran ayından sonraki 6 aylık sürede yüzde 50'ye yakın düşüş yaşayan petrol fiyatlarının enflasyon görünümüne olumlu katkı yapması bu indirim sürecini tetikleyen en önemli faktör olmuştu. TCMB daha sona 27 Ocak'ta bir açıklama yaparak, enflasyonun bir yüzde puanından fazla düşüş göstermesi halinde olağanüstü toplantı gerçekleştirilerek faiz indirimi kararı verilebileceğini ifade etmişti. Ancak bunun üzerine Dolar/TL 2,37 seviyelerine kadar yaklaşmıştı. Bir hafta sonra 3 Şubat'ta enflasyondaki düşüşün beklentinin altında kalması sonrası, olağanüstü toplantıya gerek kalmadığı açıklandı.

Bu tarihlerde Dolar/TL'nin sert şekilde yükselmesinin bir başka sebebi de, Merkez Bankası'na ilişkin siyasi tartışmalar olmuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın faizlerin daha hızlı bir şekilde indirilmesi gerektiğini defalarca dile getirmesi, Türk lirasının sert şekilde değer kaybettiği döneme denk gelmişti. Kur 27 Ocak'ta başladığı sert yükselişle birlikte 24 Şubat'ta gelen ikinci faiz indirimine dek 2,35 seviyelerinden 2,47'ye kadar çıktı. TCMB bir haftalık repo faiz oranını 24 Şubat'ta yüzde 7,75'ten yüzde 7,50'ye çekti. Ancak faiz indirimleri, ABD ekonomisinin 2014 ortalarından 2015'in başına dek istihdam piyasası ve büyüme gibi noktalarda ciddi şekilde toparlanma sürecine girdiğini gösteren veriler sayesinde ralli yapan Amerikan doları karşısında TL'nin değer kaybını hızlandırdı. Şubat sonlarında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve MB Başkanı Erdem Başçı'nın istifa edeceği yönündeki iddiaların artması ile birlikte TL ciddi şekilde gerilemeye devam etti. Dolar 5 Mart itibariyle TL karşısında 2,60 ile tarihin en yüksek seviyesine çıktı ve yıl başından bu yana yükseliş yüzde 11,6'yı buldu.

Faiz indirimlerine Mart'ta ara verildi

Dolar/TL'deki sert yükseliş ve petrol fiyatlarının yeniden toparlanması, enflasyon görünümünde ciddi bozulmaya yol açtı ve TCMB, Mart ayında faiz indirimlerine ara verdi. Dolar/TL'de rekor seviyelerin genişleyerek 2,75'lere dayanması ile birlikte Nisan ayında da faiz değişikliği yapılmadı. Bunun aksine döviz kurlarındaki yükselişe karşı önlem olarak TL karşılıklara faiz ödenmesine ve döviz depo faiz oranlarının indirilmesine karar verdi. MB, 2 Mayıs'ta ise son önlem olarak yabancı para zorunlu karşılıklara faiz ödeyeceğini açıkladı. Merkez Bankası'nın enflasyon konusunda başını ağrıtan bir diğer konu da gıda fiyatlarının ciddi şekilde yükselmesi oldu. Ocak ayında yüzde 7,2'ye kadar düşen TÜFE, Şubat'ta yüzde 7,5, Mart'ta ise yüzde 7,61 oldu. TCMB en son enflasyon raporunda ise bu durumu göz önünde bulundurarak, yıl sonu TÜFE beklentisini yüzde 5,5'ten yüzde 6,8'e çıkarmak zorunda kaldı.

BloombergHT.com Editörü
Enes Tunagür
etunagur@bloomberght.com