Advertisement
EKONOMİK VERİLER VE GÜNDEM ABONE OL

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, temmuzda ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13 gerileyerek 10 milyar 857,5 milyon dolar oldu.

TİM, 2015'in temmuz ayına ilişkin ihracat verilerini açıkladı.

Buna göre, temmuz ayında ihracat bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 13 azalarak 10 milyar 857 milyon 507 bin dolar düzeyinde gerçekleşti. Böylece Türkiye'nin bu yılın yedi ayında ihracatı yıllık bazda yüzde 8,8 düşüşle 84 milyar 369 milyon 679 bin dolara indi. İhracat, 2014'ün ocak-temmuz döneminde 92 milyar 540 milyon 392 bin dolar düzeyindeydi.

Son 12 aylık ihracat ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,9 azalarak 148 milyar 567 milyon 878 bin dolar oldu.

Temmuz ayında en fazla ihracat yapılan 5 ülke; Almanya, İngiltere, Irak, ABD ve İtalya şeklinde sıralandı

Otomotiv endüstrisi, temmuz ayında 1 milyar 644,3 dolarla en fazla ihracatın gerçekleştirildiği sektör oldu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, 2015'in temmuz ayında 1 milyar 644 milyon 332 bin dolarlık ihracata imza atan otomotiv endüstrisi, bu sonuçla en fazla ihracatın gerçekleştirildiği sektör oldu.

Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü 1 milyar 497 milyon 48 bin dolarlık ihracatla ikinci sırada yer alırken, bunu 1 milyar 322 milyon 393 bin dolarlık ihracatla kimyevi maddeler ve mamülleri sektörü takip etti.

Bu yılın temmuz ayında Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 82,4'ünü gerçekleştiren sanayi grubunda, yıllık yüzde 15,1'lik azalışla 8 milyar 948 milyon 207 bin dolarlık ihracat yapıldı.

Bu dönemde toplam ihracatın yüzde 14,1'ini oluşturan tarım grubunda, geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 0,4'lük artışla 1 milyar 534 milyon 882 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Toplam ihracattan yüzde 3,4 pay alan madencilik grubu ihracatında yüzde 7,4 düşüş yaşandı ve ihracat 374 milyon 418 bin dolara indi.

Sanayi mamullerinde de en büyük pay otomotiv endüstrisinin

Sanayi sektörü alt başlığında temmuz ayında toplam ihracattan yüzde 62 pay alan sanayi mamulleri ilk sırada yer aldı. Sanayi mamullerinde en büyük paya yüzde 15,1 ile otomotiv endüstrisi sahip oldu.

Bu dönemde en fazla ihracat artışını yüzde 44,9'la fındık ve mamulleri, yüzde 23,1'le mücevher ve yüzde 21,9'la da gemi ve yat elde etti. Yıllık bazda ihracat yüzde 43,8 ile en fazla savunma ve havacılık sanayi sektöründe azalırken, bunu yüzde 29,7 ile deri ve deri mamulleri takip etti.

Temmuz ayında en fazla ihracat yapılan 5 ülke sırasıyla Almanya, İngiltere, Irak, ABD ve İtalya oldu. Almanya'ya ihracatta yıllık bazda yüzde 17,9 düşüş yaşanırken, İngiltere'ye ihracatta yüzde 10,2 ve İtalya'ya ihracatta yüzde 2 gerileme görüldü.

Aynı dönemde Irak'a yapılan ihracat 13 aylık düşüşten sonra ilk kez yükselirken, yüzde 5,4'lük artış kaydedildi. Öte yandan, ABD'ye ihracatta da temmuzda yüzde 15,8'lik yükseliş gözlendi.

TİM Başkanı Büyükekşi: "Euro/Dolar paritesinin ihracata olumsuz etkisi temmuz ayında 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşirken, ilk 7 ayda bu rakam 8 milyar doları geçti"

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, avro/dolar paritesinin ihracata olumsuz etkisinin temmuzda 1,2 milyar dolar olduğunu, bu rakamın ilk 7 ayda ise 8 milyar doları aştığını bildirdi.

Büyükekşi, temmuz ayı ihracat rakamlarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin son günlerde zor bir dönemden geçtiğini belirterek, son dönemde yaşanan gelişmelere işaret etti.

Geçen ay Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde tüm Türkiye'yi derinden etkileyen bir terör saldırısı gerçekleştiğini anımsatan Büyükekşi, "Bu olayların ardından polisimize, askerimize kurulan hain pusular yüzünden bir kere daha sarsıldık. Her türlü terör girişimini kınıyor, şiddeti lanetliyoruz. Suruç başta olmak üzere, bugüne kadar terör olaylarında hayatlarını kaybetmiş tüm vatandaşlarımıza ve güvenlik güçlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve halkımıza başsağlığı diliyoruz" ifadelerini kullandı.

Büyükekşi, Türkiye'de huzur, hoşgörü, birlik ve beraberlik ortamına yakışacak şekilde yaşamanın herkesin ortak arzusu olduğunu aktararak, şunları kaydetti:

"Ülkemizin ilerlemesine, başarısına ve dünyada önemli bir yer edinmesine katkıda bulunmak, her bir vatandaşımızın emeğidir ve gururudur. Buna ters düşecek yaklaşımlara karşı durmak ortak sorumluluğumuzdur. Türkiye'deki istikrarın korunmasına, ekonomik büyümenin devamına ve demokrasimize kasteden tüm saldırıların karşısında olduğumuzu tekrar belirtmek istiyoruz. Her zaman olduğu gibi bu kötü günlerin üstesinden de millet olarak hep birlikte geleceğimize inanıyoruz."

"Türkiye'nin önceliği istikrarın korunması"

Türkiye'nin daha önce olduğu gibi ekonomi gündemine odaklanması gerektiğini vurgulayan Büyükekşi, ihracat odaklı büyüme ve üretim politikasının sürdürülerek yeni bir başarı öyküsüne ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.

Büyükekşi, üretim ile reel sektörün daha fazla desteklenerek, ihracatta da yeni pazarlara odaklanarak yıllık büyüme hızının yüzde 3 seviyesinden, yüzde 5 ve üzerine çıkarılması gerektiğini dile getirdi.

Bunun yolunun da inovasyon, Ar-Ge, tasarım ve markalaşmanın ön plana çıkarılması ve dijital dönüşüme hızla adapte olunmasından geçtiğini savunan Büyükekşi, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Dünya ekonomisi 2015 yılını büyüme hızında bir miktar kayıpla sürdürüyor. Bu gelişmede özellikle, gelişen ekonomilerin tempo kaybı etkili. Gelişmiş ekonomilerdeki toparlanma da yavaş seyrini koruyor. Bu doğrultuda, Uluslararası Para Fonu (IMF) temmuzda yayınladığı bir raporda, gerek gelişmiş gerekse gelişen ekonomilere dair 2015 beklentilerini aşağı yönlü revize etti. Bununla birlikte, her iki ülke grubunda da 2016 yılında ekonomik hızın güçleneceği beklentisi korunuyor.

Yunanistan ile AB, IMF ve kreditörler arasında yeni bir yardım ve borç programı uygulanması konusunda uzlaşma sağlanmasını bölge dinamikleri ve ticaretimiz açısından güzel bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Yunanistan sorununun bir iflas veya avrodan çıkışla sonuçlanmaması AB'deki iyileşmeyi destekliyor. AB'deki büyüme ve iyileşme de ihracatımız için büyük önem taşıyor. Dolayısıyla bu beklentiler, geleceğe yönelik ümitlerimizi yeşertiyor."

"İran anlaşması Türkiye için önemli fırsatlar barındırıyor"

Büyükekşi, İran ile nükleer müzakerelerin barışçıl bir çözüme kavuşturulmasının tüm dünyanın güvenliği için önemli bir gelişme olduğunu belirterek, ayrıca bunun sadece İran'ın değil tüm bölgenin dış ticaretini güçlendireceğini kaydetti.

İran'ın dünyayla bütünleşmesinin bölgede siyasal risklerin azalmasının yolunu açacağını, böylece tüm bölgeye yatırımlar artarken bölgenin dış ticaretinin de gelişeceğini anlatan Büyükekşi, şöyle devam etti:

"Bu bağlamda İran ekonomisinde, bilhassa turizm, enerji, bankacılık, petrokimya, telekomünikasyon, ulaştırma ve otomotiv sektörlerinde büyük çaplı yatırımlar ve dönüşümler yaşanmasını ve dolayısıyla İran'ın altyapısının yenilenmesinde ve geliştirilmesinde büyük fırsatların doğmasını bekliyoruz. Bu anlaşmayla İran'a yaptırımların kademeli olarak kalkmasını, İran Riyali'nin istikrara kavuşmasını ve ülkenin uluslararası bankacılık sistemine entegrasyonunun kolaylaşmasını bekliyoruz. Bu durumundan en fazla yarar sağlayacak ülke ise bu fırsatı iyi değerlendirdiği takdirde Türkiye olacak. İran'la ticaret hacmimizin yıl sonunda 16 milyar dolar, 2016 itibarıyla da 35 milyar dolara yükselmesini bekliyoruz."

Büyükekşi, diğer taraftan diğer uluslararası firmaların da İran'a ilgisinin artacağını, dolayısıyla ticaret ve yatırımlar konusunda önemli bir rekabet ortamıyla karşılaşılabileceğine dikkati çekti.

Bu nedenle oluşacak rekabet ortamında, ihracatçıların ve yatırımcıların cesur adım atmasının önemli olduğunu kaydeden Büyükekşi, "Bu amaçla da biran önce İran ile ilişkilerimizin geliştirilmesi için çalışmalarımızı hızlandırmamız gerektiğini düşünüyoruz" ifadesini kullandı.

"Çin ile yerel parayla dış ticaretin geliştirilmesine sıcak bakıyoruz"

Mehmet Büyükekşi, hassas dış dengelerin ve sanayileşme stratejilerinin kritik önem kazandığı bu dönemde, krizler kadar fırsatlar ve yeni politikaların tüm dünya ekonomileri tarafından değerlendirildiğini ifade etti.

Bu noktada proaktif davranarak TL'nin global ölçekte daha etkin bir rol oynaması için Çin'le yapılacak yuan-TL anlaşmasının önemli olduğunu belirten Büyükekşi, "Bu bağlamda İran ve Rusya örneklerinde olduğu gibi Çin'le de yerel parayla dış ticaretin geliştirilmesine sıcak bakıyoruz" değerlendirmesini yaptı.

Büyükekşi, tüm küresel konjonktüre baktıklarında aşağı yönlü risklerin hala geçerliliğini koruduğunu vurgulayarak, şunları aktardı:

"Bu risklerin başında özellikle dünya mal ticaretindeki gerileme, düşük emtia fiyatları ve avro/dolar paritesindeki düşüş gelirken, ihracatımız da bu gelişmelerden son derece olumsuz etkileniyor. Dünya ithalatında yılın ilk yarısında ortalama yüzde 13,8'lik gerileme yaşandı. En fazla ihracat yaptığımız Almanya'nın yılın ilk 5 ayındaki ithalatı dolar bazında yüzde 17 gerilerken, İtalya'nın yüzde 16, Fransa'nın yüzde 19, İspanya'nın yüzde 16, Rusya'nın yüzde 39, Çin'in yüzde 17, Hollanda'nın yüzde 20 ve Fas'ın da yüzde 23 düştü."

Diğer taraftan, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artışı beklentisiyle doların güçlenmesinin emtia fiyatlarında gerilemeye yol açtığına dikkati çeken Büyükekşi, düşen emtia fiyatlarının da birim fiyatları aşağıya çektiği bilgisini verdi.

Bu nedenle ihracatçıların aynı ürünü daha düşük fiyata satmak zorunda kaldığını, düşük fiyatların ihracata değer bazında kayıp olarak yansıdığını aktaran Büyükekşi, "İhracatçılarımız bu konjonktürde kilogram bazında ihracatını artırıyor. Temmuz ayında tarım ve sanayi sektörlerimizin kilogram bazlı ihracatı yüzde 4,1, ilk 7 ayda ise yüzde 2,5 artış gösterdi. Bu da birim fiyatlarının düştüğü, dünya ithalatının gerilediği bir ortamda Türkiye'nin daha fazla ihracat yaptığını ve dünyada pazar payı kazandığını gösteriyor" yorumunu yaptı.

"Eylülden itibaren değer bazında ihracat toparlanacak"

Büyükekşi, uzun bir süredir euro/dolar paritesi üzerinde Fed'in faiz artırım sürecinin etkili olduğunu belirterek, "Paritenin ihracata olumsuz etkisi temmuz ayında 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşirken, ilk 7 ayda bu rakam 8 milyar doları geçti. Biz sene başında paritenin ihracatımıza olumsuz etkisinin tüm yıl için 8 milyar dolar olabileceğini tahmin etmiştik. Yıl başında tahmin ettiğimiz rakama 7 ayda ulaştık. Eğer parite geçen yılki seviyelerinde kalsaydı, ilk 7 ayda ihracatımız geçen yılla aynı seviyede olacaktı" ifadelerini kullandı.

Euro bazında bakıldığında AB'ye ihracatın temmuzda yüzde 6,9, ilk 7 ayda ise yüzde 7,2 artış gösterdiğine işaret eden Büyükekşi, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kilogram bazında baktığımızda AB'ye ihracatımızın temmuzda yüzde 7,4, ilk 7 ayda ise yüzde 1,4 arttı. Dolayısıyla ihracatımız, doların tüm dünyada değerlenmesine paralel değer kaybetmiş görünse de kilogram ve avro bazında değerlere baktığımızda ihracatımızın görünenden daha iyi bir konumda olduğunu görüyoruz. Buradan yola çıkarak eylül ayından itibaren değer bazında da ihracatın toparlanacağını tahmin ediyoruz."

AA