Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Kocherlakota'nın değerlendirmeleri şöyle;

ABD ekonomisinin istikrarlı iyileşmesi, bir çok kişinin Fed'in bu yıl faiz indirerek teşviklerini geri çekmeye devam etmesi gerektiği sonucuna varmasını sağladı. Ben katılmıyorum: Enflasyon baskıları düşükken, Fed'in insanların tekrar iş bulabilmesi için yapabilecekleri ve yapması gereken bir çok şey var.

Demek istediklerimin anlaşılması için 3 veriye bakılabilir. İlk veri 25 ila 54 yaş arasındaki nüfusta çalışanların payı. Bu yaş grubuna odaklanarak ikinci dünya savaşı sonrasında doğum oranındaki ani artışın yaşandığı ve emekliliğe yaklaşan jenerasyonu saf dışı bırakmış oluyoruz.

2007 ila 2010 arası, istihdamın nüfusa oranı bu grupta sert biçimde düşüyor. 2006'da yüzde 80 seviyesindeki bu oran 2009'da yüzde 75 düzeyine geriliyor. 2014'e kadar düşük kalan oran bazı ekonomistlerin, ABD'nin yeni bir düşük istihdam "normali"ne ulaştığını düşünmesine neden oluyor. Ancak, geçtiğimiz 2.5 yılda bu oran sert biçimde artarak Mart 2016'da yüzde 78 seviyesine ulaşıyor ve istihdamın tekrar toparlanabileceğine dair bir umut oluşmasına neden oluyor.

Bu iyi bir veri olsa da, gelişim oranı beni çok az etkiledi. İstihdamın nüfusa oranı gelecek 39 ayda 2 yüzdelik puan daha iyileşse de hala 2007 seviyesinin gerisinde kalıyor. Bu da daha iyi bir iyileşmenin gerçekleşmesi için parasal teşviklerin artırılması gerektiğini gösteriyor. 

Ancak, para politikası teşvikleri de maliyetsiz değil. ABD'nin 1960'lar ve 1970'lerde öğrendiği gibi, kolay para enflasyonun ve enflasyonist beklentilerin yükselmesine neden olabilir ki bu durumun terse çevirilmesi için acı önlemler gerekebilir.

Ancak, şimdilik enflasyon konusunda rahatsız edici sinyaller yok. Örnek olarak Fed'in tercih ettiği fiyat göstergesinde son 10 yıldaki yıllık artışları göz önüne alalım. Fed'in hedefi enflasyonu yüzde 2'ye yakın bir seviyede tutmak. Ancak enflasyon 2012'den bu yana bu seviyenin altında seyrediyor. En gözle görülür yükseliş 2011'de petrol fiyatlarındaki geçici artış sayesinde oluyor. Gıda ve enerji fiyatlarındaki geçici ve volatil hareketleri arındıran "çekirdek" enflasyon göstergesi, 2011-2012'deki bir kaç ay hariç 2008'den bu yana yüzde 2'nin altında kaldı.

Ancak, 60'lar ve 70'lerdeki gerçek problem insanların ve işletmelerin enflasyon beklentilerindeki artıştı. Şirketlerin fiyatları artırmasıyla ve insanların bu artışa karşılık olarak daha yüksek ücret talep etmesiyle, bu beklentiler kendi kendini tetikleyen bir hal alma eğilimi taşıyor.

Bugün de benzer bir tehlike ile mi karşı karşıyayız? Finansal piyasa verileri öyle olmadığını söylüyor. Örneğin, ABD devlet tahvili fiyatlarına bakacak olursak, traderlerin 5 yıl sonra 5 yıllık dönemde ortalama enflasyon oranı beklentilerini gösteren grafikte, enflasyonun yukarı yönelmekten çok ötede olduğu ve 2014 ortasından bu yana yatırımcıların uzun vadeli enflasyon değerlendirmelerinde kaygı verici bir düşüş olduğunu görüyoruz.

İncelenen 3 veri de aynı sonuca varıyor: Para politikası yetkilileri genişlemeci adım arayışında olmalı sıkılaştırma değil. Fed, faizleri normalleştirmeye ilişkin hayali bir ihtiyacı tatmin etmek yerine, istihdam ve enflasyonu tekrar normale döndürmek için gerekeni yapmalıdır.