Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, et fiyatlarında hiç gereği yokken birkaç lira artış olduğunu belirterek, "Ortada spekülatörler var. Fiyatı yükseltmek için piyasadaki 500 veya bin hayvanı yüksek fiyattan topluyor, fiyatı yükselttikten sonra kendi 10 bin hayvanını piyasaya sürüyor uyanık adam... Bunların maliye açısından canlarını yakacağız." dedi.

Bakan Çelik, Bloomberg HT'nin düzenlediği Tarım Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, 15 yılda tarıma 90 milyar liralık destek sağladıklarını bildirdi.

Milli Tarım projesini hayata geçirdiklerini belirten Çelik, Türkiye'yi 941 havzaya ayırdıklarını ve havza bazlı desteklere geçildiğini söyledi.

Bu kapsamda hangi havzada hangi ürünün ekileceğini belirlediklerini, ayrıca buralarda 16 bin personeli işletme bazlı sorumlu hale getirdiklerini anlatan Çelik, 7 bin 500 işletmeyle her gün düzenli görüştükleri bilgisini verdi.

Çelik, tarım desteklerinde 12 aylık karmaşık modeli değiştirerek, ekim ve hasat zamanı olmak üzere iki dönemde destek ödemelerinin yapılmaya başlandığını aktardı.

Tarımda verimi artırmak amacıyla desteklerden yararlanmak için 2018 itibarıyla sertifikalı tohum kullanma zorunluluğu getirdiklerini ifade eden Çelik, basınçlı damlama ve yağmurlama sulamasına yüzde 50 destek verdiklerini söyledi.

Çelik, tohumculuğun geliştirilmesi konusundaki çalışmalarına değinerek, "Önümüzdeki cuma günü İzmir'de Birinci Yerel Tohum Buluşması'nı gerçekleştiriyoruz. Yerli tohuma sahip çıkıyoruz. Ama verim açısından sertifikalı tohumu da mutlaka değerlendirmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

- "(Et fiyatlarındaki artış) Spekülatörlerin canın yakacağız"

Hayvancılıkta da yerli üretimi destekleme modeline geçtiklerini vurgulayan Çelik, "Et meselesini dert meselesi olmaktan çıkaracağız. 'Bütün işleri bıraksak da acaba hayvancılık mı yapsak?' diyebileceğiniz son derece önemli destekler var." diye konuştu.

Bakan Çelik, et fiyatlarıyla ilgili son günlerdeki tartışmaya değinerek, şunları kaydetti:

"Bu referandum süreciyle uğraşırken, arada baktık ki hiç gereği yokken et fiyatlarında birkaç lira artış söz konusu oldu. Karkas olarak 24 lira, 24,50’ye kesilen hayvanların bir anda 27 liraya falan kesilmeye başlandığını gördük. Et ve Süt Kurumunun görevi piyasa regülasyonudur. Bu görev çerçevesinde, sütte nasıl Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği fiyatın altına indiği an müdahale alımları yapıp süt tozuna dönüştürüyorsak, aynı şekilde ette de siz hiç gereği yokken bu süreçten yararlanarak gereksiz ve anlamsız bir artış yaparsanız Et ve Süt Kurumu devreye girer. Girdik ve dedik ki 22,5 liraya karkas et veriyoruz kasaplara. Enteresandır kasaplar itiraz ediyor. Yahu sana ucuz et veriyoruz, niye itiraz ediyorsun? Bırak bu itirazı başkası yapsın. 27 liraya alacağına, sana 22,5 liraya veriyoruz. Neye itiraz ediyorsun.

Bu müdahale piyasayı regüle etme açısından Et ve Süt Kurumunun asli görevidir. Yoksa Et ve Süt Kurumu şu anda 23,80’den hayvanı alıp kesimini yapıyor. O devam ediyor. Bizim üreticiyi mağdur etme gibi, üreticinin elindeki hayvanı görmezlikten gelme gibi bir yaklaşımımız yok. Biz onu destekliyoruz. 'Ahırını doldur, hayvan varlığını artır, biz yanındayız.' diyoruz. Ama ortada spekülatörler var. 10 bin hayvanı var, fiyatı yükseltmek için piyasadaki 500 veya bin hayvanı yüksek fiyattan topluyor, fiyatı yükselttikten sonra kendi 10 bin hayvanını piyasaya sürüyor uyanık adam... Bunların maliye açısından canlarını yakacağız. Buna hakları yok. Keyfi uygulamalara müsaade etmeyeceğiz.”

- "Esnafın kullandığı limit ve faizdeki krediyi çiftçiye kullandırmıyoruz?"

Faruk Çelik, 2018'den itibaren tarım alanlarının kuraklık da dahil tüm yönleriyle TARSİM sigorta kapsamına alınacağını ifade etti.

Çelik, 3,5 milyon tonluk lisanslı tarımsal ürün depo yapımlarının devam ettiğini belirterek, bunun 1 milyon tonluk kısmının gelecek yılın ağustos ayına yetişeceğini ve mevcut 650 bin tonla birlikte ilk etapta 1 milyon 650 bin tonluk kapasitenin hazır olacağını dile getirdi.

Bakanlık olarak tarımsal ürünlerin dünyaya pazarlanması konusunda öncülük edeceklerini kaydederek, gıdada da katma değeri yüksek, kaliteli ve markalı ürünlerin öne çıkması gerektiğini söyledi.

Çelik, "Esnafın kullandığı limit ve faizdeki krediyi niye biz çiftçiye kullandırmıyoruz? Çiftçiye gelince yüzde 8'lerde, 11'lerde, esnafa gelince yüzde 5'lerde... Esnaf da bizim, çiftçi de bizim. Kredi ve faiz limitleriyle ilgili yol almamız gereken daha çok hususlar var." değerlendirmesinde bulundu.

Çelik bugün dünyada 800 milyon aç, 1 milyar yoksula karşın 600 milyon aşırı kilolu insan bulunduğunu belirterek, 39 ülkede gıda, 80 ülkede de su kısıtı olduğunu ifade etti.

Dünyada 1,3 milyar ton gıdanın israf edildiğine işaret eden Çelik, bu gıdanın 3'te 1'i tasarruf edilse açlık sorunu olmayacağını dile getirdi.

Çelik, "Bir tarafta sefalet, bir tarafta sefahat anlayışı hakim durumda. Bu kara tablonun müsebbibi kemirenler, sömürenler, semirenler ve emperyalist anlayışa sahip olanlardır. Amaç sadece kazanmak olunca ve insani değerler gözetilmeyince dünya ve insanlığın felaketine sebep olursunuz." diye konuştu.

Dünyadaki tahıl stoklarının 500 milyon tonu aştığını belirten Çelik, "Bir tarafta stok var, bir tarafta ise açlık sorunu yaşanıyor. Sorun aslında gelir dağılımındaki adaletsizlikte. Bu sürdükçe sorunların üstünden gelmek mümkün olmayacak." ifadelerini kullandı.

Çelik, bereket dolu dünyanın aç karınları doyurduğunu ama açgözlülüleri doyuramadığını ifade ederek, "Sözüm ona çağdaş dünya 'Terörist misiniz?', kucak açıyor; 'Darbeci misiniz?', kucak açıyor; 'Aç mısınız?', ölüver gitsin diyor. Dünyanın hali maalesef bu. Daha dün Ege'de yine 10 ceset kıyaya vurdu. Daha önce Türkiye bu önlemleri tek başına almamış olsa ne cesetler kıyıya vuracaktı." yorumunu yaptı.

- "Önümüzdeki savaşlar su ve gıdaya erişim savaşları diye tanımlanabilir"

Bugün 7 milyar olan dünya nüfusunun 2050'de 10 milyara yaklaşacağını aktaran Çelik, mevcut tarımsal hasılanın üzerine yüzde 60'lık ilave bir hasıla gerçekleşmezse bugün 2 milyar olan yoksullukla mücadele eden insan sayısının 2'ye katlanacağına dikkati çekti.

Çelik, dünyanın 49 milyon kilometrekaresinin tarıma elverişli olduğunu belirterek, kullanılabilecek tarım arazisinin ise 14 milyon kilometrekare civarında bulunduğunu dile getirdi.

Dünyada her yıl 120 bin metrekarelik alanın tarım dışı kaldığına işaret eden Çelik, "Bu devam ederse ortalama 116 yıl sonra tarım yapacak alan kalmayacak. İnsanlık aslında kendi kıyametini hazırlıyor." görüşlerini aktardı.

Dünya nüfusunun yüzde 70'inin şehirlerde yaşadığını anlatan Çelik, "Kırsalı boşaltıyoruz. Herkes hazır yiyici, hazır tüketici. Boşalan tarım alanlarını kim ekecek? Kim sofraya bir şey taşımak için mücadele edecek? Karşı karşıya kaldığımız bir başka tehlike de bu." değerlendirmesinde bulundu.

Faruk Çelik, "Öyle bir zamana gidiyoruz ki 'Gıdayı kontrol eden dünyayı kontrol eder.' diyebiliriz. Önümüzdeki savaşlar su ve gıdaya erişim savaşları diye tanımlanabilir." dedi.

Toprakla ölündüğü zaman değil yaşıyorken buluşmanın önemli olduğunu dile getiren Çelik, "Özümüzü, aslımızı unutmadan bir yaşam dizayn etmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

- "Bizim ne yele ne sele ne de ele verecek toprağımız var"

Türkiye'de 24 milyon hektar tarım, 14,6 milyon hektar mera, 1 milyon hektar su alanı bulunduğu bilgisini veren Çelik, 2 milyonun üzerinde de çiftçi olduğunu aktardı.

Çelik, ülkede 116 milyon ton bitkisel, 23 milyon ton hayvansal üretim yapıldığını, 161 milyar liralık tarımsal hasıla olduğunu ve 17 milyar dolarlık tarımsal ihracat gerçekleştirildiğini aktardı.

Bu yıl 13 milyar lira tarımsal destek sağlanacağını ifade eden Çelik, 150 milyar dolarlık tarımsal hasıla ve 40 milyar dolarlık tarımsal ihracat hedeflediklerini söyledi.

Bunun başarılması için toprak, gübre, ilaç, tohum, fide, fidan destekleme, pazarlama, TARSİM, lisanslı depo ve hayvancılıkta yerli üretim konularında yoğun çalışma başlattıklarını anlatan Çelik, şunları kaydetti:

"Toprağın korunması kapsamında öncelikle 141 ovayı tarımsal sit alanı ilan ettik. Toplamda ise 300 ova tarımsal sit alanı olacak. Bizim ne yele ne sele ne de ele verecek toprağımız var. Topraklarımızı betonla değil tohumla nikahlayan bir anlayışı oturtmamız gerekiyor. Ekilmedik bir karış arazi bırakmayacağız. Yüzlerce hektar arazi çeşitli nedenlerle atıl vaziyette duruyor. Arazilerimizi keyfi kullanma yaklaşımında olmamalıyız. Toprağın niteliğini de artırmak amacıyla bilinçli tarım konusunda yoğun bir çalışma başlattık. 2018'de çayda organik tarıma geçiyoruz.

Bakan Çelik, Türkiye'nin tarımda hedeflerine ulaşmak için verimi artırması gerektiğini vurgulayarak, hektar başına buğday üretiminin dünya ortalaması 3,2 ton, OECD ortalaması 3,7 ton iken, Türkiye'de bu rakamın 2,9 ton olduğunu ifade etti.

Artık "geçimlik tarım" anlayışından çıkmak gerektiğini aktaran Çelik, tarımda maliyetleri düşürebilmek için müşterek araç kullanımı gibi mekanizmalardan faydalanmak gerektiğini söyledi.

Çelik, verimin artması için arazi toplulaştırması yaptıklarını kaydederek, giderlerin düşeceği, gelirlerin yükseleceği bir model olduğu için birçok yerde gönüllü toplulaştırma gerçekleştireceklerine inandıklarını sözlerine ekledi.