Borç kriziyle boğuşan Avrupa'daki yetkililerin bankacılık düzenleme kurallarını değiştirmesi ve ABD'deki karar mekanizmasının işleyişindeki sorunlar, Basel III olarak bilinen sermaye standartlarını sekteye uğratıyor.

Basel Bankacılık Komisyonu'nda yer alan 27 ülkenin 1 yıllık çalışmanın sonucunda küresel finansal sistemi güçlendirmek için ortaya çıkardığı Basel III kuralları, sermaye artırımını ve borçlanma bağımlılığını düzenlemeyi hedefliyor. Ancak, üye ülkeler Basel III kurallarını kendi ülkelerinde yürürlüğe koymaya başladıkça, Avrupa Birliği ve ABD cephesinde pürüzler çıkıyor.

Avrupa Birliği'ndeki politikayapıcılar düzenlemelere dahil edilecek sermayenin tanımını yeniden yaparken, ABD de mevcut durumdaki Dodd Frank yasasını yeni finansal reformlarla birleştirerek, Basel III'e uyarlamaya çalışıyor.

ABD ve Avrupa'da şartların değiştiğinin altını çizen eski Hazine Bakanlığı avukatı ve Paul Hastings Janofsky & Walker LLP'nin ortaklarından Gerard Comizio, "Avrupa, bankalarının gereken sermaye artıramayacağını farketti. ABD ise şimdi Basel III'e karşı savaşmaya başladı" dedi. Comizio, Basel III'ün artık çok kesin bir görüntüye sahip olamadığını belirtti.

Basel Komisyonu, 2008'deki krizin bankacılık sistemindeki kırılganlıkları ortaya çıkarmasının ardından, sermaye standartlarını yeniden düzenleyerek,  yeni likidite ve kaldıraç kuralları getirdi.  

Lehman Brothers'ın iflasının sonrasında kredi piyasaları bloke oldu ve dünya ekonomisi 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana gördüğü en sert resesyonunu yaşadı.