Advertisement

Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası (Şeker-İş) Genel Başkanı İsa Gök, ülke ihtiyacının üstünde belirlenen nişasta bazlı şeker (NBŞ) kotalarının makul düzeye indirilerek, pancar çiftçisinin ve şeker üreticilerinin zarar görmesinin engellenmesi gerektiğini dile getirdi. 

Dünyada birçok ülkenin şeker pancarı üretimini desteklemesine rağmen Türkiye'de üretimin kotalarla sınırlandırıldığına dikkati çeken Gök, şunları kaydetti: "Pancar şekerinin üretim kapasitesindeki düşüş istihdam ve nakliye sektörünü olumsuz etkileyecektir. Yaşanan daralma ile tarımsal istihdamda her yıl 10 binlerce tarım işçisi işsiz kalacak, milli ekonomide yaklaşık 300 milyon liralık kayıp oluşacaktır. Diğer bir anlamda, bu durum 210 bin dekar alanda pancar tarımı yapılamaması ve 300 bin ton besi hammaddesi olan küspenin ve kozmetik, ilaç, alkol gibi sektörlerde kullanılan 50 bin ton melasın yok olması demektir."

"NBŞ KOTASI AB NORMLARINDA TESPİT EDİLMELİ"

Gök, ihtiyaç duyulmamasına rağmen yurt dışında üretilen nişasta bazlı şekerlerin (NBŞ) Türkiye'de rahatlıkla tüketime sunulduğuna vurgu yaparak, şunları söyledi: "Nişasta bazlı şeker kotalarının artırılması milli ekonomimize zarar veriyor çünkü her kota artırımı 10 binlerce pancar üreticisini işsiz bırakacak. Avrupa ülkeleri nişasta bazlı şeker kotaları ortalaması yüzde 1-2 iken, ülkemizde yüzde 10 olarak belirlenen nişasta bazlı şeker kotasının her yıl yüzde 50 oranında artırılması pancar şekeri üretimi üzerinde yılda 120 bin tonluk daralmaya neden olmakta. Yüksek şeker potansiyeline sahip Türkiye'de şeker pancarı tarımı ve endüstrisinin korunması, desteklenmesi ve geliştirilmesi gerekliliğinden hareketle nişasta bazlı şeker kotasının, AB normlarında tespit edilmesi gerekmektedir."

"TÜRK ŞEKER PİYASASI KÜRESEL GÜÇLERİN İŞTAHINI KABARTIYOR"

Yurt dışında nişasta bazlı şeker üreticilerinin küresel şirketler olduğunu ve dünyanın birçok ülkesinde operasyon yürüttüklerini belirten Gök, "Küresel güçlerin gözü Türk şeker sektörünün üzerinde. Amaçları, 2 milyar doların üzerinde katma değer sağlayan şeker sektöründen devletin elini çektirip, Türkiye'yi şekerde dışa bağımlı ülke haline getirmek. Türk şeker piyasası küresel güçlerin iştahını kabartıyor. Onların soframızdaki oyununa karşı şeker fabrikaları ve şeker pancarı yerli ve milli duruşun olmazsa olmazıdır. Ülke tarımı ve toplum sağlığı için şeker fabrikalarına her zamankinden daha çok sahip çıkılmalı." dedi.

Türkiye'de 25'i Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ (Türkşeker), 8'i ise özel sektöre ait olmak üzere toplam 33 şeker fabrikasının bulunduğunu anımsatan Gök, Türkşeker'e ait fabrikaların özelleştirme programında olduğunu hatırlattı.

Yıllık 2,5 milyon tonla dünyanın en önemli şeker üreticisi ülkelerinden biri olan Türkiye'nin, Rusya, Fransa, ABD ve Almanya'nın ardından beşinci sırada bulunduğunu söyleyen Gök, şeker pancarının 100 bini aşkın üreticisiyle ülke tarımının en önemli parçası olduğunu vurguladı.

Gök, şeker tarımının varlığının doğrudan ve dolaylı olarak 10 milyona yakın insanı ilgilendirdiğini dile getirdi.

"ÜRETİCİ, İŞÇİ VE KAMUNUN YER ALDIĞI YAPILANMAYA GİDİLMELİ"

Şeker pancarı ve şeker fabrikalarının cumhuriyetin ilk yıllarındaki stratejik özelliğini, bugün de koruduğunu dile getiren Gök, şeker fabrikalarının özelleştirme kararının programsız ve vizyonsuz alınan bir karar olduğunu ifade etti.

Gök, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinde atılacak yanlış bir adımın da Türkiye'de yüzyıllık geçmişi bulunan şeker sanayisi ve tarımı yok edebileceği uyarısında bulunarak, şunları söyledi: "Dünya ülkelerinde özelleştirme uygulamaları sonucu yaşanan tecrübe nihayetinde şeker fabrikalarının işleyiş yapısına en uygun olan yöntem, üretici ve çalışanların hakim olduğudur. Şeker fabrikalarının verimini artırmak için pancar üreticisi, şeker işçisi ve kamunun içinde yer aldığı bir yapılanmaya gidilmelidir."

 

AA