Advertisement

Yunanistan ile yazılıp çizilenleri okumaktan size de, bize de gına geldi. Aslında son tahlilde ne olacağı belli olan bir hikâyenin sakız gibi uzatıldığı bir dönemin sonuna geldik. Bu yazıda "Şu bunu istedi! Diğeri olmaz dedi" gibi bir manzumenin içine sizi sokmayacağım. Sadece kısaca gelinen noktayı özetleyelim ve arkasından başlıktaki 3-0'lık skoru açıklayalım yeter.

Bu hafta sonuna kadar neler oldu?

Şubat ayında Syriza'nın seçimleri kazanması sonrası  hali hazırda devam eden kurtarma paketinin 7.2 milyar euroluk diliminin alınabilmesi için Yunanistan tarafında atılacak imzalar bilindiği üzere rafa kalktı. Sonuçta Syriza yüzde 35 bir oy almış ve anti kemer sıkma vaatleri ile Yunan Meclisinde 12 sandalye farkla iktidara gelmişti. Başbakan Tsipras ve Maliye Bakanı Varoufakis aldıkları oyun karşılığı olarak, içinde kamu çalışanlarınım maaşlarının düşürülmesi, faiz dışı fazlanın yüzde 4.5 seviyesinde tutulması, emekli maaşlarında kesintiler gibi "can sıkıcı" maddelerin bulunduğu anlaşmayı 4 ay boyunca imzalamadı. Bu zamana kadar olan ödemelerini biraz kenarda köşede kalanlardan biraz da AMB’nin imkânlarını sömürerek yerine getirdi.

Ama deniz bitti. 5 Haziran itibariyle başlayacak ve 1.5 ayda 1.2 milyar € ödenmesi gereken döneme gelindi. Kasada para yok. Kreditörler gergin, Tsipras endişeli ve Brüksel merkezli görüşmelerde havanda su dövülüyor!

Bu hafta sonu ne oldu?

Brüksel'de görüşmeler devam ederken ve bir sonuç alınması konusunda herhangi bir ümit yokken ABD Hazine Bakanı Lew Londra'da bir toplantıda, "Yunanistan'ın Euro'dan çıkışı (Grexit) ciddi bir ihtimal olarak önümüzde duruyor. Bu ihtimalin gerçekleşmesi durumunda hem ekonomik hem de siyasi ciddi riskler doğacaktır. Örnek vermek gerekirse Lehman krizine yarattığı risk açısından 10 üzerinden 9 verirsek Grexit'in risk katsayısı da 6'dan daha düşük değil" açıklamasında bulundu.

Pazartesi'den itibaren neler oluyor?

İşte bu açıklamalar sonrası malum 4'lü; Almanya ve Fransa Devlet Başkanları Merkel ve Hollande, IMF Başkanı Lagarde ve ECB Başkanı Draghi Brüksel'de acil toplanıp Yunan Başbakanı Tsipras'ı aradılar.

Görüşme sırasında özellikle Merkel'in AB ve Euro'nun bütünlüğü ve büyüsünün korunması konusundaki hassasiyeti öne çıktı. Bu çerçevede de Tsipras'a "kabul edilebilecek en makul şartlarla gel, bu iş daha fazla uzamasın" dendi.

5 Haziran'a kadar neler olur?

Tsipras iktidarının 12 milletvekiline bağlı olduğunu biliyor. Dolayısı ile Yunan kamuoyunda "ültimaton alındı!” ya da "Seçmen aldatıldı, kemerler daha fazla sıkılacak" şeklinde anlaşılacak bir anlaşmaya imza atamaz. Ama ülkesini AB dışına çıkaran lider de olmak istemiyor.

Bu sebeple şu ana kadar pazarlık süreci, Rusya kartı, ABD desteği gibi konuları çok iyi oynayan Tsipras Şubat ayına göre çok daha hafif şartlarda olacak anlaşmayı imzalayacak. Faiz dışı fazla yüzde 4.5 yerine yüzde 1.5 olacak, emekli maaşlarının dokundurtmayacak, iş yasalarında çalışan lehine şartları göstermelik düzenleyecek.

Eh bundan iyisi, Şam’da kayısı.

Peki skor neden 3-0?

Yunanistan ilk golü 1999 yılında "şartları tam olarak yerine getirememesine rağmen AB'ye alınarak " attı. İkinci golü 2010-2013 arasında iki seferde toplam 260 milyar euro ile dünya tarihinin en büyük kurtarma paketini almayı başararak attı. Son gol de şimdi geliyor. Daha önce attığı imzalara rağmen şimdi "şartları iyileştir ödeyemiyorum diyor " ve bir Allahın kulu çıkıp "bat o zaman" diyemiyor.

Büyüksün Poseidon, Athena ve Afrodit!