Advertisement

Farkında mısınız bilmiyorum ama son günlerde at, eşek ve domuz etine yönelik baskın haberleri medyada sıkça yer almaya başladı.

Sadece son 1 ay içerisinde okuduğumuz bazı haberleri hatırlayalım:

*** Adana’da kaçak at kesimi yapıldığı tespit edilen depoya düzenlenen operasyonda 1 kişi yakalandı, kesime hazır 16 at bulundu. (29 Mayıs 2017)

*** Aydın’da bir depoya baskın yapan jandarma ekipleri Türkiye’nin farklı illerine gönderilmesi planlanan yemeklik olarak hazırlanmış 5 ton kaçak domuz eti ele geçirdi. Gözaltına alınan depo sahibiyle birlikte 4 şüpheli tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. (26 Mayıs 2017)

*** Adana’da Ramazan ayı öncesi kesime hazırlanan at ve eşek kasaplarına(!) yönelik operasyonda 13 eşek, 3 at ve 3 sıpa kesilmekten kurtarıldı. Cumhuriyet savcısının talimatı üzerine ahırda bulunan at ve eşeklere el konuldu. Ahır ve çevresinde yapılan araştırmada at ve eşeklere ait 10 karaciğer, 30 kalp, 10 kilo parçalanmış et ve üzeri kanlı motorlu testere bulundu. (26 Mayıs 2017)

*** Balıkesir'in Karesi İlçesi'nde, bir dükkanda 590 kilogram kaçak et ele geçirildi. Operasyonda, dükkanda kasa ve torbalar içinde büyükbaş ve küçükbaş hayvanlara ait menşei ve kaynağı belli olmayan 590 kilogram hayvan eti imha edildi. (24 Mayıs 2017)

*** Gaziantep’in Şahinbey İlçesi’nde bulunan ruhsatsız bir entegre et tesisi ve kesimhanesinde at ve eşek kesildiği ihbarı üzerine jandarma ekipleri, Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Gıda Denetim uzmanları ve Şahinbey Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri harekete geçti. Ekipler yaptıkları baskında yaklaşık 3.5 ton kesilmiş at ve eşek eti tespit etti. Tesisin yakınında ağaca bağlı 3 tay ele geçirildi. (13 Mayıs 2017)

*** Tekirdağ Malkara karayolu üzerinde meydana gelen kaza sonucunda kaçak olarak kesildiği tespit edilen ve sakıncalı bir şekilde taşındığı ortaya çıkan 2 tona yakın kaçak et imha edildi. (30 Nisan 2017)

Yukarıda paylaştıklarımız sadece son 1 ayda gerçekleştirilen operasyonlarda ele geçirilenler...

Ya ele geçirilemeyen ve piyasaya sürülenler ne kadar dersiniz?

Yapılan sorgulamalarda sahtekarların bugüne kadar piyasaya bir şekilde sürdüğü bu ürünlerin toplam miktarını merak etmiyor değiliz.

Burada açıklanması gereken bir diğer önemli bilgi de baskınlar sırasında ele geçirilen kaçak etçilerin bağlantılı olduğu tedarik zincirinin diğer üyeleri.

Mesela kesilen ve piyasaya sürülen bu at, eşek ve domuz etini hangi kasaplar, restoranlar, oteller ya da işletmeler satın alıyor?

Bu etler nerelerde, nasıl pazarlanıyor?

İnsan sağlığını tehdit eden bu yasadışı, kaçak sistemdeki aracı zincirinde kimler var?

Bu işin artık basit bir sahtekârlık olduğunu düşünmüyoruz.

Ciddi bir ekonominin yattığı bu alanda, karşımızda çok daha organize ve sistemli hareket eden bir yapı ya da yapılar olduğu kanaatindeyiz.

TÜRKİYE'DE AT, EŞEK, KATIR SAYISI HIZLA AZALIYOR

Aslına bakarsanız Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) at, eşek ve katır varlığına yönelik verileri de bu tür haberler karşısında bizi düşündürüyor.

TÜİK verilerine göre Türkiye'de son 10 yılda at sayısı 189 bin adetten 120 bin adete gerilerken, eşek sayısı 296 bin adetten 151 bine düşmüş. Katır sayısı da 68 bin adetten 38 bine gerilemiş.

Yani bir başka ifadeyle son 10 yılda Türkiye'de eşek sayısı yüzde 36, at sayısı yüzde 49, katır sayısı ise yüzde 44 azalmış durumda.

Siz olsanız bu azalışı nasıl yorumlarsınız?

Böyle giderse 10-15 yıl sonra bu hayvanları sadece hayvanat bahçelerinde göreceğiz.

KIRMIZI ETTE ARZ-TALEP DENGESİZLİĞİ

Bildiğiniz üzere Türkiye’de kırmızı et tarafında maalesef arz-talep tarafında dengesiz bir yapı var.

TÜİK verilerine göre Türkiye'de yılda 1 milyon 173 bin ton kırmızı et üretiliyor. Bunun 1 milyon 60 bin tonu sığır, 113 bin 500 tonu koyun-keçi, kalan 351 tonu ise manda etinden elde ediliyor. Ancak yıllık tüketim talebi 1 milyon 400 bin ton civarında.

O yüzden de arz açığı ve spekülasyonlara karşı büyükbaş canlı besi materyali ithalatı tam gaz sürüyor.

Ama buna rağmen, söz konusu dengesizliğin yansıması fiyatlar üzerinde hâlâ hissediliyor.

Piyasada etin cinsi dahi artık çok sorgulanmıyor. Tüketici çoğu zaman dana eti diye inek eti, kuzu eti niyetine koyun eti tüketiyor. Bu yine konunun en masum tarafı...

Kırmızı et fiyatlarının yüksek seyri bu tür sahtekâr ve fırsatçılar için en uygun ortamı hazırlıyor.

Bu durum bir taraftan tüketicileri kaygılandırıyor, öte yandan yeme-içme ve gıda sektöründe işini hakkı ile yapanları da zan altında bırakarak mağdur ediyor.

Artık tüketiciler mecbur kalmadıkça kasap ya da marketlerde kıyma alırken hazır çekilmiş kıyma yerine kendilerinin gözü önünde parça etten çekilen kıymayı tercih ediyor.

Tüketici, dışarıda köfte, kebap, lahmacun ya da döner gibi etli yemekleri yerken içinde ne olduğu konusunda kuşku duyuyor.

Hatırlayacaksınız Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın Aralık 2016'da açıkladığı taklit ve tağşişli gıda ürünleri arasında içinde at, eşek ya da domuz eti tespit edilen kebap, köfte, kavurmanın müşterilere sunulduğu lokanta ve restoranlar da vardı.

Kırmızı ette arz-talep dengesi sağlanmadığı, fiyatlar istikrar kazanmadığı, sahtekarlara karşı ceza ve yaptırımlar caydırıcı olmadığı sürece farkında olmadan bu etleri tüketmeye ve bu haberleri okumaya devam ederiz.

O yüzden bu işin üzerine tüm boyutlarıyla bir bütün olarak gitmek gerekiyor.

Belki de yetkililerin zaman zaman açıklanan taklit ve tağşiş ürünlere yönelik ifşanın bir adım ötesine geçerek yeni caydırıcı kararlar alması ve adımlar atması gerekiyor.

İşin özü...

Bir ülkenin et ve süt politikası doğru işlemezse, sahtekarların domuz, at, eşek ve kaçak et politikaları devreye girer.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com