Advertisement

Hayvancılık açısından en önemli girdilerin başında yem geliyor.

Türkiye’de ise yem fiyatları içeride yeterli üretim olmadığı için maalesef hammadde tarafında ithalata olan bağımlılıktan ötürü kur baskısı altında.

Döviz kurlarındaki yükseliş anında yem fiyatlarına yansıtılıyor.

Çiftçi, özellikle son dönemde hızla artan yem fiyatlarından şikayet ediyor.

Son 1 aydır sosyal medya hesaplarımız ve e-mail üzerinden gelen mesajların önemli bir kısmı yem fiyatlarındaki artışla ilgili.

Piyasada özellikle soya küspesi, ayçiçek ve kanola küspesi ile kepek tarafında hammadde sıkıntısı olduğu dile getiriliyor.

Çiftçi temsilcilerinden aldığımız bilgilere göre fiyatlardaki artış için birkaç farklı gerekçe var.

Gerekçelerden bir tanesi kurlardaki artış

Bir diğer gerekçe ise ithal edilen soyalarda tanımlanmamış GDO bulaşığı çıkınca Türkiye’ye soya getiren 7 gemiden 3’ünde sorun çıkması…

Soya hammaddesinde yaşanan bu sıkıntı yüzünden yem firmaları ayçiçek küspesine yönelmiş ancak içeride üretim yeterli olmadığı için tıpkı diğer ürünlerde olduğu gibi çare yine ithalatta aranmış. Ancak kurdaki yükseliş ile birlikte ayçiçek küspesi ve kepek fiyatları da artmış.

Hammadde fiyatlarındaki bu sert yükselişleri sadece kur etkisi ve ithalat tarafındaki sorunlara bağlamak ne kadar doğru emin değiliz.

Bu sorunları fırsat bilip fiyat artışlarının manipüle edilerek üreticinin mağdur edildiği de iddialar arasında.

Bir diğer iddia ise bu vesileyle Türkiye’nin ithal ettiği GDO’lu yemlerdeki gen sayısının artırılmasına yönelik lobi faaliyetleri.

Ama ortada bir gerçek var ki o da söz konusu gelişmeler ışığında artan yem fiyatları çiftçileri mağdur ediyor.

Çiftçiler, yem şirketlerinin aylık olarak güncellediği yem fiyatlarını artık haftalık olarak günceller hale geldiğini söylüyor.

Süt sığırcılığı tarafında faaliyet gösteren bir çiftçimiz kullandığı süt yeminin fiyatının yılbaşından buyana 1,19 TL seviyesinden 1,33 TL’ye kadar çıktığını belirtiyor. Yani son 2,5 aydaki artış yüzde 12 seviyesinde.

Yemler kendi içlerinde farklı içeriklere ve özelliklere sahip olduğu için fiyatları da değişiklik gösteriyor. O yüzden tek bir yem fiyatı üzerinden örnek vermek yanlış olabilir.

Ama fiyat artışlarının neredeyse tüm yem çeşitlerinde olduğunu söylemek de yanlış olmaz.

Aydın İli Süt Üreticileri Birliği Başkanı Servet Başkaya, kur artışını gerekçe gösteren yem fabrikalarının, son 4 ay içerisinde yem fiyatlarına dördüncü kez zam yaptıklarını söylüyor.

Üreticilerden aldığımız bilgilere göre son zamlarla birlikte 50 kilogramlık süt ve besi yemi torba başına 6-7 lira daha zamlanmış durumda.

Bazı firmaların güncel fiyat listelerine göz attığımızda üreticilerin en çok kullandığı 18 protein süt yeminin çuvalı ortalama olarak 60-61 lirayı buluyor. Besi geliştirme yemi ise 62 lira seviyelerinde seyrediyor.

Türkiye Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Merkez Birliği Genel Başkanı Yakup Yıldız, yem fiyatlarının son 1 ayda 2 kez zamlandığını söylüyor.

Torbası 60 liranın altında yem olmadığının altını çizen Yıldız, vadeli durumlarda fiyatın çok daha yüksek olduğunu da hatırlatıyor.

Kasım 2017’den bugüne hem süt hem de besi yemi fiyatlarının ortalama yüzde 15 zamlandığını hesaplayan Yakup Yıldız, “Kasım’da torbası 54 lira olan süt yemi şuan 62 lira seviyesinde. Benzer artış besi yeminde de geçerli” diyor.  

BNG Tarım sahibi Alaattin Özbey ise yem firmalarının kesif yeme son 1 ayda 3 kere zam yaptığını ifade ederek, “Yılbaşından bu yana kesif yem fiyatına toplam yüzde 27 zam yapıldı” diyor.

Konuştuğumuz yem üreticileri de çiftçilerden farklı birşey söylemiyor.

Yılbaşından bu yana yem fiyatlarındaki artışın yüzde 30'u bulduğunu ifade eden yem sanayicileri, mevcut şartlarda zamların devam edeceğini belirtiyor.

Konuştuğumuz tüm üreticiler ise her geçen gün artan maliyetlerle kârlı ve sürdürülebilir bir üretim yapmanın mümkün olmadığını kaydediyor.

Çiftçiler haklı olarak şu soruyu da soruyor: Ulusal Süt Konseyi tarafından çiğ süt fiyatı referans fiyatı artırıldığında medyada geniş yer almasına karşın, çiftçinin en önemli girdilerinin başında gelen yem fiyatlarının ardı ardına zamlanması neden yeterli derecede gündeme getirilmiyor?

Üreticilerin bir diğer eleştirisi de çiğ süt referans fiyatlarındaki düzenleme ve denetim mekanizmasının girdiler tarafında olmamasına yönelik.

Çiftçiler diyor ki, “Keşke üreticinin çiğ süt tarafındaki fiyat belirleme mekanizması tarım girdilerinde de uygulansa. Çiftçinin yem, mazot, gübre gibi temel girdilerinin fiyatlarındaki artışlar da mercek altına alınsa…”

Öyle ya üreticinin çiğ süt referans satış fiyatına yönelik bir mekanizma varken, aynı çiftçinin üretiminde kullandığı girdilerin fiyatlarına yönelik neden bir denetim mekanizması yok?

Bugün, Anadolu’nun farklı bölgelerinden hayvancılık yapan çok sayıda üreticiyle konuştuk.

Çoğunluğu daha biz bir şey söylemeden konuyu yem fiyatlarındaki zamlara getirdi.

Bu mesele sadece üreticileri ilgilendirmiyor.

Maliyetlerdeki bu artış yarın bir gün hem süt hem et tarafında gıda enflasyonuna da yansımaya devam edecek.

Yani konu 80 milyonu yakından ilgilendiriyor.

Umarız Gıda Komitesi, tarımdaki yapısal meselelere odaklanırken girdiler tarafındaki bu kronik sorunun çözümü için de çalışmalar yapıyordur.

Aksi takdirde bu şartlarda tarımsal üretim yapabilecek çiftçi bulmak her geçen gün zorlaşacak.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com