Advertisement

Tarımın en önemli girdileri arasında yer alan gübre konusunda sektör son dönemde biraz rahatsız.

Hatırlanacağı üzere bombalı terör saldırılarında ve yüksek tesirli patlayıcı yapımında etken madde olarak kullanılan amonyum nitratlı gübrelerin satışı yurt genelinde 8 Haziran 2016’da durdurulmuştu.

Sonrasında da gübre sektörüne yönelik sıkı düzenlemeler getirildi.

Kimyasal gübrelerin yanı sıra organomineral ve organik gübreyi de kapsayan tüm gübre çeşitlerinin Karekod ve DNA Barkod uygulaması ile izlemeye alınma kararı sektörde tartışma yarattı.

Gübre Üreticileri İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği (GÜİD) Başkanı Metin Güneş, nitrat bazlı gübrelerin el yapımı patlayıcılarda kullanılmasına karşı yürürlüğe giren Gübre Takip Sistemi'nde (GTS) ciddi sorunlar olduğunu savunuyor.

Sorunların çözümünde muhatap bulamamaktan şikayetçi olan GÜİD Başkanı Metin Güneş, bu konuda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da bir mektup yazdıklarını söyledi.

Biz de Gübre Üreticileri İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı mektubu olduğu gibi yayımlıyoruz:

06 Nisan 2017 tarih 30030 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Piyasaya arz edilen gübrelerin izlenmesine yönelik tebliğ (Tebliğ No: 2017/17) tarımın en önemli paydaşlarından olan gübre sektörünü kaosa sürüklemekte, çözümü imkansıza yakın sorunlar oluşturmaktadır.

Tebliğin çıkış noktası El Yapımı Patlayıcı (EYP) yapımında kullanılan nitrat bazlı gübrelerin takip edilmesi olmasına rağmen yönetmelik bir gecede tüm gübreleri kapsayacak şekilde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Ülkemizin yıllardır en büyük sıkıntısı terördür. Binlerce insanımız şehit olmuştur. Terörle ilgili atılacak her adımda, ülkemizin bölünmez bütünlüğü için kanımızın son damlasına kadar mücadele etmeye varız.

Sıvı üründen, organik ürünlere kadar yanıcı dahi olmayan ürünlerin takip edilmesi için çıkarılan tebliğ, başta çiftçimize olmak üzere tarım sektöründe aşılması yıllar alacak çok ciddi boyutta sorunlar oluşturmaktadır.

ÜLKE EKONOMİSİNE YÜK YILLIK 800 MİLYON

Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü (BÜGEM) ile yaptığımız görüşmelerde gübre takip sisteminin (GTS) üretici ve ithalatçı firmalara ek yük getirmeyeceği söylenerek maliyet konusu geçiştirilmektedir. Yüklenici firma şartları oldukça ağır bir sözleşme ile sarf malzeme satarak bu maliyeti çıkaracak olup, bizlere tahmini rakamlar söylenmektedir.

Ülkemizde katı ,sıvı ,organik vs olmak üzere 7 milyon ton gübre 1,5,25,50 litre veya kilogramlık ambalajlarda gübre satılmaktadır. Ambalaj başına 2-3 TL maliyet geleceği söylenmekte olup bunun karşılığı yıllık minimum 600 milyon liradır.

EYP yapımında kullanılan gübreleri satsın satmasın her türlü zirai ilaç, gübre bayileri, kooperatifler, birlikler, gübre üreticileri ve ithalatçıları olmak üzere minimum 15 bin satış noktasına kamera sistemi getirilecektir. GSM şirketleriyle yapılan anlaşma sonucu kurulum maliyetleri hariç aylık sabit kamera başına 200 TL alınacak olup en iyimser rakamla yıllık maliyeti 36 milyon liradır.

Birçok işletme makine ve insanı aynı anda kullanmakta, tam otomasyon bulunmamaktadır. Bu nedenle günlük üretim ve paketleme kapasiteleri yüzde 25 ila yüzde 30 gibi düşecek ve bu da maliyeti artıracaktır. İhracat pazarlarında da rekabet etmemiz zorlaşacaktır.

Gübre konusunda yeterli hammadde ve kaynaklara sahip değiliz, bu nedenle yüzde 90’ın üzerinde ithalat yapmaktayız. Birçok firma paketli ve ambalajlı ürün getirmektedir, bu nedenle ithal ürünlerde uygulanamaz. Birçok ithalatçı bu uygulamadan ötürü pazardan çıkacak, piyasaya arzda ciddi miktarda düşecek, bu da ciddi fiyat artışları, tekelleşme, kaos ve hatta karaBorsa ortamı sağlayacaktır. Ayrıca ülkemizde üretim yapan uygulamayı yapamayacak birçok firma kapanacaktır.

Tüm bunları üst üste koyduğumuz zaman tarıma, dolasıyla çiftçimize yüklenecek yük yıllık minimum 800 milyon liradır.

İHRACATTA SORUN YAŞAMA İHTİMALİMİZ KESİN

Ülkemiz son yıllarda birçok alanda olduğu gibi özel gübre konusunda ihracatta büyük atılımlar yapmıştır. Bu alanda ileri seviyede olan İspanya, İtalya, Hollanda, Almanya gibi ülkelerin pazarlarından önemli ölçüde pay almaya başladık. Maliyetlerin artması ile rekabetin zor olacağını BÜGEM’e sorduğumuzda ihracat ürünlerinde DNA markörün ve karekodun kullanılmayacağını söylediler. GTS sistemi ile artan işletme maliyetlerinin ihracat ürünlerine yansımaması gibi bir durum söz konusu olamaz.

GTS ile hem ürünlere DNA markör püskürtülmekte veya karıştırılmakta hem de kare kod ile takip edilmektedir. Her ne kadar sağlık açısından sakıncaları olmadığı söylense de DNA markörün nano partikül olması sebebiyle bitkiye, ürüne geçeceği kesindir. Böyle bir uygulama sonucunda rakip ülkelerin hakkımızda olumsuz propaganda yapması kolaylaşır.

Böyle bir uygulama olduğunda hem yaş sebze meyve ihracatında hem gübre ihracatında çevremizde bu kadar düşman ülke varken bu durumu izah etmekte zorlanırız. Çözümü uzun yıllar alacak sorunlarla karşı karşıya kalırız. İhracatta hızla aldığımız mesafeyi kaybederiz.

TEK BİR FİRMA 100 MİLYONLARCA LİRA CİRO VE KAR YAPACAK

Sistem kurulumu sadece bir firmaya ihale edilmiş olup rekabet kanununa muhalefet etmektedir. Ayrıca bin 221 adet firmaya sistemi kurması ve teknik servis vermesi mümkün değildir.

Yüklenici firma tüm kurulum maliyetlerini üstleniyor. Bin 221 adet firmaya makine ve otomasyon sistemleri kurulacak olması çok ciddi maliyetler getirecektir. Firmanın bu maliyetleri, sadece sarf malzemeleri fatura ederek bu yatırımı karşılayacağı söyleniyor. Ödeme, ödeme şartları, yıllık artışlar hakkında hiçbir bilgi ve belge bulunmamaktadır.

Tek bir yüklenici firma olmasına küçük bir örnek verecek olursak yüklenici firmanın sözleşmesinde, “Birim fiyatları, her üç ay bir önceki aylara ait TÜFE, ÜFE oranlarının ortalaması hesaplanarak belirlenen oranda artırılacaktır”’ ibaresi yer almaktadır. Sözleşmenin her maddesi tek satıcı olmanın üstünlüğünü içermektedir. Kısaca tek bir firmaya yüzlerce firma, mühendis, işçi, çiftçi mecbur bırakılmıştır.

DNA’sından otomasyonuna, kamerasından barkoduna kadar her türlü altyapısının ithal edildiği dışa bağımlı ve dünyada örneği olmayan, yıllık ortalama 800 milyon TL minimum maliyetli, Türk çiftçisine ve ülke ekonomisine ek yük getirecek uygulama ile ilgili GUİD olarak önerimiz, “Piyasaya arz edilen gübrelerin izlenmesine yönelik tebliğin sadece EYP yapımında kullanılan ürünlerin üretimi, ithalatı, satışı ve takibi için kurulması ve uygulanmasıdır.

Bu uygulamanın da kare kod olarak yapılmasını öneriyoruz. Zira DNA markör ile söylenildiği gibi ambalaj bazında takip yapmak imkansızdır. BÜGEM, GTS ile istatistik toplamak ve bunun akabinde politikalar belirlemeyi hedeflemektedir. Bu, istatistik toplamak için çok pahalı bir yoldur. Ülkemizin kalkınması için üretmeye, çalışmaya, istihdam oluşturmaya devam edeceğiz. Ülkemizin birliği, milletimizin dirliği her şeyin önündedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazılan GÜİD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Güneş imzalı mektup bu şekilde…

Biz de hiçbir yorum katmadan mektubu sizlerle paylaşmak istedik.

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com